Özlenen Rehber Dergisi

151.Sayı

Kanadında Kobra Yılanı Taşıyan Kelebek

Tabiattaki tabiat aleminin şaşırtıcı üyelerinden ’Atlas Kelebeği (Atlas Moth)’, kanatlarında bulunan Kobra figürüyle en büyük düşmanı olan yeşil yılanı korkutuyor.
Öncelikle yazımıza ilham kaynağı olan Atlas Kelebeği’ni tabiattaki diğer kelebeklerden farklı kılan özelliklerinden bahsetmeden önce genel olarak tanıyalım.
Atlas Kelebeği, bilim dünyasında ’Atlas Moth’ ya da ’Attacus Atlas’ adıyla tanınmaktadır. Daha çok Güneydoğu Asya ve özellikle de Endonezya, Sri Lanka ve Malezya’da görülen "Atlas Kelebeği", dünyanın en büyük kelebeklerinden birisidir. Uçarken boyut olarak küçük bir kuşa benzemekte ve çoğu zaman kuş cinsleriyle karıştırılmaktadır.
Atlas Kelebeği’nin dış görünüşüne dikkat ettiğimizde gerek ön kanatlarda gerekse arka kanatlarda açık renkli ikişer üçgenimsi şekiller içerdiği görülmektedir. Kanatlarda koyu kahverenklilik hâkimdir. Kelebek olmadan önceki hali olan tırtıl (larva) şeklindeyken, sırtında yeşilimsi-beyaz renklerde yumuşak dikenlerin olduğunu görmekteyiz. Tırtılların son ayak taraflarında, kırmızı ve mavi nokta içerir.
Yetişkin bir Atlas Kelebeği bir ağza sahip olmadığı için beslenemez. Bu kelebekler yaşamları için ihtiyaç duydukları enerjiyi tırtıl halindeyken biriktirdikleri enerjiden yani larvamsı yağ kalıntılarından elde ederler. Bunun anlamı yaşamları fazla uzun olmayıp sadece 5-7 gün arasındadır. Bu kelebekler tırtıl halindeyken çok iyi beslenirler. Bu tırtıllar, kurtbağrı bitkisi yapraklarını, cennet ağacı bitkisini, narenciye bitkisini, tarçın ağacı bitkisini ve mango ağacı bitkisini yerler. Görüldüğü üzere çok fazla besin seçiciliği olmamasına karşın yine de her ağaç yaprağını yemezler.
Tırtıl halindeyken bakımı çok kolaydır. Ortamdan fazla uzaklaşmazlar ve besin buldukları takdirde sürekli beslenirler. Ancak koza oluşturacakları zaman hareket edip uygun bir yer bulmaya çalışırlar. Bu kelebekler gündüzleri hareketsiz olup akşamları ve geceleri yumurtalarını uygun bir yere bırakmak için araştırma amaçlı uçuşa çıkarlar. Gündüzleri hareketsiz oldukları için rahatlıkla elimize alabiliriz.



Bu kelebeklerin yaşamları için ideal sıcaklık 25°C’dir. Yaşamaları için sıcaklığın 14°C’nin altına inmemesi gerekir. Çok fazla nemli ortamlar mantarlaşmaya yol açtığı için Atlas Kelebeği tırtıllarının tercih etmediği bir ortamdır.
Atlas Kelebeği’nin yumurtadan çıkması 10-14 gün alır. Tırtıllar 35-45 gün civarı beslenir. Pupa halinden kelebek haline yaklaşık 21 sonra gelir. Kelebek halindeki ömrü ise sadece 5-7 gündür.
Erkek Atlas Kelebekleri, geniş ve tüylü antenlerinden dolayı kolaylıkla dişiden ayırt edilir. Dişilerin antenleri hem daha ince hem de azdır. Ayrıca dişi ve erkeklerin kanatlarında da farklılık vardır. Dişi Atlas Kelebeklerin kanatları üzerindeki beyaz üçgenimsi şekiller erkeklerinkine nazaran daha büyüktür. Ayrıca dişiler kısmen erkeklerden daha büyüktürler.
