Özlenen Rehber Dergisi

81.Sayı

Fıkhın Aydınlığında...tüp Bebeğin Hükmü...

Seyfullah KILINÇ Özlenen Rehber Dergisi 81. Sayı

Soru:

Tabiî yolla çocuk elde edememe durumunda başvurulan suni yöntemler nedir? Suni yolla iç döllenme ve hükmü nedir? Suni yolla dış döllenme (tüp bebek) ve hükmü nedir?
Cevap:
Normal ve tabiî yolla çocuk elde edememe durumunda çocuk elde etmek için başvurulan suni yöntemleri iki şekilde ele alacağız:
1- İç döllenme.
2- Dış döllenme (tüp bebek).
Her şeyden önce şunu belirtmek isteriz ki, İslâm’da bir çocuğun nesebinin sabit olması demek, anne ve babasının kimliğinin belirli olması demek değildir. İslâm’da bir çocuğun nesebinin sabit olması için ’şer’i nikâh’ ile birleşmiş bir çiftin suyundan meydana gelmesi gerekmektedir. Bir başka deyişle, erkeğin menisinin inzali, rahme girişi ve döllenmesi şeriatın meşru saydığı bir zeminde olmalıdır. Şeriata göre meşru olmayan bir zeminde meydana gelen çocuğun nesebi sabit olmaz.
1- SUNİ YOLLA İÇ DÖLLENME:
Bu şekildeki döllenme, babanın spermi ile annenin yumurtasının anneye yerleştirilip orada döllenmesini sağlayarak annenin hamile kalmasını sağlamakladır.
Suni yolla iç döllenmenin hükmünü açıklarken, dört ayrı sureti zikrederek her birinin yapılış şeklini ve hükmünü ayrı ayrı zikredeceğiz:
a) Babanın spermi ile anneye, suni yolla iç döllenmenin yapılması:

Sureti:
Bu durumda, tabiî yollardan anne ve baba çocuk elde edemeyince iç döllenme yoluyla annenin hamile kalması sağlanır.
Şartları:
1- Böyle bir yola başvurulmasının nedeni, tabiî yollardan döllenme sağlanamaması gibi sebeplerden olmalıdır.
İstediği cinsiyette çocuk elde etmek için bu şekilde suni döllenmeye başvurmak ise haramdır.
2- Spermlerin babadan çıkarken de, annenin rahmine yerleştirilirken de aynı kişiye, yani babaya ait olduğu kati suretle bilinmelidir. Nesli korumak için bu şarttır. Racih olan görüş budur.
3- Babadan çıkan sperm, şer’an meşru bir şekilde çıkmış olmalıdır. Aynı şekilde annenin rahmine yerleştirilmesi de meşru olmalıdır. Meşru yolla çıkmayan sperm ile yapılan döllenmeyle nesep sabit olmaz. Mesela; babadan zina yoluyla çıkan spermi anne alıp rahmine yerleştirse nesep sabit olmaz. Çünkü zina suyunun (menisinin) hürmeti yoktur. Bu, Cumhur’un görüşüdür. Günümüz şartlarına uygun olan fetva da budur. Babadan meşru yolla çıkan spermi yabancı bir kadın alıp rahmine yerleştirdiğinde de durum aynıdır. Çünkü spermin çıkış anında da anneye yerleştirilmesi anında da meşru bir zeminde, yani şeriatın tasvip ettiği bir şekilde olması gerekmektedir.
Hükmü:
Bu şekilde çocuk elde etmek, yukarıda zikredilen durumlar ve şartlar dâhilinde olursa caizdir.
Tabiî yolla doğan çocuk hakkında sabit olan nesep, bu şekilde doğan çocuk için de sabittir. Babadan çıkan spermi, yabancı bir kadının alıp kullanması ise haramdır.
b) Evli olan annenin yabancı bir erkeğin spermiyle suni yolla iç döllenme yapması:

Sureti:
Bu durumda babanın kısır olması veya uyuşmazlık gibi sebeplerle tabiî veya suni yollarla döllenme sağlanamamaktadır. Bu sebeple anne, sperm bankasına giderek bu şekilde hamile kalmak isteyebilmektedir. Böylece anne, yabancı bir erkeğin spermiyle hamile kalıp doğum yapmaktadır.
Hükmü:
Bu şekildeki döllenme, şer’an haramdır. Çünkü böyle bir döllenme şekli (arada nikâh olmadığı için) neseplerin karışmasına neden olacaktır.
Bu şekilde dünyaya gelecek olan çocuğun nesebi, spermin sahibi olan kimseye de nispet edilemez, çünkü meni ne çıkış anında ne de rahme giriş anında şer’an muteber değildir, böyle bir meninin hürmeti yoktur. Aynı şekilde böyle bir çocuğun nesebi kocaya da nispet edilemez, çünkü spermin sahibi o değildir.
c) Evli olmayan erkek ve kadın arasında suni döllenme:

