Özlenen Rehber Dergisi

100.Sayı

Ezan ve Kamet'te Uyulacak Sünnet ve Edebler Müezzini Takip

Meymûne (r.anhâ)’dan rivayet edildiğine göre; Rasûlullah (s.a.v.) erkeklerle kadınların safı arasında durdu ve: ’Ey kadınlar topluluğu! Şu Habeşli (Bilâl)’in ezanını ve onun kametini duyduğuz zaman onun dediği gibi deyin. Zira her bir harfe karşılık sizin için bin kere bin (yani milyon) derece vardır.’ buyurdu. Bunun üzerine Ömer: ’Bu kadınlara, erkeklere ne vardır?’ dedi. (Rasûlullah): ’İki kat ey Ömer!’ buyurdu. (Taberânî, Kebîr, c.10, s.151, h.no:19526)
Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.)’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: ’Ezanı duyduğunuz zaman müezzinin dediği gibi deyiniz.’ (Buhârî, Ezân, 7)
Ezana sözle icabet müstehap, bilfiil icabet ise vaciptir, denilmiştir. Hanefî ulemasına göre; kişi her mescitten gelen ezan sesine değil, sadece kendi mahallesinde ilk ezan okuyana icabet etmekle mükelleftir.
Ömer b. el-Hattâb (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
’Müezzin; ’Allâhu ekber, Allâhu ekber’ dediği zaman sizden biri ’Allâhu ekber, Allâhu ekber’ derse; sonra (müezzin); ’Eşhedü en lâ ilâhe illallah’ dediği (zaman) ’Eşhedü en lâ ilâhe illallah’ derse; sonra (müezzin); ’Eşhedü enne Muhammeden Rasûlullah’ dediği (zaman) ’Eşhedü enne Muhammeden Rasûlullah’ derse; sonra (müezzin); ’Hayye ale’s-saleh’ dediği (zaman) ’Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh’ derse; sonra (müezzin); ’Hayye ale’l-felâh’ dediği (zaman) ’Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh’ derse; sonra (müezzin); ’Allâhu ekber, Allâhu ekber’ dediği (zaman) ’Allâhu ekber, Allâhu ekber’ derse; sonra (müezzin); ’lâ ilâhe illallah’ dediği (zaman) kalbinden (gelerek ihlasla) ’lâ ilâhe illallah’ derse cennete girer.’ (Müslim, Salât, 7)
Sa’d b. Ebî Vakkâs (r.a.)’ın Rasûlullah (s.a.v.)’den rivayet ettiğine göre şöyle buyurmuştur: ’Müezzini işittiği zaman her kim: ’Eşhedu en lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerîke leh ve enne Muhammeden abduhû ve rasûluhû, radîtu billâhi rabben ve bimuhammedin rasûlen ve bi’l-islâmi dînen / Şehadet ederim ki Allah’tan başka ilâh yoktur, O birdir, O’nun ortağı yoktur, ve muhakkak ki Muhammed O’nun kulu ve Rasûlü’dür. Allah’ı Rab, Muhammed’i peygamber ve İslâm’ı din olarak kabul ettim (razı ve hoşnut oldum)’ derse günahı bağışlanır.’ (Müslim, Salât, 7)
EZAN İLE KAMET ARASINDA DUA
Ezan bitince ezan ile kamet arasında dua edip Allah Teâlâ’dan dünya ve âhirette af ve afiyet dilemelidir.
Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu: ’Ezan ile kamet arasında (yapılan) dua reddolunmaz.’ (Ebû Dâvûd, Salât, 35)
Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.): ’Ezan ile kamet arasında (yapılan) dua reddolunmaz.’ buyurdu. (Sahâbîler): ’Öyleyse (duada) ne diyelim yâ Rasûlallah!’ dediler. (Rasûlullah): ’Allah’tan dünya ve âhirette afiyet isteyin.’ buyurdu. (Tirmizî, Deavât, 129)
EZAN ve SALAVAT
Ezanın sesini işiten herkesin ezandan sonra Rasûlullah (s.a.s.)’e salavat getirmesi ve dua etmesi müstehaptır.
Abdurrahmân b. Ebî Leylâ’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: ’Ka’b b. Ucre bana rastladı ve: ’Nebi (s.a.v.)’den işittiğim bir hediyeyi sana hediye etmeyeyim mi?’ dedi. (Ben) de:
’(Elbette ki) evet, onu bana hediye et!’ dedim. Bunun üzerine (Ka’b) şöyle dedi: ’Rasûlullah (s.a.v.)’e sorduk ve: ’Yâ Rasûlallah! Size, Ehl-i Beyt’e salât nasıldır? Zira muhakkak ki Allah bize nasıl selam edeceğimizi öğretti.’ dedik. (Rasûlullah): ’Allâhumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ salleyte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrâhîme inneke hamîdun mecîd. Allâhumme bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kemâ bârakte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrâhîme inneke hamîdun mecîd’ deyiniz.’ buyurdu. (Buhârî, Ehâdîsu’l-Enbiyâ, 10)
Hanefî âlimlerinden Aynî; ’Ezan okunurken okunanları tekrarlamak ve Rasûlullah üzerine salavat getirmek vâcibdir. Bilhassa ezan içerisinde Rasûlullah’ın ismi duyulunca bunun ehemmiyeti iyice ortaya çıkar. Nitekim İmâm Tahâvî, Rasûlullah’ın ismi zikredilince, salavat getirmenin vacip olduğuna hükmetmiştir’ demektedir. Salavat getirmenin edebi de, kendisinin ve yanında bulunan kişinin duyacak kadar alçak bir sesle getirilmesidir. (Bkz., Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yay, c.2, s.337-339)
AKŞAM EZANI DUASI
Ümmü Seleme (r.anhâ)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: ’Rasûlullah (s.a.v.) bana, akşam ezanı esnasında (şunları) söylememi öğretti: ’Allâhümme inne hâzâ ikbâlu leylike ve idbâru nehârike ve esvâtu duâtike fağfir lî / Allah’ım muhakkak ki bu (ezan veya vakit), senin gecenin gelişi, gündüzünün de gidişi ve senin davetçilerinin sesleridir, şu halde beni bağışla!’ (Ebû Dâvûd, Salât, 39)
Hadisin açıklamasında ise İbn-i Hacer gibi bazı âlimler bu duanın akşam ezanında okunacağı gibi ’Hâzâ ikbâlu leylike ve idbâru nehârike’ cümlelerini değiştirerek sabah ezanında da okunabileceğini söylemiştir. (Bkz., Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yay., c.2, s.350-351)
SABAH EZANI DUASI
Sabah ezanında şu dua okunur:
’Allâhümme hâzâ ikbâlu nehârike ve idbâru leylike ve esvâtu duâtike fağfir lî.’
Yukarıda zikrettiğimiz Ümmü Seleme (r.anhâ) hadisinin zahirinden bu duanın akşam ezanına başlanacağı sırada okunacağı anlaşılırsa da, bu duayı ezandan sonra okumalıdır. (Bkz., Sünen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yay, c.2, s.350-351)
EZANI DİNLEMEK ve EZANA SAYGI

Ezan okunurken de Kur’ân okumakta olan insanın okumasını kesmesi müstehaptır. Çünkü ezan ve kamet kaçar, fakat okumak kaçmaz.
Hanefîlere göre ezan işitildiği zaman ayağa kalkmak menduptur. En faziletlisi; yürümekte olan kimse, ezana icabet etmek için durmalıdır….
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.