Özlenen Rehber Dergisi

121.Sayı

Ahlâk ve Gençlik Üzerine Söyleşi

Özlenen Rehber Özlenen Rehber Dergisi 121. Sayı
AHDER Yönetim Kurulu Başkanı Neşet ÇOPUR ile’AHLAK ve GENÇLİK’ üzerine SÖYLEŞİ

Özlenen Rehber

Kurulduğu günden itibaren Ankara merkezli olarak yaptığı birçok etkinlikle adından sıkça bahsettiren AHDER ile ’Ahlak ve Gençlik’ üzerine Özlenen Rehber Dergisi olarak bir söyleşi yapacağız. Öncelikle bu yoğun mesaileri içerisinde bizlere zaman ayırıp bu söyleşiye fırsat veren AHDER Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Neşet Çopur Bey’e çok teşekkür ederiz.
Neşet Çopur

Estağfurullah. Biz teşekkür ederiz, buraya kadar zahmet buyurdunuz. Ayrıca Özlenen Rehber Dergisi’ni 10 yılını doldurmuş olmanın mutluluğunu paylaşmış olduğumuzu da buradan ifade etmek isterim. Biz gerek ailecek ve gerekse dernekteki arkadaşlar olarak Özlenen Rehber Dergisi’ni yakından takip ediyor ve çok beğeniyoruz. Allah yardımcınız olsun.
Özlenen Rehber

Amin, çok teşekkür ederiz. İsterseniz söyleşimize başlayalım
Neşet Çopur
Tabi buyrun
Özlenen Rehber

Derneğinizin kısa adı AHDER, peki, açılımı nedir, nerede kurulmuştur, misyonu (amacı) ve vizyonu (hedefi) hakkında bilgi verir misiniz?
Neşet Çopur

Elbette. AHDER’in açılımı ve aynı zamanda derneğimizin tam adı; Ahlaki Değerlerimizi Koruma ve Gençlerimizi Topluma Kazandırma Derneği’dir. Derneğimiz Ankara’da kurulmuş ve faaliyetini şu an itibariyle Ankara Aydınlıkevler’deki adresinde devam ettirmektedir.
Derneğimiz; hızla gelişen ve değişen dünyamızda ahlak eksenli dini ve milli değerlerimizin değişmemesi, bozulmaması ve gelecek nesillere aktarılabilmesi için azami gayreti göstermek ve bunun için gerekli olan tüm çalışmaları yapmak ve yüksek ideal sahibi, dünya ve ahiret dengesi kurabilmiş model olacak nesiller yetiştirmeyi kendisine misyon edinmiştir.
Vizyon olarak da; toplumu ayakta tutan ancak bozulmaya yüz tutmuş değerlerimizin korunması ve yeniden toplumumuzun her kesiminin bu değerlerle donanması ve sahip çıkması için derneğimizin bütün mensupları ile düzenleyeceği seminer, panel ve eğitim çalışmaları ile ayrıca çıkartacağı yayınlarla ulaşılabilecek en son noktaya ulaşarak, insanlığa hizmet etmekten mutluluk duyma, üreteceği yeni bilgi ve düşünceleriyle ülkemizin geleceğine yön verebilecek, her açıdan üstün vasıflı fertlerin yetişmesine katkı sağlama ve ihtiyaç sahibi insanlara maddi-manevi yardımda bulunma ilkelerini benimsemiştir.

