Özlenen Rehber Dergisi

29.Sayı

Kur'ân-ı Kerim'i Öğrenmek ve Okumak

osman şen Özlenen Rehber Dergisi 29. Sayı
Osman İbn-i Affan (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ’Sizin en hayırlınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir.’(1)

AÇIKLAMA:
Kur’an: ’Hz. Muhammed (s.a.v.)’e vahiy yoluyla Arapça olarak indirilen, Allah (c.c.)’den geldiği, ezberden ve yazılı olarak aynıyla intikal ettiği konusunda şüphe bulunmayan, Müslümanca yaşamak isteyenler için hayat kılavuzu olan ilâhî kitaptır.’

Sözlerin en hayırlısı Allah’ın sözü olan Kur’an’dır. Bir Müslüman’ın öğreneceği ilk şeyin de Kur’an olması gerekir. Kur’an’ı öğrenmek, her şeyden önce onu kurallarına göre okumayı öğrenmektir. İbnü’l Cezerî: ’Kur’an okuyan herkes için tecvit kaidelerini öğrenmek vaciptir, lüzumludur. Tecvit kaidelerine riayet etmeden Kur’an okuyan (Allah ve Rasûl’üne muhalefetten dolayı) günahkâr olur. Çünkü Allah, Kur’an’ı tecvitle indirdi ve bize de Allah’tan böylece vasıl oldu. Tecvit Kur’an’ın süsü ve kıraatin ziynetidir.’(2) diyerek tecvitle öğrenilmesi gerektiğini vurgulamıştır.

Kur’an’ı öğrenen kişinin gayesi, Allah’ın rızasına ulaşmak, Kur’an’ın ahkâmı, adabı ve ahlâkı ile amel etmek olunca amellerin de en faziletlisi elbette Kur’an olacaktır. Bir Müslüman’ın hak ve vazifesi sadece kendisinin bilip öğrenmesi değil, aynı zamanda bildiklerini başkalarına da öğretmesidir.

’Kur’an okuyunuz’(3) hadis-i şerifiyle Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, Kur’an’ı öğrenmeyi, okumayı ve yaşamayı bütün insanlardan istemiştir. Asıl olan onu anlamak, ilmine, bilgisine ve mantığına sahip çıkmaksa da sadece metnini okumak dahi bir ibadet olup, namaz kılabilmek, Allah’a ibadet edebilmek için Kur’an’ı öğrenmek gerekir. Kur’an, Allah kelamıdır; onu okuyan Allah’la konuşuyor hükmündedir. Bunun terk edilmesi bir Müslüman için akıl dışı bir davranıştır.

Kur’an okunmakla beraber, kişilerin ve toplumların hayatlarında uygulanması için gelmiştir. Hadis-i şerifte Peygamberimiz (s.a.v.): ’Kur’an’ı okuyup onun ilmine sahip olan ve gereğiyle amel eden kimse, yakınları arasında adeta nübüvvet mertebesine ulaşır. Şu kadarı var ki ona vahiy gelmemektedir.’(4) buyurur.

Kur’an’ı sürekli okuyup onunla amel eden mü’min en üstün dereceye ulaşır. Allah’ü Teâlâ onlara bu sayede dünyada mutlu bir hayat nasip eder, ahirette de onları kendilerine nimetler ihsan ettiği kullarından kılar. Bunun aksine hareket edenleri ise alçaltır. Âyet-i kerimede: ’Allah onunla birçoğunu saptırır ve yine onunla birçoğunu yola getirir.’(5) buyurulur.

Kur’an kendisini okuyana ve hükmüyle amel edene lehte şahitlik edecek ve o kişinin günahlarının affı için Allah (c.c.) ile kul arasında aracılık yapacaktır.

Hz. Osman (r.a.): ’İnsanların en hayırlısı, günahsız olan ve Allah’ın kitabı ile amel edendir.’, Hz. Ali (r.a.) de: ’Kur’an tilaveti ile kalbine ruhani feyiz sirayet eden kimse, dostlarının ayrılığı ile vahşet halini hissetmez.’ buyurmaktadırlar.

Abdullah Farukî el-Müceddidi (k.s.): ’Sâlik, imkanı nispetinde 40 günde bir hatm-i şerif okumaya çalışmalıdır ve okuduğu hatminden hâsıl olan sevabı da başta Peygamber Efendimiz olmak üzere salih insanların vasıtasıyla hediye etmelidir.’(6) demişlerdir.

Kur’an dostları; Kur’anı hafız olarak veya olmayarak okumaya devam eden, işlerini onunla düzene koyan, davranışlarını ona uygun yapan, onun ahlâkıyla ahlâklanıp, edebiyle edeplenen kimselerdir. Cenâb-ı Mevla bizlere o yüce kitabı öğrenmeyi ve hayatımızda gücümüz nispetinde yaşamayı nasip etsin. Âmin...

Kaynakça:
1. Buharî, Fezâilü’l-Kur’an 21.
2. Taşköprüzade, Şerhu Mukaddime, eş-Şeyhu’l-Cezerî Min İlmit-Tecvid, s.5-6.
3. Müslim, Müsafirin 252.
4. Zebîdî, İthafü’s-Sade, IV-467.
5. el-Bakara, 2/26.
6. Abdullah Farukî el-Müceddidî, Zâhirî ve Bâtınî Edepler, s.16, Ank. 1996.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.