Özlenen Rehber Dergisi

67.Sayı

Sizin İçin Seçtiklerimiz...

Dr. Celal Emanet Özlenen Rehber Dergisi 67. Sayı
Kainat var olduğundan bu yana akıl ve iradeden yoksun olan canlı-cansız her şey kendi lisanlarıyla Allah’ı tesbih ederek, dünyada bulunma gayelerine uygun şekilde Allah’a kulluk vazifelerini bi-hakkın yerine getirmektedirler. Bununla birlikte kendisine akıl ve irade bahşedilen insanoğlu ise yaratılanlar arasında en şerefli varlık olarak dünyaya gönderilmiştir. Şayet insan; nefs-i emmaresinin zebunu olmadan, dünyanın geçici süs ve şatafatına takılmadan yaratılış gayesi olan Allah’a kulluğuna her daim istikamet üzere devam ederse izzetli olarak gönderildiği dünyadan Allah’ın rızasını kazanma istikametinde muazzam bir yol kat etmiş olarak ayrılacaktır.

Her bir yanda günah ve isyanların kol gezdiği şu dünyadan Allah’ın rızasına kavuşup neticesinde de cennete gitmek tabi ki, biraz zordur; ama imkânsız da değildir. Zira Efendimiz (s.a.v.)’in beyan buyurduğu gibi ’Cennet nefse hoş gelmeyen şeylerle, Cehennem de nefsin hoşlandığı şeylerle kuşatılmıştır.’ Cenab-ı Hak dünyada imtihan sırrı olarak her bir günaha nefis için geçici bir lezzet koyduğu gibi, itaat ve ibadete de nefse hoş gelmeyen sıkıntı ve zorluklar koymuştur. Aslında ibadetlerde insanoğlu için başlangıçtaki bu küçük sıkıntı ve meşakkatlerin ardından ruh ve kalbi huzura kavuşturacak rahatlık vardır. Nefis, yaratılışı icabı günahlara koşarken, sıkıntılara sabretmeyi gerektiren ibadetlerden daima kaçar. Günahlar ve yasaklar, başlangıçtaki lezzetlerine karşılık, sonradan maddî-manevî pek çok ızdırap ve sıkıntıları beraberinde getirirken; iman, itaat ve ibadet ise başlangıçta çekilen küçük sıkıntılara karşılık, hem madden hem de manen rahatlık ve huzura vesile olur. İşte bundan dolayıdır ki, günahlardaki geçici lezzetler “zehirli bal” olarak ifade edilmiştir.

Ramazan, ibadet ve kulluğun lezzetini tadıp Allah’ın mağfiretini kazanma hususunda kıymete haiz bir aydı. O rahmet ayında alışılan kulluk hassasiyeti sadece bir ay içerisine hapsolmamalıdır. Bu hassasiyeti dünyada bulunduğumuz süre içerisinde her daim devam ettirebilmenin yollarını araştırmalı ve Allah’a kul olmanın o tarifi imkansız lezzetini tatmalıyız.

İşte bu bağlamda dergimizin başyazarı Muzaffer Yalçın Hocaefendinin istifademize sunduğu makalesi manevi hastalıklarımıza şifa sunmaktadır. Evet, insan ya itaat halindedir, ya da isyan halindedir; üçüncü bir hali yoktur dostlar! Hal-u ahvâlinizin hep itaat üzere olması duasıyla...
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.