Özlenen Rehber

Peki, böyle bir Derneği kurmaya neden ihtiyaç duyuldu?
Neşet Çopur
Bizler Elhamdülillah Müslümanız. Kitabımız Kur’ân-ı Kerim’in, kendisine inananlar olarak, muhatabı bizleriz. İşte bu yüce kitabımızda Cenâb-ı Allah ’Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.’ (Âl-i İmran 3/104) buyuruyor.
Efendimiz (s.a.s.) de "Müminler arasında imanca en kâmil olanı, ahlakça en güzel olanıdır…" (Ebu Davud, Sünnet 16) buyuruyor.
Şimdi bu ilahi emirleri zihnimizde tutarak soralım kendimize; Günümüzde aile ve akraba ilişkileri, komşuluk, ticaret, siyaset gibi birçok alanda sıkıntılar yaşanmakta mı?
–Evet.
Peki, bu sıkıntıların temelini toplum olarak her alanda ahlaki değerlerimizin kiminin bozulması kiminin ise yok olması oluşturmuyor mu?
–Evet.
Tarih boyunca bütün Peygamberler ve âlimler insanları Allah’ın yoluna ve güzel ahlaka davet etmişler, iyiliği, güzelliği, adaleti, faydalı olanı ve güzel ahlakı anlatarak, onları Allah’ın istediği şekilde yaşamaya çağırmışlardır.
Allah Rasul’ü (s.a.s.) Efendimiz bu noktada bize en güzel örnektir. O (s.a.s.)’nun ahlakı Kur’an’da övülen bir ahlaktır. Cahiliye denilen bir dönemin insanlarından, asr-ı saadet denen bir dönemin insanlarının oluşmasında gösterdiği yüce gayret ve kutlu çaba O (s.a.s.)’nun ahlakının en bariz tezahürü olarak karşımızda durmaktadır ki, işte biz buna talibiz. Biz, Allah’a ve Resul’üne tabi olma maksadı ile -maalesef- günümüzde bozulan ahlaki değerlerimizi yeniden inşa ve ihya etmek için AHDER’i kurduk. Yani hem iyiliği emretme, kötülükten men etme hem de bunu hikmetle güzel öğütle yapmak için.

Özlenen Rehber

Derneğin ismi Ahlaki Değerlerimizi Koruma ve Gençlerimizi Topluma Kazandırma Derneği yani ahlak olgusu ile birlikte ’Gençler’ odaklı çalışmalar hedeflendiğini algılıyoruz. Bunu biraz açar mısınız?
Neşet Çopur
Tabi memnuniyetle. Dünyanın en güzel yerinde bulunan ülkemiz, genç nüfusunun birçok Avrupa ülkesinin nüfusundan daha fazla olması dünyanın gündemini meşgul etmektedir. Yetmiş iki milyon nüfusu olan ülkemizin, 26 milyonu 18 yaşının altında olup, en az yarısı 20 yaş altındadır. Bundan dolayı ülkemiz üzerinde kirli emelleri olanlar, geleceğimizi hedef almışlar, çocuklarımızı hedef seçmişlerdir. Çünkü geleceğin toplumu bugünden inşa edilecektir. Onun için gençliğimizi hedef almışlardır.
Kalkınmakta olan bir ülkeyiz, genç bir nüfusumuz var. Ama gençliğimiz problemlidir. Kötü alışkanlıklar, sigara, içki, uyuşturucu ve esrar kullanımı, ilköğretim okullarına kadar inmiş durumdadır. Bu gün gençlerimizin dünyasında, intiharlar var, kız-erkek karşı cinse olan ilgi ve alaka yüzünden cinayetler var, sokak kavgaları var. Yani ülkemizin geleceğini karartan, endişeye sevk eden her şey var. Halbuki bu genç nüfus, ülkemiz için önemli bir potansiyeldir. Bu potansiyeli millet olarak iyi kullanarak, yatırıma dönüştürmeli ve geleceğimizin Türkiye’sinin genç mimarlarını yetiştirmeliyiz. Unutmayalım ki; ’Gelecek bugünkü çocukların, gençlerin yüreklerin de’ saklıdır. Bir yazarımızın dediği gibi; ’Bir çocuğun kalbinde bir Fatih de saklıdır, bir cani de… Yonta yonta onun içindeki Fatih’i bulan, tarihe adını yazdıracak… Çürüte çürüte çocuğun bir caniye dönüşmesine zemin hazırlayan, utancı, ezikliği, mağlubiyeti ve hüsranı paylaşacaktır.

Özlenen Rehber
Buradan şunu çıkarabilir miyiz, gençte olsa çocukta olsa üst çatı olarak insana, insanın özüne yatırım yapmalıyız.
Neşet Çopur
Gayet tabi ki, çünkü en önemli sermayesi, insandır. Devletler bütün yatırımlarını insan üzerine yapmaktadır. İnsana yapılan sermaye asla zayi olmaz. Çünkü gerçekte bu sermaye, insanlara verilen hizmetlerle yine insana dönecektir.
Özlenen Rehber

