Özlenen Rehber Dergisi

111.Sayı

Ayakkabı Giyme Adabı ve Yürüme Adabı,

Ayakkabı önce sağ ayağa giyilir, çıkarılırken de önce sol ayaktan çıkarılır. Bu şekilde giyinip çıkaran kimsenin dalak ağrısı görmeyeceği bildirilmiştir. (Bkz., Ya’kûb b. Ali el-Bursevî, Mefâtîhu’l-Cinân Şerhu Şir’ati’l-İslâm, s.325; ed-Demîrî, Hayâtu’l-Hayavâni’l-Kübrâ, c.3, s.383)
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: ’Biriniz ayakkabı giy(mek iste)diği zaman (giymeye) sağ (ayağ)ıyla başlasın. Çıkar(mak iste)diği zaman ise (çıkarmaya) sol (ayağ)ıyla başlasın. Sağ (ayak), onların ilk giyileni ve onların son çıkarılanı olsun!’ (Buhârî, Libâs, 39)
Hattâbî bu hususla ilgili olarak; ’Ayakkabı, ayakları eziyetten koruduğu için bir nimettir. Sağ taraf sol taraftan üstün olduğundan önce sağ tarafın bu nimetten yararlanması için sağ ayakla başlama emri verilmiştir. Keza ayakkabı çıkarılacağı zaman da sağ ayağın bu nimetten yararlanmasının tam olması için son anda çıkarılması istenmiştir’ der.
Kâdı İyaz ve bazı âlimler bu hadisteki emrin müstehablık için olduğuna icmâ ile kaildirler. (Haydar HATİPOĞLU, Sünen-i İbn-i Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yay., c.9, s.395)
Ayakkabının ayakta giyilmesi zor ise oturularak giyilmesi gerekir. Câbir (r.a.)’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: ’Rasûlullah (s.a.v.), kişinin ayakkabıyı ayakta giymesini yasakladı.’ (Ebû Dâvûd, Libâs, 44)
Hattâbî; ’Ayakkabıyı ayakta giymenin yasaklanmasının sebebi, oturarak ayakkabıyı giymenin kolaylığı ve rahatlığıdır. Çünkü ayakta giymede devrilme tehlikesi vardır.’ demiştir. (Bkz., Haydar HATİPOĞLU, Sünen-i İbn-i Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yay., c.9, s.397)
Ebû Hureyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: ’Biriniz bir tek ayakkabıyla yürümesin! Ya ikisini birden çıkarsın (yalın ayakla yürüsün), ya da ikisini birden giysin!’ (Buhârî, Libâs, 40)
Hattâbî; ’Bir tek ayakkabı giymenin nehyedilmesinin hikmeti, akıl zayıflığı ve düşük karaktere hamlolunacağındandır’ demiştir.
Bazı âlimler de; ’Azalar arasındaki muvazene bozulacağından nehyedildi’,demişlerdir.
Beyhakî de, halkın âdetine ters düşmekte şöhret olduğu içindir, demiştir. (Bkz., Haydar HATİPOĞLU, Sünen-i İbn-i Mâce Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yay., c.9, s.396)
Ayakkabı giymeden önce içinde haşere, akrep, yılan gibi mahlukların kalmaması için silkelemelidir.
Ebû Ümâme (r.a.)’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) giymek için mestlerini istedi. Onların birini giydi. Sonra bir karga geldi, diğerini yüklenip götürdü ve (daha sonra yüksekten) onu attı. Ondan bir yılan çıktı. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ’Her kim Allah’a ve âhiret gününe iman ediyorsa mestlerini, onları silkelemeden giymesin.’ (Taberânî, Kebîr, c.4, s.274, h.no:7503)
Salik, eve veya herhangi bir yere gittiğinde ayakkabılarını çıkardığı zaman sağa-sola rastgele bırakmayıp, ayakkabılığa veya düzgün bir şekilde uygun bir yere koymalıdır.
Tuvaletler için kullanılacak terliklerin ucu kapalı olması daha uygundur. Bu durum def-i hacet esnasında bevlin sıçramasına engel olur.
YÜRÜME ADABI
Yürümeye başlamadan önce okunması gereken bir dua şöyledir:
Osman b. Affan (r.a.)’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ’Herhangi bir müslüman evinden yolculuk veya onun dışında bir şeyi kastederek çıkar ve çıkarken: ’Bismillâh, âmentü billâh, i’tesamtü billâh, tevekkeltü alallâh, lâ havle ve lâ guvvete illâ billâh/Allah’ın adıyla (başlarım). Allah’a iman ettim. Allah’a sarıldım. Allah’a tevekkül ettim. (Şerri defedecek) güç ve (hayrı temin edecek) kuvvet ancak Allah’ın (iradesiyle)dir.’ derse bu çıkıştan daha hayırlısı ile rızıklandırılır ve kendisinden bu çıkışın şerri defedilir.’ (Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.1, s.513, h.no:471)
Evden çıkarken ve eve girerken de Âyete’l-Kürsî okunur. Başı öne eğik, alçak gönüllü, yukarıdan aşağıya iner gibi süratle yürünür.
Müslümanlara eziyet veren şeyleri yollardan gidermelidir.
Yolda tükürmemelidir. Tükürecek olursa kâğıt mendillere, mendil yoksa önüne ve sağ tarafına değil, sol tarafına yahut ayağının altına tükürür.
Yürüyüşte seri olmalıdır. Sanki bir merdivenden iniyormuş gibi yürümelidir. Böyle bir yürüyüş kibirden uzaktır.
Yürürken kabarmamalı ve böbürlenerek yürümemelidir. Bu tür şeyler dahi kibir alametidir. Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Hakîm’de:
’Yeryüzünde kibirlenerek yürüme’ (el-İsrâ, 17/37; Lokmân, 31/18) buyurmaktadır.
Yürürken ellerini, kollarını sallaya sallaya yürümemelidir. Yürürken iki kadın arasından da geçmemelidir. Çünkü bu unutkanlığa sebep olur. Yol kenarlarını kadınlara bırakmalıdır.
Yüksek binaların altından geçerken çabuk geçmelidir. Zaruri bir durum olmadıkça, sokaklarda veya çarşı-pazarlarda oturmamalıdır. Şayet böyle yerlerde oturmak zorunda kalınırsa oraların hakkını vermelidir. Şöyle ki:
a) Gözünü kötü şeylere yummalıdır
b) Yolda gidenlere eziyet verecek bir şey varsa, onu kaldırıp atmalıdır.
c) Selam verenin dahi selamını almalıdır.
d) Yolunu şaşıranlara yol göstermelidir.
e) Yitirilen bir şey bulursa, onu bulunabilecek bir mercie teslim etmelidir.
f) Bulunduğu yere tükürmemeli, kabuk vs. atmamalıdır.
Bir kimse yanındakiler yürürken bineğe binmemelidir. Bu dahi kibir alametidir.
Asa ile yürümek de sünnettir.
Yürürken büyüklerin önüne geçilmemelidir. Gerek yürümede ve gerekse oturmada daima Efendimiz (s.a.v)’in soyundan olanlar öne geçirilmelidir.
Yollar ve oturulacak yerler, Müslümanların hiçbirine daraltılmamalıdır.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

  • medine paz sincan

    yazmış oldugunuz yazıdan sizleri kutluyorum.ALLAH razıolsun

2 kişi yorum yazdı.