Sureti:
Bu surette, bekâr olan kadın sperm bankasından yabancı bir erkeğin spermleri vasıtasıyla suni döllenme yoluyla hamile kalır ve çocuk yapar.
İnsanlar bu şekilde çocuk yapmaya, çocuklarının zeki, yiğit, sporcu, sanatçı veya meşhur kimselerin spermlerinden meydana gelmesini istediklerinden dolayı başvurabilmektedirler. Bazen de genetik hastalıkların bir sonraki nesle sirayetini önlemek ve sağlıklı nesiller meydana getirmek, nesli iyileştirme, belirli vasıflara sahip bir nesil meydana getirme amacıyla böyle bir yola başvurulmaktadır. Bu yolla sperm bankaları da çok büyük karlar elde etmektedir.
Hükmü:

Böyle bir yolla çocuk elde etmek haramdır. Bu yolla çocuk elde etme cahiliye döneminde de mevcut idi. Cahiliye döneminde buna ’nikâh’u’l-istibdâ’ ’ denmektedir.

d) Kocanın sperminin, yabancı bir kadından alınan yumurta hücresiyle döllendirilmesi ve karısının rahmine yerleştirilmesi:
Bu kısmın iki sureti vardır:
Birinci Suret:

Bu surette, annenin rahminin sağlam ve bebek yapmak için elverişli olmasına rağmen yumurtalıkları sorunludur ve çocuk elde etmeye imkân vermez. Babada ise herhangi bir sorun bulunmayıp spermi çocuk elde etmeye elverişlidir. Bu durumda babanın spermi, yumurtalığı ve yumurtaları sağlam olan akraba veya yabancı bir kadına yerleştirilerek suni yolla döllendirilir. Daha sonra beşinci günde yabancı kadının rahminde oluşan embriyo alınarak annenin rahmine yerleştirilir.
Hükmü:
Bu şekilde çocuk elde etmek haramdır. Çünkü meninin inzal vaktindeki erkeğin maksadı evli olmadığı bir kadının yumurtalarını dölleme olduğu için kocanın spermi şer’an muteber değildir ve böyle bir meninin hürmeti yoktur. Bu şekilde meydana gelen bir çocuğun nesebi de spermin sahibi olan erkeğe nispet edilmez. Çünkü bu zina gibidir.
İkinci Suret:
Babanın spermlerinin de elverişli olmadığı durumda yabancı bir erkeğin spermi ve yine yabancı bir kadının yumurtaları annenin rahmine konularak döllenme yapılır, anne hamile kalarak çocuğu dünyaya getirir.
Hükmü:
Bu şekilde çocuk elde etmek haramdır. Çünkü yumurtalar yabancı bir kadına ait olmakla beraber erkeğin spermi de şer’an muteber değildir ve böyle bir meninin hürmeti yoktur.
2- SUNİ YOLLA DIŞ DÖLLENME (TÜP BEBEK):
Genel manada dış döllenme, babanın spermi ile annenin yumurtasının vücut dışında birleştirilip annenin rahmine yerleştirilmesiyle olmaktadır.
TÜP BEBEK
Tüp bebek nedir?
Yumurta ve sperm hücrelerinin vücut dışında laboratuar koşullarında birleştirilerek embriyo oluşturulmasıdır. Daha sonra oluşan embriyo rahim içerisine konur. Bu işlemleri kapsayan üreme tekniklerinin tamamına tüp bebek denir.
Ne zaman ihtiyaç duyulur?
1- Spermin yumurtaya ulaşmasında problem olan durumlarda
2- Sperm fonksiyonlarının bozuk olduğu durumlarda
3- Açıklanamayan kısırlık varlığında
4- Yumurtlama bozukluklarında
5- Tedavi yöntemleriyle çocuk elde edememe durumlarında

Tüp bebeğin çeşitli yapılış suretlerine göre hükmü de değişmektedir. Bu suretler ise şöyledir:

1- Babanın spermi ile annenin yumurtasına suni yolla dış döllenme (tüp bebek) yapılıp tekrar annenin rahmine yerleştirilmesi:

Sureti:
Bu durumda annenin rahminin sağlam olmasına rağmen çeşitli nedenlerden ve manilerden dolayı tabiî yolla veya iç döllenme yoluyla çocuk yapamamaktadır. Bu surette anne ve baba çocuk elde etmek için tüp bebek yöntemine başvururlar.
Şartları:
1- Erkeğin spermi, çıkış anında ve rahme giriş anında şer’an muteber olmalıdır.
2- Kadının yumurtalarının alındığı vakitte de tekrar rahme yerleştirildiği sırada da şer’an muteber olmalıdır.
3- Oluşan embriyonun yerleştirildiği rahim annenin rahmi olmalıdır, yani spermi alınan kimsenin hanımı olmalıdır.
Hükmü:
Karı-kocadan başka üçüncü bir kimsenin karışmadığından dolayı böyle bir yolla çocuk elde etmek caizdir. Bu karı-kocaya ait biyolojik ve şerî bir çocuktur. Şer’an nesebi sabittir. Çünkü bu çocuk anne ve babanın suyundan meydana gelmiştir. Anne ve babanın suları ise çıkış ve rahme yerleştirilmesi anında da meşrudur. Bu durum iç döllenme bahsinde geçen birinci durum gibidir.

2- Kocanın sperminin, yabancı bir kadından alınan yumurta hücresiyle dış döllenme (tüp bebek) yapılması ve karısının rahmine yerleştirilmesi:

Sureti:
Annenin rahmi sağlam olup, yumurtalıkları sorunludur. Babanın spermleri ise sağlıklıdır. Bu durumda anne, yabancı bir kadının yumurtaları ile kocasının spermlerinin dış döllenme yoluyla birleşmesini sağlar ve daha sonra oluşan embriyo annenin rahmine yerleştirilir.
Hükmü:
Böyle bir yolla çocuk elde etmek caiz değildir. Nesep sabit olmaz.

Bu yolla çocuk elde etmenin caiz olmayışının sebepleri:
1- Ne inzal anında, ne de idhal anında kocanın spermi meşru bir zeminde değildir. İnzal anında meşru değildir, çünkü niyet yabancı bir kadının yumurtasıyla döllenme sağlamaktır. İdhal halinde ise sperm yabancı bir kadının yumurtasıyla birleşmiştir.
2- Arada evlilik bağı bulunmayan yabancı kadının yumurtaları şer’an meşru değildir.
3- Kocanın sperminin yabancı bir kadının yumurtalarıyla birleştirilmesi kastedilmektedir. Bu, mana olarak zina demektir.
4- Annenin rahmine babanın spermleriyle aşılanmış yabancı bir kadının yumurtalarını yerleştirmek şer’an meşru değildir. Bunda zina manası vardır.
5- Ulema, inzal anında meşru bir zeminde olmayan spermden meydana gelen çocuğun nesebinin sabit olmayacağı hususunda ittifak etmişlerdir. Tercih edilen görüşe göre nesebin sabit olması için spermin rahme giriş anında da meşru bir zeminde olması gerekmektedir.
Her ne kadar yumurtaların alındığı kadın belli olsa da döllenme şer’i bir ortamda meydana gelmediği için nesep sabit olmaz.

3- Yabancı bir erkeğin spermiyle yabancı bir kadının yumurtasının dış döllenme (tüp bebek) yoluyla birleştirilip oluşan embriyonun da başka bir yabancı kadının rahmine yerleştirilmesi:
Bu durumun iki sureti vardır:
Birinci Suret:
Bu durumda yabancı bir erkeğin spermiyle yabancı bir kadının yumurtası dış döllenme (tüp bebek) yoluyla birleştirilir ve oluşan embriyo başka bir yabancı kadının rahmine yerleştirilir. Bu durumda sperm veren, yumurtası kullanılan ve oluşan embriyonun rahmine yerleştirildiği kimseler arasında ise herhangi meşru bir evlilik bağı yoktur.
Hükmü:
Bu şekilde çocuk elde etmek haramdır.
İkinci Suret:
Yukarıda anlatılan duruma dışardan yabancı iki kişi daha dâhil olabilmektedir. Yani her ikisi de kısır olan karı-koca yukarıda anlatılan şekilde yapılacak bir hamileliğin kendileri adına olmasını isterler ve oluşacak cenini satın alırlar. Bu çocuğun nesebini de kendilerine nispet ederler. Bu durum ’tebennî/evlat edinme’ hükmüne girmektedir.
Hükmü:
İkinci suretin hükmü, evlat edinmenin hükmü ile alakalıdır. Evlatlık almak cahiliye döneminde var olan bir muamele olup İslâm bunu yasaklamış ve haram kılmıştır. Bu hükme göre bu surette olduğu şekilde bir çocuk edinmek haramdır.