Peki, bu ahlaki erozyonu önleme adına AHDER olarak sizce, genelde insan özelde de gençleri merkeze alarak neler yapmalı?
Neşet Çopur
Bu konuda farklı birçok şey yapılabilir ama bize göre en öncelikli olarak, gençliğimizin kalbini ve kafasını kirleten köhneleşmiş düşüncelerden, kurtarmanın yolu; Gençlerin, beyinlerini ve gönül dünyalarını, İslâm’ın evrensel ahlâk normlarıyla aydınlatmak, kirlenen iç dünyalarını ehl-i sünnet akidesi ile rafine ederek temizlemektir. Bu ahlaklar onların tekrar kendilerini bulmalarına, öze dönmelerine, kendi kimliklerine kavuşmalarına vesile olacaktır. Geçmişi ile bağları kopartılan, kalpleri boşaltılan, boşalan kalplerin yerine, maddeci düşünce yerleştirilen insan modelinin toplumumuza, ülkemize ve en genel manada insanlığa hiçbir faydası yoktur.
Allah (c.c.) Kur’ân-ı Kerim’de: ’Kim, Rahman’ın Zikri’ni (Kur’an’ını) görmezlikten gelirse biz onun başına bir şeytan sararız. Artık o,onun ayrılmaz dostudur. Şüphesiz bu şeytanlar onları doğru yoldan saptırırlar. Onlar ise doğru yolda Olduklarını sanırlar. Sonunda bize geldiğinde, arkadaşına, ’Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık olsaydı! Ne kötü arkadaşmışsın!’ der. Onlara,’(Bu temenniniz) bugün size asla fayda vermez. Çünkü zulmettiniz. Hepiniz azapta ortaksınız’ denir. (Zuhruf 43 / 36-39 )

Özlenen Rehber
Günümüz dünyasında gençliğin şekillenme sürecinde ona etki eden unsurlar nelerdir?
Neşet Çopur
Günümüz dünyasında, gençliğin şekillenmesinde en etkin unsurlar; Aile, okul, sosyal çevre, yazılı ve görsel medyadır. Gençlik; Bugün bu kare içinde şekillenerek yoluna devam etmektedir. Bu kare içinde en önemli ve en sorumlu köşe; Aile’dir. Şayet anne babalar, çocuklarını her türlü tehlikeli etkenlerden korumak isterler ve bu konuda ciddi sorumluluk yüklenirlerse, aileye, okula, sosyal çevreye, yazılı ve görsel medyaya karşı ciddi tedbirler alıp uygulayarak, tehlikeyi en aza indirebilir. Kare’nin diğer ikinci köşesi ise; Okuldur. Okulun sorumluluğu da birinci köşe kadar önemlidir. Okula emanet edilen gencecik beyinler, materyalist felsefe ve Darvinizme kurban edilmemelidir. Bu noktada kendi kimliğimize ve benliğimize uygun eğitim programları hazırlayıp uygulanmalıdır. Karenin son iki ayağı olan sosyal çevre ve yazılı ve görsel medya da çocukların karakterlerinin gelişmesinde önemli dinamiklerdir. Gençlerin arkadaş grubu ve sosyal çevresi ile yazılı ve görsel medyadaki ahlak dışı, edep yoksunu yayınlar, gençlerin psikolojileri üzerinde olumsuz etkiler meydana getirmekte ve gençleri bunalıma sürükleyerek intiharların artmasına zemin hazırlamaktadır.
Özlenen Rehber
Bu noktada dinimizin aile reislerine karşı yüklemiş olduğu ’emanet’ anlayışı bir otokontrol olması sadedinde gayet makul ve faydalı olsa gerek değil mi?
Neşet Çopur
Tabi ki bu tartışılmaz ve gelinen bu noktada asla yadsınamaz bir gerekliliktir. Eşlerimiz ve çocuklarımız bizlere Allah’ın birer emanetidir. Emanete sahip çıkmak ise; İslâm Dininin temel prensiplerindendir. İnsana verilen her şey birer emanettir. Bu emanetin hesabı kıyamet gününde insandan sorulacağı bildirilmektedir. Allah Kur’ân-ı Kerimin de: ’Sonra o gün (kıyamet günü), (size verilen) nimetlerden mutlaka hesaba çekileceksiniz’ (Tekâsür, 102 / 8 )
Değerli bir yazarımızın dediği gibi; Okulların cezaevi, eğitim kadrolarının gardiyan, çocukların muhtemel suçlu, anne-babaların cezaevi ziyaretçisi haline gelmesini istemiyorsak; Emanet olarak bizlere verilen çocuklarımızın teneffüs ettiği, soluduğu sokak havasını, okul havasını steril etmeli, yazılı ve görsel medyanın çocuklar için sakıncalı olan yayınlarından onları korumalıyız. Her gün çocuklarımızın gözüne korkuyla, endişeyle bakmayı istemiyorsak, bir uyuşturucu tuzağına düşmesini istemiyorsak, ıskartaya çıkarılmış, kendi kaderine terk edilmiş varlıklara dönüşmesinden endişe ediyorsak, Milletimizin yüreğinin kapısını daha yüksek vuruşlarla çalmalıyız…
Çalmalıyız ki, gençliğimiz elimizden gitmesin, geleceğimiz, yarınlarımız kararmasın.

