Özlenen Rehber Dergisi

88.Sayı

Sâlik'in Âilesine ve Nefsine Karşı Âdabı

Şâyet sâlike Cenâb-ı Hak çocuk verecek olur ve hanımı doğum yaparsa, çocuğun sağ kulağına ezan, sol kulağına kâmet getirilmeli ve ona göbek adı bırakılmalıdır.
Sâlik çocuğun doğumunun yedinci gününde saçlarını tıraş etmelidir. O ağırlıkta altın veya gümüş tasadduk etmelidir.
Sâlik, çocuğuna güzel bir isim bırakıp, Cenâb-ı Hak kendisine çocuk verdiğinden dolayı sevinmelidir. Eğer çocuk, kız çocuğu ise çocukların en hayırlısı olduğunu bilmelidir.
Sâlik, ilk çocuğu olur da adını Hatice bırakırsa, o âileye Cenâb-ı Hakk’ın hem dîni yaşamakta kolaylık, hem de maddî ve mânevî zenginlik verdiğini bilmelidir. Fakat sâlik yine de İslâm’a uygun olan diğer isimleri de verebileceğini bilmelidir.
Sâlik, çocuğuna mümkünse bir Akîka kurbanı kesmeli, çocuk biraz büyüyüp konuşmaya başlayınca ilk önce onu Allah (c.c) ismini söylemeye alıştırmalı, annesi de ona ninni derken, Allah’ı tesbîh ederek zikirlerle ve ilâhîlerle uyutmalıdır.
Sâlik, çocukları biraz daha büyüyünce onlara Allah sevgisini, Peygamber sevgisini ve Ehl-i Beyt sevgisini anlatmalı, öğretmeli, sevdirmeli ve bu sevgilerin tahsilini yaptırmayı bilmelidir.
Sâlik, çocuğu yedi yaşına gelince ona namazı tarif etmeli ve namaz kılmayı öğretmelidir.
Sâlik, çocuklarını güzelce terbiye ederek, büyüklerine ve çevresine saygılı olmayı öğretmelidir.
Sâlik çocukları büyüdüklerinde tahsil ve sanat eğitimini yaptırarak onların evlenmelerine yardımcı olmalı ve çocuklarına İslâmî kuralları ve ilimleri öğretmelidir.
Sâlik, ihtiyacı olmayan şeyleri almamalı ve tasarruf yoluna gitmelidir. Bilhassa sigara, nargile vb. sıhhatine ve âile nafakasına zararı olan alışkanlıklarını mutlaka terk etmelidir.
Sâlik, çoluk-çocuğu için aldığı yiyecek maddelerini, herkesin alıp yiyemediği turfanda sebze ve meyveleri evine muhafazalı ve başkalarına göstermeden getirmeli, onları yediğinde kabuk vb. artıklarını da başkalarının göremeyeceği şekilde çöpe atmalıdır.
Sâlik, çocuklarının komşu çocuklarıyla yaptığı kavga ve çekişmelerde yumuşak davranarak komşularına herhangi bir söz söylememeli, çocuğuna nasihat etmeli ve meseleyi tatlı bir şekilde halletmelidir.
Ev halkına karşı vazifelerine dikkat ederek onların rızıklarını helâl yoldan temin etmeli, anne ve babasına karşı saygı, hürmet ve sevgide kusur etmeyerek âilesini de buna teşvik etmeli, hanımı ve çocuklarına karşı da sevgi, merhamet ve şefkatle muamele etmelidir.


