Özlenen Rehber Dergisi

54.Sayı

Zikri Kalbe İndirmek

Rukiye TAŞDEMİR Özlenen Rehber Dergisi 54. Sayı
İbadetlerin, dünya işlerinin faydalı ve mübarek olması, yalnız Allah için yapılmasına bağlıdır. İşlerimizi yalnız Allah için yapabilmek; Allah’ı (c.c.) hakkıyla sevmek ve O’na hakkıyla itaat etmekle, sevdiklerini de yalnız Allah için sevmekle mümkündür. Bu sevgiye kulu en çabuk kavuşturacak nimetlerin önde geleni ise zikrullahtır. İnsan, sevdiğini çok hatırlar. Kalp hep onu zikreder. Allah sevgisinin alâmeti de, O’nun zikrini ve zikredenleri sevmektir. Kadın olsun erkek olsun, Allah’ı çokça zikredenleri ilâhî mağfiret ve büyük ecir beklemektedir.Lisan ile Hakk’ı zikir etmek, Rabbimizin güzel isimlerini anmak, büyük mükafatlara erdirdiği gibi kalbin zikre ve ilâhî sevgiye alışmasına da vesile olur. Fakat, kalbin zikri ve Hakk’ın tecellisiyle insanı çepeçevre saran sevgisi, kolay elde edilen bir nimet değildir. Bu nimete ulaşmak için salih bir müslüman olma gayretinde olmak ve istikametten, ihlâstan şaşmamak gerekir. Evet, zikri kalbe indirmek ve bahri aşka ermek? Diğer tabiriyle gönlün ilâhi rıza ve tecellilere ev sahipliği etmesi ya da gönül kâbemizi yalnız Allah’a has kılmak. Zikrederken O’ndan gafil kalmamak ve zikri hakikiye ermek. Öyle sanıyorum ki bu, bütün kardeşlerimizin muradıdır hatta bu hale kavuşamadığımız anların ızdırabı da bir başka ortak yönlerimizdendir.Nimet büyük olunca takdir edersiniz ki vuslat zor ve meşakkatlidir. Yorgunluk ve ümitsizlik peşimizi bırakmayabilir, aceleci ve tezcanlı nefsimiz ise vuslat ve cemali bir vehim sanabilir. İşte burası bir dönüm noktasıdır. Bu merhale; gerçek, karşılık gören ve matlup olunan yakınlığın rehbersiz elde edilemeyeceği hakikatinin ayan olduğu yerdir. Evveliyatta huşu ile zikre rıza göstermeyen, gafleti arzulayan nefis gerçek amacına ermek için bir rehbere hemen kayıtsız şartsız teslim olur mu? Kaçan nimetin bilinmeyen kadri bir yana nice şeytansı tereddütler, bahaneler, eleştiriler daima tezkiye olmanın önünde perde oluverir.Evet, bahri Hüdâ’da yol almak nice fedakârlıkları ister. Talip, gayret, irşad, ve mürşit ister. Bu kudret ummanında yol bulabilmek, aşkı Rasûlullah’a, Hakk’a vasıl olmak için Musa rasûl gibi olmak ister. İrfana, marifetullaha talip olan her hak yolcusuna; ummanın ortasında iken gelecek büyük belaların defi için Hazreti Hızır (a.s.) misali, nefis gemisine vuracak bir rehber ister. Yolcu, nefsine geleni eziyet bilse de ondan maksat irşattır, sonu da rahmettir. Zikir, irşat ile birleşir ise Hak dostlarının sofrasındaki aşk hâsıl olur. Mürşidi Kamil bir Allah dostunun irşadı ve teveccühü ayna misali içimizdeki ilâhi aşk ve ihlâslı sandığımız amelle-rimizin hakikatini ortaya çıkarıverir. Gerçek yiğitler perişan hallerini görmezden gelmez elbette. Ve tedbirini alır. Eli kopsa da tuttuğu yerden asla bırakmayan bir kuvvetle irşada talip olur, se-ver, inanır, itaat eder, ilerler ve olgunlaşır. Sadece insanken, insanı kâmil olur ve inşallah nasibinde var ise adı silinmeyen bir kalemle dostlar defterinde adı geçenlerden olur.Mevlâm, bütün mümin kardeşlerimizi zikrinde ihlâsın, yakınlığında kemâlatın güzelliklerine kavuştursun ve yüce katında Rahîm ve Vedûd ismiyle andıklarından eylesin?
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

  • yasemin

    s.a. allah gani gani razi olsun kardesim .tasavvufa gönül verenlerin ilaci olmus cok güzel .. ins devamini bekleriz. selam ve dua ile

1 kişi yorum yazdı.