Atlas Kelebekleri koza halinden çıktıktan çok kısa süre sonra çiftleşmeye başlarlar. Dişiler erkekleri kendilerine çekecek feromon dediğimiz kimyasal yapılı hormonlar yayarlar. Erkek Atlas Kelebekleri feromon adını verdiğimiz bu hormonların gerek hava yardımıyla gerekse rüzgârla yayılması sonucunda dişinin yerini kolaylıkla tespit ederler. Dişi kelebekler yaklaşık 200-300 civarı yumurta oluşturur. Dişinin bu kadar fazla yumurta üretmesinin sebebi erkek üreme hücresi ile dişi üreme hücrelerinin birleşememesi ya da yumurtaların verimsiz olması sebebiyledir.
Bu kelebeği tabiattaki benzerlerinden farklı kılan üç önemli özelliği vardır:
Birincisi ve tabii ki en önemlisi, düşmanlarını kendisinden uzaklaştırmak için yararlandığı kanatları üzerindeki kobra yılanı figürüdür. Bilindiği üzere Atlas Kelebeği’nin düşmanı yeşil küçük bir yılandır. Kelebek kanadıyla yeşil yılanı nasıl kaçırabilir diyebiliriz? İşte kelebeğin en orijinal özelliği de zaten burasıdır. Atlas Kelebeği’nin, 25-30 santimetreyi bulan kanatları üzerinde kobra yılanı motifi bulunmaktadır. Yeşil yılan kelebeğe yaklaştığında, kelebek, kobra figürlü kanatlarını açarak ve oynatarak düşmanı olan yeşil yılanı korkutup kaçırmaktadır.
Bizleri şaşırtan ikinci önemli özelliği ise, bu büyüklükteki bir canlıda yukarıdaki genel özellikler bölümünde de geniş bir şekilde açıklanan beslenmek için bir ağız yapısına sahip olmamasıdır. Bu özellik tabiatta yaratılmış canlıların özelliklerinin tersine bir durumdur. Çünkü tabiatta canlı irileştikçe beslenme kabiliyetleri de buna paralel olarak gelişir.
Üçüncü farklı özelliği ise büyüklüğüdür. Bu özelliği de tabiattaki diğer yaratılmış canlıların özelliklerinin tersine bir durumdur. Çünkü canlı ne kadar iri ise o canlının enerji ihtiyacı dolayısıyla da besin ihtiyacı o oranda fazla olacağı için fazla beslenmesi gerekmektedir. Misal, bir karınca ile filin besin ihtiyacı ve buna bağlı olarak besin tüketimi aynı değildir.
Şimdi gelelim olayın tahliline...
Yukarıdaki özellikleri toparlayacak olursak bu canlıda şunlar dikkatimizi çekmelidir. Bu canlı için en önemli şey enerjidir. Çünkü beslenememesi nedeniyle enerjisi sınırlıdır. Bu nedenledir ki gündüzleri hareketsiz, akşamları ise sadece yumurtlama amaçlı uçuşlar yapmaktadır. Ayrıca kanatlarındaki kobra yılanı figürü de kesinlikle tesadüfî değildir.
Aklımıza başlangıçta şu gelebilirdi. Düşmanlarından kaçmak için niçin uçuş yapmamaktadır. İşte biraz önce de zikrettiğim üzere bu canlı için enerji çok önemlidir. Düşmanından uzaklaşmak için yapılan her uçuş Atlas Kelebeği için fazladan enerji kaybı demektir, bu da ömründeki günlerin kısalması demektir. Dolayısıyla düşmanlarına karşı öyle bir savunma mekanizması geliştirmelisin ki fazla enerji harcamadan onları kendinden uzak tutmalısın. İşte bu da kanatları üzerindeki kobra yılanı figürüdür. Az bir enerji tüketimi ile yani Atlas Kelebeği kanatlarını az bir hareket ettirmekle sanki kobra yılanı hareket ediyormuş gibi düşmanını kendisinden uzaklaştırmaktadır.