SÂLİKİN NEFSİNE KARŞI OLAN EDEBLERİ

Sâlik, sürekli nefs-i emmâresiyle cihad hâlinde olmalı; kötü ahlâk ve fiillerden Allah’a dönüş yapmalıdır.
Sâlik, nefsin sû-i edeb üzere yaratıldığını ve insanı daima isyana zorladığını bilerek sudûrî edeble Cenâb-ı Hakk’a yaklaşıp secde etmeli ki, iki cihanda serfirâz olsun.
Bütün işlerinde doğruluğa yapışmalıdır.
Çok az konuşmalıdır. Sorulunca cevap vermelidir. Sâlik mümkün olduğunca avam-halk içine karışmaktan uzak durmaya gayret göstermelidir.
Kendisini herkesten değersiz görmelidir.
Kendi ayıplarını görüp düzeltmeye çalışmalı, başkalarının ayıplarını araştırmamalıdır.
Sâlik insanlar tarafından kendisine yapılan kötülükleri en iyi bir şekilde karşılayarak af yolunu tutmalı ki, karşısındaki en kötü bir insan bile kendisine iyi bir dost olsun.
Sâlik, kendisine gelen halkın maddî ve mânevî sıkıntılarına zorlanmadan katlanabiliyorsa, Cenâb-ı Hakk’ın kendisine ilâhî yardımda bulunduğunu bilmelidir. O yardımların kesilmemesi için kendisine gelen ihtiyaç sahiplerine ve hastalara iyi davranmalı ki, verilen bu ilâhî nimet korunsun ve elden çıkmasın.
Nefsini her gün hesaba çekmeli ve insanlarla iyi geçinmelidir.
Yeme, içme, giyme, uyku vb. ihtiyaçlarında itidalli davranmalıdır.
Sâlik, yatarken gözlerine sürme çekmelidir. Sürmenin gözlerinden acı suyu akıttığı soğuk ve sıcaktan çatlayan gözdeki kılcal damarları tedavi ettiğini, görmeyi arttırdığını ve Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in sünneti olduğunu bilmelidir.
Haram ve şüpheli şeylerden kaçınmalıdır.
Dünya sevgisini gönlünden çıkartmaya gayret etmelidir. Dünya sevgisinin kalpten çıkması Allah’ı (c.c) bol bol zikretmeye bağlıdır.
İbâdetlerinde azimet yolunu tutmalıdır.
Bütün boş zamanlarını ilim, ibadet ve zikrullahla değerlendirmelidir.
Şer’î hükümlerde istikâmet sâhibi ve ibâdetlerinde ihlâslı olmalıdır.
Sâlik, ’İki günü birbirine eşit olan ziyandadır.’(Deylemî’den, el-Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, II/233, 2306. Hadîs.) hadîs-i şerîfini dikkate alarak Allah ve Rasûlü’nün çizmiş olduğu sınırlar dâhilinde her sâhada ileri gitmeye çalışmalıdır.
Sâlik kesin bilmediği konularda konuşmamalı, iyi bilmediği meseleleri önce etraflıca öğrenmeli, daha sonra başkalarına anlatmalıdır.
Sâlik dünya işlerinde de yaptığı işi en iyi ve en güzel şekilde yapmaya gayret etmelidir.
Sâlik, cömertlik yaparak şeref, namus ve itibarını korumalı, cimrilerin malını; şeref ve izzetini yok ederek koruduğunu bilmeli ve onlar gibi olmamalıdır. Sâlik, avam-halkın naslara ve âdâba aykırı düşmeyecek isteklerine ve beklentilerine uygun davetini kabul etmeli; ibadetlerle ilgili bazı eksikliklerini söylediklerinde onları hemen reddetmemeli, yumuşaklıkla davranarak onların sevgisini kazanmalı, itirazlarını önlemeye çalışmalıdır.
Sâlik sadece uhrevî ilimleri değil dünyevî ilimleri de öğrenmeye gayret etmeli, her alanda en iyi olmaya çalışmalıdır.
Sâlik şayet bekârsa Rasûl-i Ekrem Efendimiz’in emrine uyarak nefsini terbiye yolunda Pazartesi-Perşembe günleri oruç tutmaya gayret etmelidir.
Sâlik diğer müslümanlar arasında her hâliyle örnek insan olmalı, hattâ İslâm ehli olmayanlara bile kendini sevdirmeli, böylelikle onlara İslâm’ı ve Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in sünnetlerini aşılamalıdır.
İlim ve takvâya çalışan kimseler, arkalarından çağırıldıklarında dönüp cevap vermemeli ve vakarını muhafaza etmeli, yere bir şey düşürseler bile dönüp almamalıdırlar.
İlim ve takvaya çalışan kimseler halk arasında şaka, münakaşa, sesli gülme vb. hareketlerden sakınmalı, vakarını ve saygınlığını muhafaza etmelidir.
Sâlik her işine sağdan başlamaya ve yaptığı işin tek sayıda olmasına dikkat etmelidir.
Sâlik, sağlığının da kendisine Allah’ın bir emâneti olduğunu unutmamalıdır. Bu bakımdan sağlığını korumalı, zararlı alışkanlıklardan uzak durmalıdır.
Sâlik banyo yaptıktan sonra ayaklarına üç tas soğuk su dökmenin baş ağrısını giderdiğini bilmelidir.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.