Özlenen Rehber Dergisi

126.Sayı

Eğitim;seçmeli Ders

Embiya KIMIŞOĞLU Özlenen Rehber Dergisi 126. Sayı
İlk emri ’okumak’ olan İslam’ın, temel kaynağı Kur’ân-ı Kerim, ikinci kaynağı ise Efendimiz (s.a.v.)’in mübarek hayatı ve sözleridir (siyer-hadis). Bu nedenle İslam eğitim faaliyetleri içerisinde bu iki konu eğitimin merkezinde olmuş, eğitimin bütün safha ve alanlarında Müslüman çocuklarına öğretilmiştir.
2012-2013 eğitim-öğretim yılından önceki dönemlerde ülkemizde bu dersler sadece İmam Hatip liselerinde okutulmakta idi, diğer örgün eğitim okullarında bu derslerin varlığından söz etmek mümkün değildi. Sadece yaygın eğitim anlamında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yaz Kur’an kurslarında (iki aylık) bu derslerin alınması mümkündü.
2012-2013 eğitim-öğretim döneminden geçerli olmak üzere çıkartılan 4+4+4 eğitim sistemi ile Temel Dini Bilgiler, Siyer ve Kur’ân-ı Kerim derslerinin bütün örgün eğitim kurumlarında seçilmesinin önü açılmış, Müslüman milletimize din eğitimi alanında önemli bir hizmet sunulmuştur. Cumhuriyetten beri ilk kez örgün eğitim kurumlarında (İmam Hatipler hariç) Kur’an ve Siyer derslerinin okutulmasının önü açılmıştır. Şüphesiz ki bu çok büyük bir devrim, önemli bir hizmettir.
Kur’ân-ı Kerim, Siyer ve Temel Dini Bilgiler dersleri 5. ve 9. Sınıflardan başlamak üzere bu eğitim-öğretim döneminde seçilmeye başlandı. Kademeli bir şekilde de bütün sınıflarda okutulmaya devam edecektir. Bu yıl ortaöğretimde 5. Sınıftakiler bu dersleri seçmişti. Seneye 5 ve 6. Sınıflar, sonraki yıl 5, 6 ve 7. Sınıflar, daha sonraki yıl ise 5, 6, 7 ve 8. sınıflar seçecek ve böylece ortaöğretimin bütün safhalarına yayılmış olacak. Liselerde de 9. Sınıfta başlayan bu dersler 2015-2016 eğitim döneminde liselerin bütün sınıflarında inşallah okutulacaktır.
Kur’ân-ı Kerim dersi ortaöğretimde 4 kez (5. 6. 7. ve 8. sınıfın tümünde)
Siyer derisi ortaöğretimde 4 kez (5. 6. 7. ve 8. sınıfın tümünde)
Temel Dini Bilgiler dersi ortaöğretimde 2 kez
Kur’ân-ı Kerim dersi liselerde 3 kez
Siyer dersi liselerde 3 kez
Temel Dini Bilgiler dersi liselerde 2 kez seçilebilmektedir. Bu dersler haftada 2’şer saat okutulmaktadır. Bu derslerden Kur’ân-ı Kerim ve Siyer dersine öğrenciler daha fazla ilgi göstermekte, okullarımızın çoğunluğunda iki ders beraber seçilmektedir. Örneğin 5. sınıflarda; haftada 2 saat zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersi, 2 saat Kur’ân-ı Kerim, 2 Saat Hz. Muhammed (s.a.v.)’in Hayatı ve 2 saate Temel Dini Bilgiler dersi olmak üzere toplam 8 saat ders okutma imkanı vardır. Ülkemizin hemen hemen her tarafında Kur’an ve siyer dersi çoğunlukla seçilmekte ve okutulmaktadır. Bu da şu demektir: 5. Sınıflarda 4 saat Fen Bilgisi, 5 saat matematik dersi okutulmakta iken 6 saat din ve ahlak dersi okutulabilmektedir.
Liselerde de uygulama aynen ortaokullardaki gibi devam etmektedir. Bir öğrenci ister fen lisesinde, ister askeri lisede, ister meslek lisesinde veya herhangi bir lisede eğitim görsün seçtiği takdirde haftada 1 saat okutulan zorunlu din dersine ek olarak 2 saat Kur’ân-ı Kerim, 2 saat siyer, 2 saate temel dini bilgiler derisi olmak üzere haftada 7 saat bu dersleri alma imkanına sahiptir.
İmam Hatip Lisesi dışındaki bir örgün eğitim* kurumunda (*okul çatısı altında, belirli yaş grubundaki ve aynı seviyede ki öğrencilere planlı, programlı bir şekilde verilen eğitim) bir öğrencinin böyle bir imkana kavuşmuş olması din eğitimi açısından büyük bir fırsat, Müslüman halkımız için büyük bir nimettir. Cenâb-ı Hak bu nimetin farkında olmayı ve hakkıyla istifade etmeyi nasip etsin.
Eğitimin üçayağı vardır:
1. öğrenci
2. öğretmen
3. ise veli.
Bu ayaklardan biri eksik olduğu zaman eğitimde istenen başarı elde edilemez. Bütün branşlarda olduğu gibi Kur’ân-ı Kerim ve Siyer derslerinde de, dersin branş öğretmeni tarafından verilmesinin etkisi çok büyüktür. Ayrıca öğretmenlerin gayret gösterip öğrencileri takip etmesi, bu işin manevi sorumluluğun idrak edip ciddi olması, kaynak ve materyal kullanımına dikkat etmesi, öğrencilere ilgi ve sevgi vermesi, bu öğrencilerin Allah’ın emaneti ve ülkemizin geleceği olduğunu idrak etmesi, yapılacak olan bir yanlışlığın veya öğretmene karşı oluşacak olan bir soğukluğun İslam’dan soğumaya sebep olacağının bilinmesi halinde çok güzel sonuçlara ulaşılacaktır. Bu anlayışla derslerini dolu dolu geçiren bir ortaöğretim öğrencisinin lise de de aynı yönde seçmede bulunması halinde; liseden mezun olduğunda belki bir imam hatip lisesi mezunu kadar bilgisi olmasa da; en az o şuurda, o manevi kuvvete ve kendisine yetecek ilme sahip olması mümkün olacaktır.
