Özlenen Rehber Dergisi

39.Sayı

Abdullah Fârukî El-müceddidî (k.s.) İle Bazı Zâhirî ve Bâtınî Edepler Üzerine

-Efendim, uyulması gereken zâhirî ve bâtınî edepler, elbette ki bir röportajın sınırlarını aşacaktır. Fakat hiç değilse bazıları hakkında sizden konuy¬la ilgili bilgiler almak istiyoruz. Sormak ilmin anahtarıdır. Bize ilk olarak Allah’a karşı edeplerimizin başında hangi hususun geldiğini açıklar mısınız?

Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdülilâhi Rabbi’l-Âlemîn. Ve’s-salâtü ve’s-selâmü alâ Rasûlinâ Muhammedin ve alâ âli seyyidinâ Muhammedin ve eshâbihî ve ezvâcihî ve evlâdihî ve etbâihî ve ehl-i beytihî ve ümmehâtihî ve ebîhi biadedi külli şey’in fi’d-dünyâ ve’l-âhireti ve kezâlik. Ve’l-hamdü lillâhi Rabbi’l-Âlemîn.

-Allah’a hamd, Rasûl’üne salât ve selâm olsun. Allah’a karşı edeplerimizin başında öncelikle O’nun varlığına, birliğine, noksan sıfatlardan uzak, kemal sıfatlarla muttasıf olduğuna inanmak gelir.

- Bunun peşinden hangi hususlar gelir?

- Daha sonra her işinde O’na güvenmeli ve tevekkül etmelidir. İbadetlerini sırf Allah’ın rızasını kazanmak gayesiyle yapmalı, Allah’ın kendisini her an gördüğünü düşünmeli, O’nun bütün emirlerini yerine getirip yasaklarından kaçmalı, Rabbimizin, kendisinin bütün davranışlarını gördüğünü ve meleklere yazdırdığını, âhirette hesaba çekileceğini düşünmelidir.

- Bunlar, Rabbimiz’e karşı zâhirî edeplerimizdir diyebili¬riz. Allah’a karşı bâtınî edeplerimiz neler olmalıdır?

- Her işimizde Allah’a sığınmalıyız. Hakiki yardımcımızın Allah olduğunu bilerek O’ndan yardım talep etmeli ve bütün mahlûkata fay¬dalı olmaya çalışmalıyız. Allah (c.c.)’nun takdir ettiği kadere rıza göstermeli, kendisine ulaşan hayırları Allah’tan, kötülükleri de nefsinden bilme¬lidir. Cenâb-ı Hakk’ın rızasını ve sevgisini her şeyin üstünde tut¬malıdır.

- Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e karşı göstermemiz gereken edepler konusunda bizi aydınlatır mısınız?

- Öncelikle, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in Allah’ın kulu ve elçisi olduğuna şeksiz-şüphesiz inanmalıdır. Allah’tan sonra en çok Hz. Peygamber Efendimiz’i sevmeliyiz.

- Sünnetlerine riayet etmek de Peygamberimiz’e karşı edepler arasında sayılabilir mi?

- Evet. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in sünnetlerine uymak, onları ihya etmeye çalışmak çok önemli bir edep kuralıdır. Din demek, Hz. Muhammed (s.a.v.) ve Sahâbe’sine uymak demektir. Tasavvuf yolunda olanların her hâl ve hareketleri sünnete uygun olmalıdır.

Hz. Peygamber ve Sahâbe’sini, Allah (c.c.) edeplendirmiştir. Taraf-ı ilâhîden; “Râdıyeten mardiyye”(el-Fecr, 89/28) hitabına erişebilmek; her hâl ve harekâtı Hz. Peygamber (s.a.v.)’e uydurmak¬la gerçekleşir.

- Hz. Peygamber (s.a.v.)’in sünnetiyle birlikte Ashâb’ını da zikrediyorsunuz. O zaman, Sahâbe’ye karşı saygılı olmayı da Hz. Peygamber’e karşı edeplerimiz arasında sayabilir miyiz?

- Elbette. Nasıl Peygamber Efendimiz’in adı anıldıkça O’na salavât getiriyorsak, O’nun Ashâb’ını, Ehl-i Beyt’ini, Ezvâc’ını da hayırla yâd etmeli, adları anıldıkça “Allah onlardan razı olsun!” demelidir.

Bir mü’min, bir sâlik, her duasına Rasûlullah ile birlikte Ashâb’ını, Ehl-i Beyt’ini, Ezvâc’ını ve bütün ümmetini dâhil etmelidir. Kendi aile efradını da Cenâb-ı Allah’ın, Peygamberimiz’in, Ehl-i Beyt’inin, Ezvâc’ının ve Ashâb’ının sevgisiyle yetiştirmelidir.

- Ashâb-ı Kirâm’a karşı yapılan bazı mesnetsiz suçlama ve sataşmalara karşı çok hassas olduğunuzu biliyoruz. Sohbetlerinizde, derslerinizde bu hususa sık sık değiniyor¬sunuz. Bu durumda dikkat edeceğimiz edep kuralları nelerdir?