4- Annenin yumurtalarının yabancı bir erkeğin spermiyle dış döllenme (tüp bebek) yoluyla birleştirilip oluşan embriyonun tekrar annenin rahmine yerleştirilmesi:

Sureti:
Bu durumda annenin rahmi ve yumurtaları hususunda herhangi bir engel bulunmayıp bunlar sağlıklıdır. Ancak babanın spermi çocuk için elverişli değildir. Bu durumda anne ve baba sperm bankasına yönelirler ve gerekli spermleri alırlar. Tüp bebek yoluyla döllenme tamamlandıktan sonra oluşan embriyo annenin rahmine yerleştirilir.
Hükmü:
Bu yolla çocuk elde etmek, iç döllenmenin ikinci suretinde olduğu gibi haramdır.

5- Kocanın sperminin yabancı bir kadının yumurtalarıyla dış döllenme (tüp bebek) yoluyla birleştirilip oluşan embriyonun tekrar yumurtaları alınan kadının rahmine yerleştirilmesi:

Sureti:
Bu durumda anne çocuk dünyaya getirmek için elverişsizdir. Babanın spermleri ise sağlamdır. Babanın spermleri yabancı bir kadının yumurtalarıyla tüp bebek yöntemiyle birleştirilir ve oluşan embriyo yine yumurtaların sahibi olan yabancı kadının rahmine yerleştirilir.
Hükmü:

Bu yolla çocuk elde etmek haramdır. Nesep sabit olmaz.

6- Annenin yumurtalarının yabancı bir erkeğin spermiyle dış döllenme (tüp bebek) yöntemiyle birleştirilip oluşan embriyonun yabancı bir kadının rahmine yerleştirilmesi:

Sureti:
Bu durumda baba kısırdır. Annenin yumurtaları ise çocuk için elverişlidir. Ancak annenin rahmi hamile kalmaya elverişli değildir. Böylece annenin yumurtaları yabancı bir erkeğin spermleriyle tüp bebek yöntemiyle birleştirilerek yabancı bir kadının rahmine yerleştirilir.
Bu sureti dördüncü suretten ayıran nokta, orada oluşan embriyonun annenin rahmine yerleştirilmesidir. Burada ise yabancı bir kadının rahmine yerleştirilmesidir.
Hükmü:
Bu yola çocuk elde etmek haramdır. Nesep sabit olmaz.

7- Yabancı bir kadının yumurtalarının yabancı bir erkeğin spermleriyle dış döllenme (tüp bebek) yöntemiyle döllendirilmesi ve oluşan embriyonun annenin rahmine yerleştirilmesi:

Sureti:
Bu durumda anne ve baba çocuk elde edememektedirler. Ancak annenin rahmi çocuk için elverişlidir. Bu sebeple yabancı bir erkeğin spermlerini yine yabancı bir kadının yumurtalarıyla tüp bebek yoluyla birleştirip oluşan embriyoyu annenin rahmine yerleştirerek çocuk elde ederler.
Hükmü:
Bu yolla çocuk elde etmek evlatlık edinmek gibi olduğundan haramdır.

8- Annenin yumurtalarının ölmüş veya boşanmış olduğu kocasının spermleriyle dış döllenme (tüp bebek) yöntemiyle birleştirilmesi ve oluşan embriyonun annenin rahmine yerleştirilmesi:

Sureti:

Bu durumda kocanın veya karı-kocadan her birinin sperm bankasında sperm ve yumurtaları muhafaza edilmektedir. Veya sperm bankasında karı kocaya ait dondurulmuş embriyo bulunmaktadır. Boşanmadan veya kocanın vefatından sonra kadın ölmüş veya boşanmış olduğu kocasının spermlerini kendi yumurtalarıyla tüp bebek yöntemiyle birleştirerek rahmine yerleştirir. Veya dondurulmuş embriyoyu rahmine yerleştirir ve çocuk sahibi olur.
Hükmü:
1- Hayatta olan kadının ölmüş olan kocasının sperm bankasındaki spermi ile hamile kalması caiz değildir. Bu ister iddet içinde olsun veya iddet bitikten sonra olsun hüküm böyledir. Çünkü bu halde evlilik bitmiştir ve ayrıca meni rahme giriş anında evlilik bittiğinden dolayı meşru bir zeminde de değildir.
2- Koca hayatta iken veya evlilik hayatı devam ederken kocanın spermi ile döllenmiş ve sperm bankasında muhafaza edilen kadının yumurtasını yine aynı kadının kendi rahmine yerleştirilmesiyle hamile kalması caiz olmamakla beraber bu halde doğan çocuğun nesebi ise babasına nispet edilir.

(Kadâyâ Fıkhiyye Muâsıra, 1. cilt, Fıkhu’l-Mukâren Heyeti, El-Ezher Üniv. Kitabından kısaltılarak alınmıştır)
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.