Özlenen Rehber Dergisi

75.Sayı

Mübarek Aylar ve Günler

Hüsamettin BOLAT Özlenen Rehber Dergisi 75. Sayı
Mübârek aylar, günler ve gecelerin dinimizde önemli bir yeri vardır. Hz. Allah (c.c.), kullarına çok acıyandır. Onlara şefkatinin bir tecellisi olarak affına mazhar olabilmeleri için bazı özel gün ve gecelere kıymet vermiş, bu gecelerdeki, duâ ve tövbeleri kabul edeceğini bildirmiştir.Dinimizde, kıymetli geceye, kendinden sonra gelen günün ismi verilir. Bu geceleri ihyâ etmeli, yanî kaza namazları kılmalı, Kur’ân-ı kerîm okumalı, duâ etmeli, tevbe etmeli, sadaka vermeli, müslümanları sevindirmeli, bunların sevaplarını ölülere de bağışlamalıdır. Bu gecelere saygı göstermelidir. Saygı göstermenin en güzel örneklerinden birisi, günah işlememektir.İnsanı, Yüce Rabbimiz ’eşref-i mahlûk’ kılmış, bunun yanında onu imtihana da tabi tutmuştur. İşte üç aylar ve bu aylardaki mübârek geceler, nefis ve şeytan tuzağına düşmüş ve her iki dünyasını zindana çevirecek günah, isyan ve gaflet bataklığında boğulmakla karşı karşıya kalmış insanın, kurtuluşu için uzatılan birer can simidi mesabesindedir. Mübarek aylar ve geceler, günahkâr ve yaratılış gayesini unutan insanlara, kerem ve ihsan sahibi Yüce Allah (c.c.) tarafından tanınan büyük kazanç ve yenilenme vesileleridir.ÜÇ AYLARÜç aylar; İslâm’ın mübarek saydığı hicrî kamerî aylardan Recep, Şâban ve Ramazan aylarıdır. Bu aylar ve diğer dokuz ayın süreleri, ayın hareketlerine göre belirlenmektedir. Kameri ayların süresi, şemsî ayların süresine nazaran değişiklik arz eder. Kamerî sene, şemsî seneden on bir gün daha kısadır. Ayrıca kamerî ayların diğer bir özelliği şemsî aylarda olduğu gibi senenin aynı mevsimine değil, değişik mevsimlerine gelmesidir.Bu ayların Müslümanlarca önemli ölçüde değer kazanmasının sebepleri arasında Peygamber Efendimizin (s.a.v) bu aylar hakkında verdiği haberler yer almaktadır. Rasûlullah (s.a.v) bir hadis-i şerifinde; ’Receb Allah Teâlâ’nın ayı, şaban benim ayım ve ramazan ümmetimin ayıdır.’ (Deylemî, el-Firdevs Bime’sûri’l-Hitâb, c.2, s.275, h.no:3276) buyurmuştur. Ayrıca Peygamber Efendimiz, Receb ayı girince, “Allah’ım! Recep ve Şa’ban (ayın)da bize bereket ver ve bizi Ramazan (ayın)a ulaştır.” diye dua ederdi. (Bezzâr, Müsned –el-Bahru’z-Zehhâr-, c.13, s.117, h.no:6496)Üç ayların değerini ifade eden diğer bir önemli özellik ise beş mübarek kandil gecesinden dördünün bu aylar içinde olmasıdır. Regaip Gecesi, recep ayının ilk cuma gecesine; Miraç Gecesi, recep ayının yirmi yedinci gecesine; Berat Gecesi, şâban ayının on beşinci gecesine; Kadir Gecesi ise ramazan ayının yirmi yedinci gecesine rastlar.Ramazan ayının fazileti ise çok daha yücedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: “Ramazan (ayı) geldiği zaman cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapa¬nır ve şeytanlar bukağılanır.” (Müslim, Sıyâm, 1)Receb ve şâban ayları, rahmet ayı olan ramazan ayının müjdecisidir. Dinimizde ayrı bir değeri olan Üç Aylar’ın, kişide insanî özelliklerin olgunlaşmasında ve iradenin kontrol altına alınmasında rolü büyüktür. Zira Receb ve şâban aylarının feyzinden ve bu aylarda bulunan Regaip, Miraç ve Berat Gecelerinin rahmetinden istifade yolunu tutan kişi, ramazan ayında ise her türlü kötülükten kendini uzak tutar ve insanî vasıflarının artmasına gayret eder. Nihayet Kadir Gecesi’nde yapacağı ibadet ve tevbe ile manevî hazza ulaşır. Bu nedenle özellikle, bu aylarda bol bol istiğfar etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kur’ân okumak ve dua etmek en güzel davranışlardır.RECEB AYIMübârek Üç Aylar’ın ilki receb