Özlenen Rehber Dergisi

132.Sayı

En Faziletli Aileden Kitaplara Yansıyanlar

İsmail TORAMAN Özlenen Rehber Dergisi 132. Sayı
En Faziletli Aileden Kitaplara Yansıyanlar
Gelmiş geçmiş bütün aileler içerisinde sevilmeyi en çok hak eden ve sevilmeye en ziyade layık olan ve yine en çok sevilen aziz aile… Ehl-i Beyt, yani Peygamber Efendimizin ev halkı… Bu söz kesinlikle içerisinde hiçbir şüphe barındırmıyor. O aileden daha faziletli bir aile gelmediği ve gelmeyeceği için sevilmeyi en çok hak eden aile Peygamberin ailesidir. O izzetli aile bir an olsun, kendilerine bu denli şeref ve izzetin verilmesine vesile olan Peygamber Efendimizi yalnız bırakmamış, ona en yakın dava arkadaşı olmuş, onun etrafında adeta parçalanmaz birer halka olmuştur. Yine Efendimizin vefatından sonra da O’nun izinden hiçbir sapma göstermemiş, getirdiklerine harfiyen uyup yanlışa düşmedikleri gibi yanlışa sürüklenenlerin ellerinden tutup doğru yolu göstermişlerdir. Haksızlık karşısında ise elbette ki hiç susmamış, zulme boyun eğmemişlerdir. İşte bütün bunlardan dolayı Peygamberin ailesi sevilmeyi diğer bütün ailelerden daha fazla hak etmiştir.
Ehl-i Beyt, ümmet içerisinde belaya belki de en çok uğrayanlar olmuştur. Belalar ve sıkıntılar Ehl-i Beyte Peygamber Efendimizden miras kaldığından üzerlerine yağmur gibi yağmıştır. Peygamberlerin nasıl ki hayatları hep zorluklarla geçmişse, aynı şekilde Efendimizin ev halkının da hayatı çok çetin bir şekilde geçmiştir. Dünya üzerinde hiç rahat yüzü görmeden yaşayan Peygamberin ev halkı, ahirette de hiç şüphesiz en yüksek derecelere erişecek olanlardır.
Ehl-i Beyte olan sevgi sadece dillerde ve gönüllerde kalmamış, bazen de bu büyük sevgi sayfalar dolusu kitap olmuştur. Diğer İslam coğrafyalarının edebiyatlarında olduğu gibi, Türk Edebiyatında da Ehl-i Beyt Efendilerimizin ve annelerimizin hepsi tek tek defalarca işlenmiştir. Hz. Ali Efendimize, Hz. Fatıma annemize ve Hz. Hasan ve Hüseyin Efendilerimize yazılan şiirlerin özellikle de mersiyelerin haddi hesabı yoktur.
Şehidlerin ser çeşmesi
Evliyanın bağrı başı
Fatıma ana gözü yaşı,
Hasan ile Hüseyin’dir.


Hazret Ali babaları
Muhammed’dir dedeleri
Arşın iki gölgeleri
Hasan ile Hüseyin’dir.
(Yunus Emre Dîvânı, s. 274)
Yunus Emre’nin Ehl-i Beyte yazmış olduğu şiirlerden sadece bir tanesidir bu. Ehl-i Beyte olan sevgilerini sadece yüreklerinde saklamak istemeyen nice şairler, şiirlerini Ehl-i Beyt Efendilerimizle süslemişlerdir. Türk Edebiyatının hemen hiçbir döneminde Peygamber Efendimizin ev halkı unutulmamış, onlara duyulan sevgi saygı ve muhabbet birçok kez sayfalara dökülmüştür.
Ehl-i Beyte duyulan muhabbet sadece eski edebiyatımızla sınırlı kalmamış, günümüz edebiyatına da çokça tesir etmiştir. Son zamanlarda yayınlanan eserler arasında Ehl-i Beyt Efendilerimizi konu alan bir hayli kitap vardır.
GÜNCEL EHL-İ BEYT KİTAPLIĞI