Özlenen Rehber

Bu noktada kaybedilmiş bir gençliğimiz olmasın diyorsunuz yani?
Neşet Çopur
Gayet tabi. Bizler gençliği yok olmuş bir milletin ağıtını, yasını tutmayalım diyoruz. Çünkü bugünün ’Suçlu çocukları’ dün ihmal ettiğimiz, değer vermediğimiz, sevgiden, şefkatten mahrum çocuklardır. Dünün ihmalinin bedeli, bugün ödeniyor. Dün bunlara sahip çıkılsaydı, belki bugün bu bedel ödenmeyecekti. Fıtratları ve yürekleri tertemiz olarak yaratılmış olan gençlerimizin ve çocuklarımızın, yüreklerini karartmadan, beyinlerini kirletmeden, onları istikbale hazırlayalım.
Geleceğin kalkınmış Türkiye’sinin genç mimarları, onlar olacaklardır. İşte bu duygularla yola çıkan derneğimiz Ahlak ve Genç kavramlarını önce ismine kazımış çalışma ve hizmetleri ile de inşallah milletimizin kalbine kazımayı gaye edinmiştir.

Özlenen Rehber
Dernek olarak Ahlak ve Gençliğimiz ile ilgili hususlara bakış açınızı öğrenmiş olduk ama bu sorunlara çözüm önerileriniz nedir?
Neşet Çopur
Bu sorunuza müsaade ederseniz birkaç madde halinde cevap vereyim. Bu sorunlara olan çözüm önerilerimiz;
1. Gençlerimizin akli özelliklerini nazar-ı itibara alarak gerekli bilgilerle bezemek ve kafalarını yararlı şeylerle donatmak; Bu noktada gençlerimizin kafalarının dışını değil, içini nizama sokmalıyız. Çünkü düşünmeyen, kafa yormayan, aktivitesi olmayan bunların yanında a sosyal yaşayan, kültürel ve düşünsel faaliyetlere ilgi duymayan bir gençlikten hayır gelmez. Kitabı muhakkak sevmeliler, sevdirmeliyiz. Çok okumaları, hayatı anlamaları ve anlamlı bir dünya kurmaları için bu elzemdir.
2. Gönül dünyalarını duygu ve sevgi ile yoğurarak kulluk bilinci ile ahlakî erdemlere ulaştırmak, Tolstoy diyor ki: ’Ahlak kurallarını çiğnemeyin. Zira öcünü çabuk alır.’ Ve bugünkü manzara maalesef bu tespitin en keskin belirtisidir. Ahlak bir defa bozulmaya yüz tuttu mu toplumda bir çatışma ve boğuşma zuhur eder. Haklılık kuvvet ölçüsüne dayanır. Sözün gücü değil, gücün sözü egemen olur. İnsan insanın cenneti değil kurdu olur. Dirlik düzen kalmaz. Terör ve anarşi yayılır. Sonuç olarak Gençliğimizi, muhakkak İslam ahlakıyla ahlaklandırmalıyız.
3. Gençlerin güçlü bir irade ile nefislerine hâkim kişilikler haline gelmelerini sağlayacak manevi eğitim sürecinden geçirmek,
4. Düzgün bir ibadet hayatını özendirmek ve bu tür bir hayatın insanın kendisine ve diğer insanlara saygılı olmayı sağlayacak bir altyapı oluşturduğunu anlatmak ve bunu fiilen göstermek. Yaradılış gayesi açısından bakıldığında, insan meçhul bir varlık değildir; o mesul (sorumlu) bir varlıktır. Dünyaya gelişimizin gayesi, Allah’ı tanımak ve ona ibadet etmektir. Allah Teâlâ’ya kulluk yapmak için yaratılan insan, bu temel görevini yerine getirirse dünyada da ahirette de huzur ve mutluluğa kavuşur. Yüce Allah şöyle buyurur: ’Kim Allah’a ve Rasûlü’ne itaat ederse ve Allah’tan korkup emirlerine uygun yaşarsa (inanç, ibadet ve güzel davranışlarda bulunursa) ’kurtuluşa ve mutluluğa’ erenler bunlardır.’ (Nur, 24/52)
Dolayısıyla gençlerimize, hayatını insanın yaratılış gayesine uygun geçirmesi için, gerekli ahlâkî ve manevî donanımı vermeliyiz.
5. Toplum değerleriyle çatışmadan kendine güvenen, inandığı gibi yaşayan kişiliklere sahip olunmasını sağlamak, Milletimizin dinî, ahlâkî, insanî ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, toplumunu seven ve daima yükseltmeye çalışan yurttaşlar yetiştirmek gerekir.
6. Gençlerdeki model insan tutkusu ve onlarla aynılaşma duygusundan yola çıkarak onların dünyalarına uygun modeller sunmak. Özellikle manevi ve nefsi terbiye yollarında âlî seviyeler kat etmiş Mevlana Celalettinler, Yunus Emreler, İmam-ı Rabbaniler, Abdulkadir-i Geylaniler gibi kahramanların hayatlarıyla, eserleriyle ya da bunlar hakkında yapılan belgesellerle fikri planda gençleri besleyip özendirmek. Bir de aynı minvalde günümüzde yaşayan model insanlarla onları buluşturmak bu konuda en etkili yoldur.