ayıdır. Receb, “tercîb” kelimesinden gelmektedir. Bu da ta’zîm ve hürmet manasına gelmektedir.Receb ayı hakkında bir hadîs-i şerîf de şöyle bildiriliyor:Osman b. Hâkim el-Ensâri’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Saîd b. Cübeyr’e Receb orucunu sordum. Biz o zaman Receb ayında bulunuyorduk. Şu cevâbı verdi: “Ben, İbn-i Abbâs (r.anhümâ)’yı şunları söylerken işittim: “Rasûlullah (s.a.v.) (bazen) biz: Bu artık orucu bırakmaz, deyinceye kadar oruç tutar, bazen de: Bu artık oruç tutmaz, deyinceye kadar orucu terk ederdi.” (Müslim, Sıyâm, 34)Receb, tevbe, hürmet ve ibâdet ayı; şâban, muhabbet ve hizmet ayı; ramazan ise, yakınlık ve ni’met ayıdır.Zünnûn-i Mısrî hazretleri şöyle buyurmuşlardır: “Receb tohum ekme, şâban sulama, ramazan ise hasat ayıdır. Yâni ekip suladığını biçip toplayacak bir aydır. Herkes ektiğini biçer. Amelinin, ibâdetinin karşılığını alır. Tohum ekmeyen, hasat mevsimi gelince pişman olur.”Bu mübarek zamanlarda vaat edilen sevaplara kavuşabilmek için, her şeyden önce itikadı düzeltmelidir, ilmihal bilgilerini, ibâdetleri, haramı ve helâli öğrenmeli ve yaşayışı bunlara uygun hâle getirmelidir. Çok tevbe ve istiğfar etmeli, kazaya kalmış oruç ve namazları, bu günleri vesile ederek hemen kaza etmeye başlamalıdır.Fırsatı, ganimet bilmelidir. Bu günlere bir daha kavuşup, kavuşamayacağımız belli değildir. Bu günleri fırsat bilerek günahlara istiğfar etmeli, Allah Teâlâ’nın affetmesi için yalvarmalıdır. İbâdetleri yapmalı, ömrü zayi etmemelidir.ŞÂBAN AYI’Receb Allah Teâlâ’nın ayı, şaban benim ayım ve ramazan ümmetimin ayıdır.’Dinimizin kıymet verdiği mübârek aylardan ikincisi, Şâban ayıdır. Bizim için büyük bir fırsat olan aylardan biri de şâban ayıdır. Hadîs-i şerîf de bu ayın önemi şöyle bildirildi: Üsâme b. Zeyd (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Dedim ki: “Yâ Rasûlallah! Aylardan hiçbir ayda, Şaban’dan tuttuğun kadar oruç tuttuğunu görmedim!” (Rasûlullah) şöyle buyurdu: “Bu ay, Receb’le Ramazan arasında insanların kendisinden gafil oldukları bir aydır. Ve o, içerisinde amellerin, âlemlerin Rabbi olan Allah’a yükseltildiği bir aydır. Ben de amelimin oruçlu olduğum halde yükseltilmesinden hoşlanırım.” (Nesâî, Sıyâm, 70) Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.) En Çok Şâban Ayında Oruç TutardıŞâban ayının ekserisini oruçlu geçirmek güzel bir haslettir. Zira Peygamber Efendimiz, diğer aylara göre şâban ayında daha çok oruç tutardı.Müminlerin annesi Âişe (r.anhâ)’dan rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.), (o derece) oruç tutardı ki biz, ‘orucu bırakmayacak’ derdik. Ve (bazen de) orucu (o derece) terkederdi ki: ‘Artık oruç tutmaz’ derdik. Ben Rasûlullah (s.a.v.)’in Ramazan’dan başka hiç bir ayı kâmilen oruçla geçirdiğini görmedim. Şaban ayı kadar hiç bir ayda çok oruç tuttuğunu da görmedim.” (Müslim, Sıyâm, 34)Allah Teâlâ günahlarımızı affetmek için böyle mübârek ayları, günleri, geceleri sebep yaratmıştır. Yüce Mevlâ’mızın bu nimetinden istifade etmeye çalışmalı, bu af ve kurbiyet mevsiminden hisseyâb olmaya gayret etmeliyiz.Şâban, Salavât-ı Şerife AyıŞâban öyle bir aydır ki, ondan hayırlar açılır, bereketler iner, hatâlar terk olunur, günahlar örtülür. Bu ayda Peygamber Efendimize çok salavât-ı şerife getirilir. Şâban ayı, Peygamber Efendimize salavât ayıdır. Efendimiz (s.a.v.)’e çokça salât-ü selâm edilmesi Ahzab sûresi 56. âyetinde emredilmiştir: “Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selâm edin.” Hem bu âyet-i kerimenin hükmünce amel etmek hem de Sevgililer Sevgili Efendimizle aramızda bir sevgi bağı kurabilmemiz için O’nu (s.a.v.) çokça anmalı, salât-ü selâm okumalıyız. Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.), farklı hadis-i şeriflerinde kendisini en çok sevenlerin O’na en çok salât-ü selâm getirenlerin, sünnetine ittiba edenlerin olduğunu haber vermişlerdir.Rasûlullah Efendimiz’in sevgi ve şefaatine muhtaç kullar olarak şâban ayının kadrini bilebilmeyi Yüce Mevlâ’mız tüm mü’minlere nasip etsin.Evet, gafletten uyanıp, tevbe istiğfar edip bu şekilde ramazan ayı için hazırlanmalıyız. Asında bu hazırlık âhiret içindir ve bu şuurla şâban ayında Allah Teâlâ’ya sığınıp yalvarmalı, bu ayın sâhibi Muhammed (s.a.v.) vâsıtası ile Allah Teâlâ’nın af ve rızasına kavuşmaya çalışmalıyız.Bu aylarda içimizi ve dışımızı bilen Rabbimize karşı, nefsimizi muhasebeye çekmeli, O’nun bizim dünya ve âhiret hayatımızı Cennet’e çevirmek için gönderdiği İslâm’a tam teslim olup olmadığımızı gözden geçirmeli, hiç vakit geçirmeden İslâm’ın rahmet, bereket, mağfiret, fazilet ve hayat bahşeden çeşmesinden kana kana nasip almak için bu ayları, günleri başlangıç vesilesi yapmalıyız.RAMAZAN AYIRamazan, nihayetsiz nimet ve fuyuzatın kendisinde ihsan edildiği, Hakk katındaki en kıymetli aydır. Kur’an, onda inzal olmaya başlamıştır. Bin aydan daha faziletli olan Kadir Gecesi onda mahfuzdur. Ramazan orucu Âdem (a.s.)’dan beri bütün ümmetlere emredilmiştir.İslâm’ın beş şartından dördüncüsü, mübârek ramazan-ı şerifin her gününde oruç tutmaktır.Ramazan’da oruç tutmak ümmet-i Muhammed’e hicretten yâni Peygamber Efendimizin Mekke’den Medine’ye hicretinden on sekiz ay sonra, şâban ayının onuncu günü, Bedir gazâsından bir ay önce farz oldu.Selman-ı Fârisî (r.a.)’den rivayetle Peygamber Efendimiz (s.a.v.), şâban-ı şerifin son günü bir hutbesinde şöyle buyurdu:“Ey insanlar! Sizi büyük bir ay, mübarek bir ay, içerisinde bin aydan daha hayırlı bir gece bulunan bir ay gölgeledi. Allah o (ayın) orucunu farz, gece ibadetini nafile kıldı. Her kim o (ayda) hayırdan bir hasletle (Allah’a) yakın olmaya (çalışırsa), diğer (aylarda) farz işleyen kimse gibi olur. Her kim o (ayda) bir farz işlerse, diğer (aylarda) yetmiş bin farz işleyen kimse gibi olur. O, sabır ayıdır. Sabrın sevabı ise cennettir. (O), yardımlaşma ayıdır, mü’minin rızkının arttığı bir aydır. Her kim (Ramazan’da) bir oruçluyu iftar ettirirse, bu (onun), günahlarının bağışlanmasına, cehennemden azat olmasına (sebep) olur ve (oruçlunun) sevabından hiçbir şey eksiltilmeksizin onun için sevap vardır.” (Ashap): “(Yâ Rasûlallah)! Hepimiz, (yanımızda) oruçluyu iftar ettirecek bir şey bulamıyoruz?” dediler. Bunun üzerine (Rasûlullah) şöyle buyurdu: “Allah bu sevabı, oruçluya bir hurma veya bir içim su yahut bir yudum süt karışığı ile iftar ettirene de verir. O, öyle bir aydır ki, başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden kurtuluştur. Bu ayda hizmetçisinin yükünü hafifleteni Allah bağışlar ve onu cehennemden azat eder. O (ayda), şu dört hasleti çok işleyiniz. Bunlardan iki hasletle Rabbinizi razı edersiniz. Ve (diğer) iki hasletten de müstağni sayılmazsınız. Rabbinizi razı edeceğiniz iki haslet şunlardır:1- Allah’tan başka hiçbir ilah olmadığına şahadet etmek.2- Ondan mağfiret dilemeniz.Müstağni olmadığınız iki haslete gelince:1- Allah’tan cenneti istersiniz.2- Cehennem’den ona sığınırsınız.Her kim bir oruçluya su verirse Allah da ona havzımdan öyle bir içecek verir ki, cennete girinceye kadar hiç susamaz.” (Sahîh İbn-i Huzeyme, Sıyâm, 8, c.3, s.191, h.no:1887)Ramazanın bir anlamı da ‘yanmak’ demektir. Çünkü bu ayda oruç tutan ve tevbe edenlerin günahları yanar, yok olur.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.