Özlenen Rehber Dergisi

23.Sayı

Kurban Hakkında Merak Edilen Bazı Soru ve Cevaplar

Cuma Ali KARA Özlenen Rehber Dergisi 23. Sayı
- KURBAN KESMEK YERİNE BEDELİNİN BİR FAKİRE VEYA BİR HAYIR KURUMUNA VERİLMESİ CAİZ MİDİR?
- Caiz değildir. Çünkü kurban kesme yükümlülüğünün kalkması ancak ve ancak Allah rızası için kanın akıtılmış olması ile gerçekleşir. Ancak, kurbanın bedelini alan kurum veya fakir kimse, üzerine kurban vacip olan kişi için, ilgili bedelle (verdiği para ile) kurban alır ve keserse caiz olur.

- TAKSİTLE VEYA VERESİYE İLE KURBAN ALIP KESMEK CAİZ MİDİR?
- Kendisine kurban kesme vacip olan kişinin bu şekilde kurban satın alması caizdir. Çünkü taksitle veya veresiye alınan kurban da peşin alınan kurban gibi kişinin mülkiyetine geçmiş olur.

Kurbanın geçerli olması için niyet etmek şarttır. Çünkü kişi kurbanını ibadet kastıyla da et kastıyla da kesebilir.

- HANGİ HAYVANLAR KURBAN EDİLEBİLİR? BU HAYVANLARIN KAÇ YAŞINDA OLMALARI GEREKİR?

- Hayvanlardan yalnız koyun, keçi, deve ve sığır kurban edilebilir. Mandalar da sığır cinsindendir. Koyun ile keçinin bir yaşını bitirmiş olması, devenin beş, sığırın da iki yaşını bitirmiş olması gerekir. Ancak koyun altı ayı tamamladığında (yani yedi aylık olduğunda) bir yaşını doldurmuş gibi, gösterişli durumda ise, o da kurban edilebilir. Koyunun dışında diğerleri ne kadar gösterişli olursa olsunlar belirtilen yaşları tamamlamadıkça kurban edilmeleri caiz olmaz.

- BİR HAYVAN KAÇ KİŞİNİN NAMINA KURBAN EDİLEBİLİR?
- Bir koyun veya keçi yalnızca bir kişinin namına kesilebilir. Bir deve veya sığır bir kişiden yedi kişiye kadar kimseler için kurban edilebilir. Yedi kişiyi geçmemek şartıyla ortakların tek veya çift olmalarında bir sakınca yoktur.

- FAKİR BİR KİMSENİN KURBAN NİYETİYLE TAVUK, HOROZ VE BALIK KESMESİ CAİZ MİDİR?
- Hayvanlardan yalnız koyun, keçi, deve ve sığır kurban edilebilir. Bunların dışında horoz, tavuk, hindi ve kaz gibi evcil hayvanlar kurban niyetiyle kesilemez. Buna göre fakir bir kimsenin kurban niyetiyle kurban bayramında tavuk ve cinsi hayvanları kesmesi caiz değildir. Bunu yapan insan günahkar olur. Çünkü bunda Mecusilere benzeyiş vardır. Dinimiz neyin caiz olduğunu, neyin olmadığını açık bir şekilde belirtmiştir.

İlim adamları yalnızca davarların kurban olarak sahih olacağı üzerinde ittifak etmişlerdir. Davarlardan kasıt; deve, camız, inek çeşitleri ile birlikte keçi ve koyundur. Bu hayvanların erkeği ve dişisi arasında fark yoktur. Gerek Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’den gerekse de ashâb-ı kiramdan, bunların dışındaki hayvanların kurban edildiğine dair bir nakil gelmiş değildir. (1)

Dinimizin güzelliğini, içine sindiremeyen art niyetli insanlar, her yıl Kurban Bayramı yaklaşırken, Müslümanlara zarar vermek maksadıyla, tavuk, horoz, tavşan, balık vb. hayvanların kurban edilebileceğine dair acayip, fasit görüşleri ortaya atmaktadırlar. Böyle insanlar Nisa sûresinin 115. âyetinin muhatabı olduklarını iyi bilmelidirler:

’Her kim kendisine doğru yol belli olduktan sonra Peygamber’e muhalefet eder ve mü’minlerin yolundan başkasına uyup giderse onu o takip ettiği yola sevk ederiz ve onu cehenneme daldırırız. Ve o, gidilecek olan ne fena bir yerdir.’

Ayrıca Rasûlullah Efendimiz’in şu hadis-i şerifine karşı çıkmış olmaktadırlar: ’Ümmetim dalalet (batıl, yanlış) üzerine toplanamaz, ittifak etmez.’ (2)

Allah’ın biz kullarına emrettiği tüm ibadetlerin bir vakarı vardır. Zira bu ibadetler şânı yüce olan Hazreti Allah’a yapılmaktadır. Âyet ve hadislerde kurbanlık olarak zikredilen hayvanlar, deve, sığır cinsleri, keçi ve koyundur. Bunların dışında tavuk, tavşan, balık vs.’yi kurban olarak kesmeye kalmak, işaret edilen vakarı da zedelemektedir. Bu hareket, bir anlamda alay etme demektir ki, bu da büyük bir günahtır.

Kurban kesmek, nisap miktarına sahip olan zengine vaciptir. Buna göre gücü yetmeyen fakirler mükellef değildirler. Kaldı ki bayram günlerinde kurban kesen mü’minler, kesemeyen fakir kardeşleriyle yardımlaşma ve paylaşma yoluna gitmeleri de İslâm’ın sosyal dayanışmaya verdiği önemi bariz bir şekilde gözler önüne sermektedir.

Kaynakça:
1. İslâm Fıkhı Ansiklopedisi, c.4, s.406.
2. Zekiyüddin Şaban, Usul-u Fıkıh, s.94.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.