Peygamber Efendimize ve Ashâbına Hürmet
Hedef Radyo: ?Bizleri kırmayıp programımıza teşrif eden, yorucu programları arasında bize zaman ayıran, Allah Rasûlü (s.a.v.) Efendimizin Sünnet-i Seniyyesi’ni buradan bize en güzel şekilde aktaracak olan değerli, Abdullah Farukî Hocaefendimiz’e hoş geldiniz diyorum efendim.
Abdullah Farukî el-Müceddidî (k.s.): Hoş bulduk. Teşekkür ederim.
Hedef Radyo: Allah razı olsun. Mülâkatımızın birinci bölümünde Sohbetinizden bizim anladığımız o ki Sünnet; yapıldığı takdirde sadece sevap alınan, yapılmadığı takdirde günah olmayan davranışlar değildir. Bilakis Sünnet, aynı Kur’ân-ı Hakîm gibi uymamız gereken Allah Rasûlü (a.s.)’ın davranışlarıdır, emirlerdir. Ancak bunların içerisinden hepsi farz derecesinde değildir. Bazısı farz derecesinde, bazısı vacip bazısı da sünnet derecesindedir.
Bununla ilgili olarak Allah Rasûlü (a.s.)’a, insanların göstermesi gereken hürmet nedir, nasıl olmalıdır acaba?
Abdullah Farukî el-Müceddidî (k.s.): İnsanlar, Allah Rasûlü’nün bu güzelliği karşısında O’na teslim olmaları, O’nun sünnetlerini en güzel bir şekilde yaşamalı ve yaymalıdır ki Rasûlullah Efendimizin getirdiği bu dinin güzelliklerinden onlar da istifade edebilsinler. Yoksa O (s.a.v.), Cenâb-ı Hakk’ın (c.c.) yanında zaten yüce bir makamın, şerefin sahibidir ve Allah (c.c.) O’na şahit olarak kâfi gelmiştir. O vazifesini yapmıştır. Bütün sahabeyi Veda Haccı’nda toplamış, ’Tebliğ ettim mi?? diye sormuş, bütün insanlar da ’Evet sen vazifeni yaptın? diye şehadet etmişlerdir. Allah da kendinden razı olmuştur. Biz de bu dinin güzelliklerinden istifade etmek ve insanlara faydalı olmak için Peygamber Efendimizin o güzel ahlâkıyla, o güzel sünnetiyle, o güzel edepleriyle edeplenirsek, bütün insanlığa bir çığır açmış ve insanlığa bir rahatlık, huzur getirmiş oluruz. O bakımdan kim ki Rasûlullah’a uyarsa dünya ve ahirette hayır bulur. Kim ki O’na âsi olursa dünyada da zelil olur ahirette de zelil olur. Kim Peygamberimize uymazsa, Allah, onu daha dünyada iken rezil eder.
Hedef Radyo: Efendim, bunu bir televizyon programında işitmiştim, bir bayan profesör Peygamber Efendimiz (a.s.)’ın hanımı Hz. Âişe’den bahsederken - onun ifadesi olduğu için söylüyorum. Yoksa Hz. Âişe validemiz hakkında böyle bir sözü katiyen ağzımıza almazdık - ’Âişe’den gelen bütün rivayetler yalandır? dedi. Dikkat ediyoruz, bazı profesörler de medyaya çıkıyorlar, Allah Rasûlü (a.s.)’dan bahsederken ’Muhammed? diye bahsediyorlar. Yani sanki kırk yıllık arkadaşı imiş gibi.
Bu tür ifadeleri nasıl buluyorsunuz acaba?