Ehl-i Beyt ve On İki İmamlar: Hz. Abdullah Farukî el-Müceddidî (k.s.) Hazretleri bu eserini vefatından kısa bir müddet önce kaleme almıştır. Ehli Beyt âilesinin tümünü ihtiva etmesi açısından çok önemli bir eserdir. Bu eseriyle Abdullah Farukî el-Müceddidî (k.s.) Hazretleri, Ehl-i Sünnet uleması içinde özellikle ’On İki İmamlar’ hakkında eser yazan nadir zatlardan birisi olmuştur.
Eserde Ehl-i Beyt kavramı üzerinde durulmuş, Ehl-i Beyt’in neden ve nasıl sevilmesi gerektiği vurgulanmış ve başta Hz. Fatıma (r.anha) annemiz olmak üzere İmam Ali (k.v.) Efendimizden başlanılarak on iki imamların hayatları nezih bir dil ve enfes bir üslup ile ifade edilmiştir.
Ehl-i Beyti Sevmek: Prof. Dr. Murat Sarıcık’ın yazmış olduğu bu eser Nesil yayınlarından çıkmıştır. Kitap, ayet ve hadisler ışığında Ehl-i Beyti sevmenin hükümlerini ortaya koyup tek tek Hz. Ali’yi sevmenin, Hz. Fatıma’yı sevmenin, Hz. Hasan ve Hüseyin’i sevmenin, Hz. Abbas’ı sevmenin gerekliliğinden bahsetmektedir. Ayrıca, Ashab-ı Kiram Efendilerimizden başlayarak, Selefin, kurulan birçok İslam devletlerinin ve son olarak Osmanlının Ehl-i Beyte tazimini işlemektedir. Özellikle Osmanlı Devletinde Seyidlere gösterilen özel tutum ve Nakîbü’l Eşraflık Ehl-i Beyte sevginin nasıl olması gerektiğini açıkça göstermektedir. Osmanlı hemen her döneminde Peygamber soyundan gelenlere saygı ve hürmette kusur etmemiş, O soydan gelenleri hep baş tacı etmiştir.
Ehl- i Beyt ve Âl-i Rasûl Aleyhisselam, Al-i Aba: Kırk Kandil yayınlarından çıkmış olan kitabın yazarı Mustafa Özdamar’dır. Kitapta Ehl-i Beyt ile Ehl-i Sünnetin birbirinden ayrı düşünülemeyeceği üzerinde durulup, Ehl-i Beyt hakkındaki ifrat ve tefrit derecesine varan yanlış düşüncelerin zararlarından bahsedilmektedir.
Allah’ın Arslanı ve Evliyalar Sultanı Hz. Ali: Mustafa Necati Bursalı’nın yazmış olduğu kitap çelik yayınevinden çıkmıştır. Bursalı, kitabında Hz. Ali Efendimizin hayatını anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda kitabının son kısmında onun hikmet dolu sözlerinden ve kerametlerinden bir demet sunuyor. Kitap, Ali Efendimize buğz edip ona kin besleyenlere ve onu nübüvvet makamına çıkarmak isteyenlere bir ders niteliğinde olmakla birlikte, Hz. Ali Efendimizi nasıl anlamamız gerektiğinin de cevabı niteliğindedir. Serinin diğer kitaplarında Mustafa Necati Bursalı diğer halife Efendilerimizin hayatını da anlatmaktadır.
Hz. Fatıma-i Zehra: Yine Mustafa Necati Bursalı’nın kaleminden çıkmış olan bu kitap, nübüvvetten bir parça olan Hz. Fatıma annemizin hayatından kesitler sunmaktadır. Bir bakıma Ehl-i Beytin benzeri olmayan hayatı Mustafa Necati Bursalı’nın kalemiyle sayfalara yansımaktadır. Fatıma annemiz özellikle günümüz İslam kadınları tarafından çok iyi anlaşılmalıdır. Bu sebepten kadınlar için okunması gereken kitapların başında Fatıma annemiz ile ilgili kitaplar gelmektedir.
Dini şahsiyetlerin hayatını roman şeklinde okuyucuya vermek günümüz edebiyatının revaçta olan metotlarından birisidir. Bu tür kitaplar hem okuyucuyu sıkmadığından hem de insanların ilgisini cezbettiğinden okurlar tarafından çokça tercih edilmektedir. Ancak daha önceki bir yazımızda da değindiğimiz üzere büyük insanların hayatını romanlaştırırken çok dikkatli olmak gerekir. Bu tür eserlerde kurguya da yer verildiğinden hayatı anlatılan kişinin görüşlerine aykırı bir durumun ortaya çıkması söz konusu olabilmektedir. Bu sebepten bu tür roman kaleme alan yazarlarımız hayatını yazacağı kişiyi ve her türlü görüşlerini çok iyi bilmelidir. Aksi takdirde üzerine büyük bir vebal yüklenmiş olacaktır.
Hayatları romanlaştırılan büyüklerimizin arasına, son yıllarda Efendimizin ev halkı da girdi. Bunlardan birkaçını tanıtalım:
Çöl Deniz: Sibel Eraslan’ın yazmış olduğu bu roman Timaş yayınlarından çıkmış olup, Efendimizin ilk eşi olan ve O’na ilk iman eden Hz. Hatice annemizin hayatını ele almaktadır. Romanın uzun bir araştırmanın neticesinde ortaya çıktığı belirtilmektedir. Bu roman özellikle kadın okuyucuların büyük ilgisini çekmiş bir hayli okura ulaşmıştır. Toplumsal bozulmanın önü alınmaz bir şekilde arttığı günümüzde, Hz. Hatice annemizi tanımak ve onun yaşantısından ilham alarak yuvalarını şekillendirmek, özellikle ailelerin temeli olan kadınlar açısından son derece önemlidir.
Aişe: Yine Sibel Eraslan’ın yazmış olduğu bu romanda Timaş yayınlarından çıkmıştır. Bu roman ise Efendimizin diğer bir eşi olan Hz. Aişe annemizin hayatını anlatmaktadır.
Canfeda Hz. Fatıma: Sibel Eraslan bu kez Efendimizin soyunu devam ettiren, cennet kadınlarının efendisi, Fatıma annemizi anlatıyor. Babasının annesi diyor ve başlıyor yazar Fatıma annemizi anlatmaya.
Hz. Hüseyin Efendimizin hayatı, Ehl-i Beyt Efendilerimizin içerisinde romanlara en çok konu olanıdır. Piyasada hâlihazırda Hüseyin Efendimizi anlatan belli başlı birkaç roman var. Ancak biz bu yazımızda o romanları, çok satanlar arasında olmalarına rağmen, sahabe Efendilerimize karşı hakaret vari bir dil kullanıldığı için tanıtmıyoruz. Siz okuyucularımıza da bu tür kitapları seçerken dikkatli olmalarını tavsiye ediyoruz.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.