- Efendimiz’in Sahâbe’sine günümüzde bazı kişiler tarafından gerek şuurlu gerekse şuursuz olarak yapılan hakaretlere karşı çok dikkatli olmalı ve hemen karşılık ver¬meliyiz. Ashâb-ı Kirâm’ı, onlara yakışmayan sıfatlarla anmamalı ve bu şekilde davrananlara mâni olup, onları bu hatalarından çevirmeye gayret etmeliyiz.

- Efendim, biraz da Kur’ân-ı Kerîm’e karşı gösterilmesi gereken âdâbdan bahseder misiniz?

- Her mü’min Kur’ân okumayı ve okuma kurallarını mutla¬ka öğrenmelidir. Onu anlamaya ve bütün hükümlerini hayata geçirmeye çalışmalıdır. Abdestsiz olarak Kur’ân’a el sürmemelidir.

- Kur’ân’ın sadece yüzünden okunması bile bir ibadettir. Ama sadece bu yeterli midir?

- Kur’ân’ı Kerîm’in Arapça’sını okumak elbette bir ibadettir. Onun lafzı çok caziptir ve okuyana manevî bir tat verir. Çünkü vahiy dilidir. Ama onu okurken manasını da düşünmeli ve âyetlerin manevî hâlleriyle hâllenmelidir. O’nun emirlerini, ailesinden başlayarak gücü nispetinde insanlara tebliğ etmelidir.

- Kur’ân’a karşı gösterilmesi gereken başka ne gibi edep kuralları vardır?

- Bir de Kur’ân-ı Kerîm tilavet olunurken, yüzünü okuyana çevirmeli, edepli bir şekilde, mümkünse diz üstü otu¬rarak, ellerini dizlerinin üzerine koymalıdır.

Edepsizlik o kadar kötü bir şeydir ki, insanı tevhid dairesinden bile çıkartabilir. Çünkü Kur’ân’ın her âyeti edepten bahseder. Bu hususta Hz. Mevlânâ diyor ki: “Gözünü aç da baştan başa Allah kelamı olan Kur’ân’a bak; Kur’ân’ın tüm âyetleri edep taliminden ibarettir.”

- Bir tasavvuf ehlinin nefsine karşı edepleri üzerinde duralım dilerseniz. Bu konuda bizi aydınlatır mısınız?

- Bir sâlikin nefsine yapacağı en büyük iyilik, kötü ahlâk ve fiillerden Allah’a dönüş yap¬masıdır. En önemli bir husus da, bütün işlerinde doğruluğa yapışmasıdır.

- Tasavvuf ilminde bir insanın nefsine karşı edepleri arasında en çok hangi hususlar üzerinde durulur?

- Mesela; kılletü’l-kelâm, yani çok az konuşmak... Bir sâlik, sorulunca cevap vermelidir. Yine mesela; kendini herkesten değersiz görmesi gerekir. Kendi ayıplarını düzeltmeye çalışmalı, başkalarının ayıplarını araştırmamalıdır. Nefsini her gün hesaba çekmeli ve insanlar¬la iyi geçinmelidir. Yine kılletü’t-taâm prensibi vardır, yani yeme-içme ihtiyacında itidalli davranmak. Kılletü’l-menâm prensibi vardır, yani uyku ihtiyacını mutedil bir şekilde gidermelidir. Bu husus¬larda aşırıya kaçmamalıdır. En önemlisi, nefsânî arzularına muhalefet etmelidir. Bunun kolaylaşması için ise haram ve şüphelilerden kaçınmak gerek¬lidir. Dünya sevgisini gönülden çıkarmak, buna ve Allah (c.c.)’yu bol bol zikretmeye bağlıdır.

- Nefsimize karşı edeplerimiz arasında sayabileceğiniz ne gibi sünnetler vardır? Bunları açıklar mısınız?

- Bunlara, yukarıda saydığımız prensipler başta olmak üzere daha başka bir çok incelikleri de katabiliriz. Mesela; bunlardan biri, yatarken gözlere sürme çekmektir. Bu hem sün¬nettir, hem de gözlerdeki acı suyu akıtır, soğuk ve sıcaktan etkilenen gözdeki kılcal damar¬ları tedavi eder, görme gücünü artırır. Bunun gibi sünnette mevcut olan bütün incelikleri bu bapta sayabiliriz.

- İbadetlerimizde ne gibi edeplere riayet etmeliyiz?

- İbadetlerde azîmet yolunu tutmalıyız. Bütün boş vakitlerimizi ibadetle, özellikle zikrullah ile değerlendirmeliyiz. Çünkü zikrullah, her hâlükarda yapılabilecek kolay bir ibadettir. Ayrıca şer’i emir ve yasaklarda istikamet sahibi olmalı, ibadetlerimizde ihlâstan ayrılmamalıyız. Şer-i şerîfi öyle ihlâsla yaşamalıyız ki, hâlimiz halka hitap etmelidir.

- Bunları gerçekleştirebilmek için dikkat edilmesi gereken en temel nokta nedir?

- Burada dikkat edilecek husus, insanın her dâim nefs-i emmâresiyle cihat halinde olmasıdır. Bu, temel bir noktadır.

- Efendim, Allah razı olsun! Bizi bazı zâhirî ve bâtınî edepler konusunda aydınlattınız, çok teşekkür ederiz!

- Allah sizden de razı olsun!
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.