Abdullah Farukî el-Müceddidî (k.s.): Bunlar Peygamber Efendimizi çok üzen hareketlerdir? Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) ’yâ Rasûlallah’ gibi isimleriyle seslenmek bir güzellik ve nezakettir. İnsan hiç kendi babasına - mesela ismi Ahmed olsa - ona ’Ahmed! Ahmed!? der mi? Bizim dinimizde insanın, babasını adıyla çağırması günahtır. Onun için Rasûlullah Efendimize ismiyle hitap etmek hem ayıp hem de çok günahtır. O kadar çok güzel isimleri var ki... ?Yâ Rasûlallah, yâ Habîballah?? ve daha yüzlerce ismi var. Özellikle Salât-u selâm kitaplarında bu güzel isimleri görebilirsiniz. Peygamber Efendimizi hiç olmazsa o isimlerle çağırmalıdır. Bu, bir terbiye ve nezaket kuralıdır.
İkincisi; o kadının sadece ’Âişe? diyerek annemize terbiyesizce hitabını ona iade ediyorum. Hz. Âişe (r.anhâ) benim annemdir. Bütün müminlerin annesidir. Benim de annemdir. Ben, onun evladı olmak suretiyle, o sözü ona iade ediyorum. Ve diyorum ki; Rasûlullah’a (s.a.v.) sahabe olabilmek için bir şart vardır. Nedir sahabe olabilmenin şartı? Rasûlullah (s.a.v.)’i görecek, iman edecek, onun huzurunda konuşacak, sohbetinde bulunacak ve o zaman sahabe derecesine ulaşacak. Hz. Âişe validemiz (hem sahabedir hem de) müminlerin anneleridir. Ona (Rasûlullah’ın irtihalinden sonra) nikâh bile haramdır. O hepimizin annesidir. İlmin dörtte biri ondan gelmiştir. Özellikle kadınlar hakkında? Büyük bir allâmedir. Büyük bir İslam âlimidir. Ona hiç o şekilde konuşulur mu? O (saygısızca hitapta bulunan), ancak ne yapar? Aynaya bakar, kendi kendini görür. İnsan aynaya bakınca ne olduğunu görür. Kendi kendine konuşur. Hz. Âişe (r.anhâ) bugün Müslümanlar tarafından en çok sevilen, en çok sayılan, en saygın ve tertemiz pak bir hanımefendidir, annemizdir. Ki biz onun evlatlarıyız elhamdülillah?
Annemiz, Rasûlullah Efendimizin zevcesidir. Bir insan ne kadar terbiyesiz olacak ki ona bir laf uzatacak? Rasûlullah’ın hatırı hiç mi yoktur? O bakımdan bu sözü yeni işittim ve buradan ona iade ediyorum.
Peygamberimiz (s.a.v.) buyurmuş ki: ’Ashâbım hakkında Allah’tan korkun! Ashâbım hakkında Allah’tan korkun! Benden sonra onları hedef edinmeyin. Her kim onları severse, bana olan sevgisi (veya benim onlara olan sevgim) sebebiyle onları sever. Her kim de onlara buğz ederse, bana olan buğzu sebebiyle onlara buğz eder. Her kim onlara eza verirse muhakkak bana eza vermiş olur. Her kim bana eza verirse muhakkak Allah’a eza vermiş olur. Her kim de Allah’a eza verirse, (Allah’ın dünya ve âhirette azabıyla) onu yakalaması yakındır.? (Tirmizî, Menâkıb, 58)
İşte, Hz. Âişe annemiz olsun, diğer sahabeler olsun, onlara hücum edilmesi Rasûlullah’a olan düşmanlıktan dolayıdır. Bu hususta bir hadis-i şerif daha var. İbni Ömer (r.a.) rivayet ediyor. Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: ’Ashabıma dil uzatanlara Allah lanet etsin.? (Câmiu’s-Sağîr, H.no: 7278)1 Allah’ın laneti, ashaba sebbedenlerin, onları hakir görenlerin üzerine olsun. Efendimiz’in bu şekilde bedduası vardır, laneti vardır?

1 Diğer bir rivayet: İbni Abbas ’dan (r.a.) rivayetle: ’Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların laneti, Ashabıma dil uzatanların üzerine olsun.? (Câmiu’s-Sağîr, H.no: 8734)