Kur’ân-ı Kerim ve Siyer derslerini aynı sınıfta okutan bir öğretmen bu dersleri birbiriyle ilişkilendirip, daha faydalı hale getirebilir. Örneğin siyer dersinde Arapça metniyle birlikte hadisi ezberlettirip, metin üzerinde de Kur’an dersiyle ilgili olarak harflerin mahreçleri vs. kurallar üzerinde durulabilir. Böylece çocuk hadisi anlamıyla birlikte öğrenmiş, Kur’ân-ı Kerim dersiyle ilgili de pratik yapmış olacaktır. Dersler görsel materyallerle zenginleştirilmeli, konu bütünlüğü içerisinde Kur’an dersinde harflerden başlayıp, tecvid kurallarının gösterimine kadar, alanında uzman hafızlar tarafından hazırlanmış gösterimler izletilmeli, ayetler dinletilmeli, diğer derslerde de zaman zaman slaytlar eşliğinde konular anlatılmalı, Efendimiz (s.a.v.)’in hayatının ve ahlakının anlatıldığı filmler, çizgi filmler, animasyonlar ve çocukları sıkmayan ilahi ve belgesellerde izlettirilmelidir. Dikkatlice hazırlanmış bulmacalar, çalışma kağıtları vs. öğrencinin hoşuna giden etkinlikler derslerde yaptırılmalı, zaman zaman da hadis ve siyer bilgi yarışmaları ile öğrenciler motive edilmelidir.
Allah’ın Kitabı Kur’ân-ı Kerim ve Kur’an’da kendisinden ’onun konuştuğu ancak bir vahiydir’ (Necm suresi, 3. ayet) diye bahsedilen Hz. Peygamber (s.a.v.)’in anlatıldığı derslere getirilen eleştirileri üç grupta toplayabiliriz:
1. Grup: Bu grupta sayabileceğimiz insanlar dinin toplumsal sahadan çekilip, vicdanlarda kalmasını arzulayan, sokakta dahi inançlı insanlara tahammül gösteremeyen, kadınların örtünmelerini gericilik, açık-saçıklığını da çağdaşlık olarak kabul eden ve bu milletin değerleriyle alay eden, bu değerleri yok etmeye çalışan, yıllardır inançlı insanlarla mücadele eden, irtica adı altında İslam’a karşı savaş açmış olan cenah. Biz bu gruptakilerin yaptıkları eleştirileri sahip oldukları inanç ve ideolojileri bağlamında anlıyor, ülkemizde dinini ve peygamberini bilen, şuurlu insanların yetişmesine engel olma çabalarını anlıyoruz.
2. Grup: Burada zikredeceğimiz insanlarda bu derslerin yetersiz olduğunu, özellikle Kur’an dersinin haftada 2 saat verilmekle öğretilemeyeceğini iddia edenler: İlk bakışta makul bir eleştiri gibi görünse de ideolojik-siyasi kaygılarla yapılmış bir eleştiri olduğu hemen anlaşılmaktadır. Türkiye gerçeklerinden uzak, bu güne kadar bu konularla ilgili bir adım dahi atmamış, hatta ve hatta sekiz yıllık kesintisiz eğitimin çıkarılarak, dini eğitim kurumlarının işlevsiz hale getirilmesine destek vermiş, veya o yıllarda çıkarılan bu kanunla mağdur olmuş, yıllarca bunu eleştirmiş ama bu gün sırf farklı kulvarda bulunduğu için siyasi kaygılarla yapılan eleştirilerdir. Bu eleştirilerin dikkate alınacak hiçbir değeri yoktur.
3. Grup: Yapıcı, katkıda bulunucu maksatla yapılan altyapıya ve içeriğe yönelik bu eleştirilere ise katılmamak mümkün değildir. Bu eleştiriler bu kanunu çıkaranlar tarafından da kabul edilmekte, önümüzdeki yıllarda bu sorunların giderileceğine dair çalışmaların yapıldığı belirtilmektedir. 2012-2013 eğitim-öğretim döneminde alınan dönütler ve uzmanlarca hazırlanan eleştiri raporları (örneğin Ensar Vakfınca Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Eğitimi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Kaymakcan yönetiminde hazırlanıp kamuoyuna sunulan "Seçmeli Din Eğitimi Dersleri İnceleme ve Değerlendirme Raporu") dikkate alınarak bu eksikliklerin giderileceği tahmin edilmektedir.
Sonuç olarak; çıkarılmış olan bu uygulama ile İmam Hatip Lisesi dışındaki bir okula gitmeyi tercih eden öğrencilerimize gittiği bu okulda Kur’ân-ı Kerim ve Efendimiz (s.a.v.)’in hayatını yani dinimizi öğrenme imkanı sunulmuş, ailelerin manen rahatlamasına, toplumun ahlaki gelişimine önemli katkıda bulunulmuştur. Bu uygulamaların meyveleri inşallah ilerleyen yıllarda alınacaktır.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

1 kişi yorum yazdı.