Aklımıza şu da gelebilir; madem beslenmesi olmayan bir canlı neden bu irilikte. İşte bu da yukarıdaki tüm bilgilerle uyum içinde Allah’ın (c.c.) sanatının bir tezahürüdür. Atlas Kelebeği normal bir kelebek boyutunda olsa kanatlarındaki kobra yılanı figürünün ne anlamı kalırdı. Yani düşmanları açısından bu boyuttaki bir kobra yılanı ne kadar inandırıcı olabilirdi.
Kıssadan hisse…
İnsan, çevresinde yaşanan olayların basit olmayıp, harikulade olduğunu, örneğini ilk kez gördüğü olaylar karşısında daha iyi anlamaktadır. İşte bu nadir örneklerden birisi de Atlas Kelebeği’dir.
Atlas Kelebeği’nin kanadına silah olarak bir kobra resmi konulmuştur. Kelebeğin bundan haberi yoktur. Ömrü boyunca da haberi olmayacak ve ömrü boyunca da o resmi kendi gözleri ile göremeyecektir.
Bir kelebek, göremediği bir silahı nasıl düşmanlarına karşı kullanabiliyor? Kelebekle uzaktan yakından ilgisi olmayan kobra yılanının resmini kelebeğin kanadına kim çizmiştir? Kanadındaki kobra yılanının resmini düşmanlarına gösterme hissini kelebeğe kim vermiştir?
Bu mükemmel yaratılış karşısında insanın aklına şu düşünceler gelmektedir: Hindistan ormanlarında yaşayan Atlas Kelebeği’ni kim yaratmışsa, bu kelebeğin kanatlarına kobra yılanı figürünü işleyen de O olmalıdır. Veya diğer bir ifadeyle, kobra yılanını kim yaratmışsa, kobranın resmini Atlas Kelebeği’nin kanatlarına işleyen de O’dur. Yoksa bu işi nasıl izah edebilirsiniz? Tabiat mı yaptı diyeceksiniz? Akılsız, şuursuz bir tabiatın Atlas Kelebeği’nin düşmanını hesap edip, kobra resmini kelebeğin kanatlarına çizmiş olması düşünülebilir mi? Peki o halde bu resmi kim yaptı? Hangi ressam yaptı? Kobra yılanını alıp, hem de her türlü rengiyle, şekliyle nazik ve zenne bir kelebeğin kanatlarına resmetmek Allah’tan başka kimin işi olabilir ki?
İşin bir başka ilginç tarafı da, kelebeğe düşmanlarını tanıma ve onlara karşı koyma his programının verilmiş olmasıdır. Kelebek, kendisine kodlanan program gereği, düşman bir yaratığı görünce, hemen kanatlarını açıyor ve kanatlarındaki silahı, yani kobra resmini düşmanına gösteriyor. Ama dost bir yaratığı görünce bu olayı yapmıyor. Yani her şeyi ile dört dörtlük bir yaratılış harikası...
Bu olayda dikkat çeken bir diğer nokta da şudur: Bir birine yakın ırklardaki benzerlikler bazen insanların dikkatini çeker, "birbirine yakın ırklardır, olabilir" denebilir. Hâlbuki bir kobra yılanı ile bir kelebeğin uzaktan yakından bir ırk veya cins benzerliği veya akrabalığı da bulunmamaktadır. O zaman bu durum, Darvin felsefesinin de ne kadar temelsiz olduğunu göstermektedir.
Olayın çıkış yolu Allah’ı kabul etmekten başka bir şey değildir. Kobra yılanını yaratan Allah, kobranın resmini, silah olarak kelebeğin kanatlarına işlemiştir.
Tüm buradaki mucizevî özellikler kimilerine göre tesadüfî olabilir. Ama ben Kur’ân’ın ifadesiyle gerçek akıl sahiplerine sesleniyorum…
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.