Özlenen Rehber Dergisi

118.Sayı

Kış Mümin'.n İlk Baharıdır...

Harun APAYDIN Özlenen Rehber Dergisi 118. Sayı
الشِّتَاءُ رَبِيعُ الْمُؤْمِنِ

Bakıyoruz ki zaman su gibi akmakta, asırlar tükenip çağlar açılmakta, mevsimler değişmektedir.
İşte yine zaman döndü dolaştı, kış geldi. Günler kısaldı, geceler alabildiğine uzadı da uzadı... Rabbimiz Azze ve Celle Kur’ân-ı Kerim’de: ’Geceyi gündüze katarsın, gündüzü de geceye katarsın.’ (Âl-i İmrân, 3/27) buyurarak bazen gündüzün kısaltılıp bu fazlalığın geceye dâhil edilmesi, bazen de bunun aksinin gerçekleştirilmesini murat eden Rabbimiz, içinde bulunduğumuz bu aylarda, gecelerini uzatarak bir kez daha tecelli etmektedir.
Uzun geceler, belki çoğu zaman yapmak isteyip de yapamadığımız birçok fırsatlarla doludur. Allah’ı zikir, ailemizle hasbihal, dost ve akrabaları ziyaret; çay sohbetleri, her türlü ilmi çalışma, müzakere vb. işler, kışın uzun gecelerinde yapılabilecek işlerden bazılarıdır.
Kısacası kış geceleri başlı başına bereketli zaman dilimleri ve eşref saatleridir. Efendimiz (s.a.v.) bu hakikate dikkatlerimizi çekmek maksadıyla:
الشِّتَاءُ رَبِيعُ الْمُؤْمِنِ
’Kış müminin baharıdır.’ buyurmuş, (Beyhakî, es-Sünenü’l-Kebîr, Sıyâm, Bab no:115, c.4, s.489, h.no:8456) bu mevsimin Müslüman’ın hayatında ne kadar büyük bir önem taşıdığına işaret etmiştir.
Hadisten anlıyoruz ki; nasıl baharda, yeryüzü yeniden dirilerek türlü rayihalarla kaplanıyor ise müminin dünyasına da bahar kışın gelir. Mümin bu mevsimde, manevi âleminde yeniden dirilişi yaşar.
Fahr-i Kâinât efendimiz (s.a.v.), hadisin devamında bu mevsimin iki özelliğini açıklamış, bu mevsimi nasıl değerlendirmek gerektiği hususunda biz müminlere bir ışık yakmıştır:
قَصُرَ نَهَارُهُ فَصَامَ وَطَالَ لَيْلُهُ فَقَامَ
’Kışın gündüzü kısalmıştır, mümin oruç tutar; geceleri de uzamıştır, geceyi kıyam (ibadetle ihya) eder.’ (Beyhakî, es-Sünenü’l-Kebîr, Sıyâm, Bab no:115, c.4, s.489, h.no:8456)
Hadis Âlimleri bu hadisin şerhinde şunları söylemektedir: ’Mümin bu mevsimde tâat bahçelerinde gezinir, ibadet meydanlarında eğleşir; kalbi, amel bahçelerinde tenezzüh eder. Rabbine yaptığı türlü tâatlerle tam bir genişlik hali yaşar. Ne oruç ona zorluk verir, ne de geceyi ihya ederken uykusuz kalıp sıkıntıya düşer… Yâni gecenin uzunluğu uykusunu rahat almasına imkân verir, teheccüd ve evrad için dinç bir şekilde kalkar; dolayısıyla hem beden ihtiyacını tam olarak karşılamış, hem de ibadet vazifesini yerine getirmiş olur.’
Demek ki kışın, müminin baharı oluşunda birinci âmil, gündüz oruç tutmanın kolay olmasıdır. Nitekim Allah Rasûlü (s.a.v.) bir başka hadis-i şerifte:
الصَّوْمُ فِى الشِّتَاء الْغَنِيمَةُ الْبَارِدَةُ ِ
’Kışın oruç tutmak, serin ganimettir.’ (Beyhakî, es-Sünenü’l-Kebîr, Sıyâm, Bab no:115, c.4, s.489, h.no:8454) buyurarak bu orucun kolaylığını ve faziletini anlatmıştır.
Bilindiği gibi oruç, nefsi terbiyede en mühim ibadetlerden birisidir. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) farz olan orucun haricinde bu tür vesilelerle nâfile oruçlara teşvik etmesi, orucun müminin manevi tekâmülündeki yerini göstermektedir.
İkinci âmil ise gecelerin değerlendirilip ihyâ edilmesidir. Geceleri ihyâ, Peygamberlerin sünneti ve sâlih olmanın şartıdır. Âyet-i kerimede onların bu hâli: ’Onlar gecenin pek az bir kısmında uyurlar, seher vakitlerinde de istiğfar ederlerdi’ (ez-Zâriyât, 51/17-18) şeklinde anlatılmıştır.
Gece ibadeti, müminin manevi tekâmülünde bir başka önemli noktayı teşkil etmektedir. Onun gönül iklimi bu saatlerde Rabbine kulluk etmekle derin bir neşe ve huzura gark olmaktadır. Bu saatlerde yalnız Rabbi ile baş başa kalarak ’Dünyada bir garip, bir yolcu, kabir ehlinden biri gibi ol’ (Tirmizî, Zühd, 25) sırrına ermektedir. O’nunla olan ahdini yenilemekte, Efendimiz (s.a.v.)’e olan bağlılığını tazelemekte, hataları için bağışlanma dilemektedir.
Gece ibadetinin önemli bir parçası da, gerek namazda gerekse müstakil olarak Kur’ân-ı Kerim’i tilavet etmektir.
Allah’ım bizleri, kullarına ganimet olarak verdiğin kış aylarını hakkında bahar eylediğin kamil mü’minlerden eyle.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.