’İmandır o cevher ki, ilahi ne büyüktür ,İmansız olan paslı yürek, sinede yüktür’

Böyle diyordu şair, hakikati lisan-ı hali ile ifade sadedinde.
Çünkü iman, büyük bir haslettir. Çünkü iman her şeyi yoktan var eden Allah’a söz vermektir. İman sorumluluktur, ciddiyet gerektiren bir iştir. Çünkü iman yaratılışın gayesi, insanlığın gereği, kulluğun hakikatidir.
***
Sevgili Dostlar,
Pek mühim ve önemli bir mevzu olan ’İman ve Küfür’ konusunu bu ay dergimizde Kapak/Dosya konusu yaptık. Malumunuz olduğu üzere iman üzerinde en fazla durulması gereken bir olgudur. Çünkü hayat bu olgu üzerine bina olunmakta, kalpler, lisanlar, evler, sokaklar ve hatta nesiller hep bu olgu temelli dizayn edilmektedir. İman sahibi bireyler ile bu nimetten mahrum olanlar arasındaki fark nasıl herkesçe malum ise, iman sahibi evler, sokaklar ve toplumlar ile imandan uzak olan evler, sokaklar ve toplumlar arasındaki fark ta o denli bellidir, aşikârdır. Klasik bir benzetme belki ama iman tuğlaların arasındaki harçtır, bedende dolaşan kandır, cesedi ayakta tutan candır. Ya da şöyle diyelim: İiman insan için beyin mesabesindedir. Arabada motor neyse, elektrik kontağı ile lambanın yanması arasındaki akım neyse, iman da budur, hatta daha fazlasıdır. İman ebedi hayatın kazanımını sağlama araçlarının en temeli, küfür ise ebedi bahtsızlığın kaynağıdır. İman var olan bütün güzelliklerin, küfür ise bütün nahoş hal ve durumların menbaıdır. İman, Efendimiz (s.a.s.)’in; küfür ise şeytanın yoludur, mirasıdır.
Bu noktada ’Kulluğun İlk Adımı Sağlam Bir İman’ (Harun Apaydın), ’Kur’an’da İman ve Küfür’ (İsmail Kocabıyık) ve ’Çocuklara İman Esaslarının Öğretimi’ (Berda Aksoy Çetin) çalışması dergimizde bulabileceğiniz güzelliklerden bazılarıdır. Yine buna paralel olarak Hikem-i Faruki’den ’İtaat’e yönelik deruni sözler, konuya yakın olarak Ömer Faruk Ejder’in ’Havatır’ makalesi dergi içeriğimizde bulabileceğiniz daha başka güzelliklerdir.
***
Dünyanın değişik yerlerinde özellikle de müslümanların yaşadıkları coğrafyalarda kanın ve gözyaşının durmadan devam ediyor olması bireysel olduğu kadar kurumsal olarak da bizi derinden üzmektedir. Farukiye Vakfımız değişik vesilelerle mazlum ve mağdur kardeşlerimize her daim yardım etmeye devam etmektedir. Başta Ankara olmak üzere yurt içi ve dışında onlarca Suriyeli aileye iaşe ve ibate yardımı, vekâlet yolu ile kesilen kurbanlarımız ile (bu yıl için Tanzanya) binlerce müslüman sevindirilmekte, ihtiyaçları giderilmektedir. Bu hizmetlerin başlaması ve devamı sadedinde katkısı ve emeği geçen bütün kardeşlerimize başta Değerli büyüğümüz Muzaffer Yalçın Hocaefendi olmak üzere sonsuz teşekkür ediyoruz, Allah razı olsun.
***
Burada son aylarda ülke gündemimizi de meşgul eden ’Kobani’ eksenli mesele hakkında da bir şeyler söylemek gerekirse; biz ırkçılığa İslam’ın karşı olmasından ötürü karşıyız. Allah Rasulü (s.a.s.) Efendimizin ayaklar altına aldığını haber vermesinden ötürü karşıyız. Kobani’de öldürülen masum kürtlerin bu zulme maruz kalmalarını da alkışlıyor değiliz ama burada şu hakikati ifade etmeliyiz ki; Byırbucak’ta Türkmenler, Afşin’de Sünni Araplar yıllardır zalim Esed zulmüne maruz kalıp hunharca öldürülürken, insani ve vicdani olarak sesi çıkmayanların mesele Kobani olunca insanlıktan ve vicdandan bahsetmeleri ülkemizde vandallık yapıp terör estirmelerini de -kimse kusura bakmasın- masumiyet olarak görmüyoruz.
***
Tekrar buluşuncaya kadar her şeyin sahibi olan o yüce Zat’a (c.c.) emanet olunuz