Özlenen Rehber

Sohbetimizin burasında içerisinde bulunduğumuz ay olan Nisan ayını da dikkate alarak, Kutlu Doğum Haftası ile ilgili olarak neler söylemek istersiniz?
Neşet Çopur
Kutlu Doğum anlayışı ülkemizde yaklaşık çeyrek asırdır süregelen çok yüce bir duygunun, Efendimiz (s.a.s.)’e olan sevginin en belirgin tezahürüdür. Biz Efendimiz (s.a.s.)’i anmanın, anlama gayretinin bir haftaya bir ana sığmayacağı, hayatın tamamını kapsayacak bir çaba olduğunu düşünmekle birlikte böyle zaman dilimlerindeki gayret ve çabaları, milletimizin dikkat ve özverisini memnuniyetle karşılıyoruz. Zaman zaman gerek derneğimiz tarafında gerekse de başka platformlarda tertip edilen Kutlu Doğum etkinliklerini iştirak ediyoruz. Bu konuda şair’in dediği gibi
’Medyun O’na cemiyyeti, medyun O’na ferdi
Medyundur O masuma bütün bir beşeriyyet’
Diyor ve hayatın anlamının, kulluğun arzu edilen boyutunun, dünya ve ahiret saadetinin sadece Efendimiz (s.a.s)’in yolundan gitmekle mümkün olacağını düşünüyor ve buna bütün yüreğimizle inanıyoruz
.
Özlenen Rehber
Sohbetimizin sonuna gedik son olarak aktarmak istediğiniz hususlar varsa alalım inşallah.
Neşet Çopur

Öncelikle derneğimizin kuruluşundan bugünlere gelmesine kadar ki zaman zarfında duaları, fikirleri ve bizzat örnekliği ile bize yol gösteren, destek olan derginizin de Genel Yayın Yönetmenini Kıymetli Muzaffer Yalçın Hocaefendi’ye, ayrıca sizin şahsınızda değerli Özlenen Rehber Dergisi mensuplarına duyarlılığınız ve katkılarınızdan dolayı ben, dernek yönetimimiz ve üyelerimiz adına teşekkür ederiz.
Türk milletinin milli¸ ahlaki¸ insani¸ manevi ve kültürel değerlerini benimseyen¸ koruyan ve geliştiren¸ ailesini¸ vatanını¸ toplumunu seven ve daima yükseltmeye çalışan gençler yetiştirmek amacı ile nice program, proje ve hizmetlerde buluşmak temenni ise ile Allah’a Emanet olunuz
.
Özlenen Rehber
Bizlerde zahmet buyurup bizlere zaman ayırdığınız için şahsınıza ve sizin şahsınızda tüm AHDER yöneticileri ve üyelerine teşekkür ederiz. Rabbim çalışmalarınızda rızasına muvafık olmayı ve o istikamette kalmayı lütfetsin. Cenâb-ı Allah gayretlerinize bereket ve tesir halk etsin inşallah (Âmin)






Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.