Özlenen Rehber Dergisi

7.Sayı

Oruç ve Oruçla İlgili Bâzı Fıkhî Kurallar

Abdurrahman ÇALIŞKAN Özlenen Rehber Dergisi 7. Sayı
İslâm’ın beş temel esâsından birisi de Ramazan-ı Şerif ayında oruç tutmaktır. Oruç da namaz gibi bedenî bir ibadettir. Medine-i Münevvere’de Hicret’in ikinci senesi farz kılınmı?tır. Farziyyeti Kitap (Kur’ân-ı Kerîm), sünnet (Hz. Peygamber’in hadis-i ?erifi) ve icma-i ümmetle sabittir. Bu bakımdan oruç, muhkem bir farîza olup, inkâr eden kâfir olur.

Oruç (savm, sıyam) lügatta: İmsâk (tutmak) manasına gelir. Dinî ıstılahta ise: Niyetlenip tan yeri ağarmaya ba?ladı?ı zaman (imsak)’dan itibaren ak?am güne? batıncaya kadar hiç bir ?ey yememek, içmemek ve cinsî münasebette bulunmamak, demektir. İftar kelimesi de, oruç açmak, bozmak anlamındadır.
Ramazan orucunun farz olmasının sebebi: Ramazan ayına eri?mektir. Bir kimseye orucun farz olmasının ?artları ?unlardır:

1. Müslüman olmak: Kâfirler önce iman ile mükelleftirler.

2. Akıllı olmak: Oruç, delilere farz de?ildir.

3. Erginlik, bülû? ça?ına ermek: Erginlik ça?ına ula?mayan çocuklara farz de?ildir; fakat onları da güçleri ölçüsünde yava? yava? oruca alı?tırmak, heveslendirmek lâzımdır.

4-) Kâfirler diyarında yeni Müslüman olmu? olan kimsenin, orucun dinen farz oldu?unu ö?renmesi ve bilmesi.

Ramazan orucunun edasının farz olmasının ?artları:

1. Sıhhatli olmak:

Hasta olanlara da oruç farzdır; fakat hastalıkları oruç tutmalarına mâni ise, iyile?tikten sonra gününe gün kaza ederler.

2. Kadınlar hayız (ayba?ı, adet) veya nifas (lo?usa) halinde olmamalıdırlar:

Bu halde olan kadınlar oruç da tutmaz, namaz da kılmaz. Temizlendikten sonra ise sadece oruçlarını kaza ederler.

3. Mukîm olmak:

Evinden doksan km. uzakta, yolcu, misafir olanlara da oruç farzdır; fakat Ramazan’da her hâl-ü kârda oruç tutmaları gerekmez. İmkân bulurlarsa tutarlar, ya da Ramazan’dan sonra kaza ederler.

Orucun edasının sahih, yani tutulan orucun kabul olunmasının ?artları:

1. Niyet etmek:

Çünkü oruç, bir ibadettir. Niyetsiz ibadet olmaz. Ramazan orucuna niyet, hemen iftardan sonra veya ertesi gün ku?luk vaktine kadar herhangi bir anda yapılabilir. Oruç tutmak üzere sahura kalkmak da bir niyettir.

Asıl niyet, insanın kalbindedir. Ancak diliyle de: “Niyet ettim, Allah rızası için, Ramazan-ı Şerif’in yarınki orucuna.” derse, daha iyi olur. Zamanı tayin edilmi? adak oruçları ile nafile (farz veya vacip olmayarak, Allah rızası için tutulan) oruçların niyeti de böyledir; fakat Ramazan orucunun kazasına, keffâret oruçlarına, nafile olarak ba?lanılıp bozulan orucun kazasına ve zamanı tayin edilmemi? olan adak oruçlarına ise ancak, ak?am iftardan itibaren sabah tan yeri a?arıncaya (imsak) kadar niyet edilir. Ondan sonra edilemez.

2. Orucu bozan ve oruca aykırı olan (kadınlar için hayız ve nifas hali) ?eylerden uzak olmak:

Kadın hayız olursa orucunu bozar ve daha sonra kaza eder. Cünüplük hali, oruca mani de?ildir. Fakihler, cünüplükten temizlenmenin orucun sıhhatinin ?artı olmadı?ı üzerinde ittifak etmi?lerdir. Çünkü cünüplü?ün giderilmesi mümkündür, cünüp olarak sabahlayıp temizlenmeyen kimse yahut sabah vaktinden önce temizlenen hayızlı kadın, sabah vakti girdikten sonra yıkanırsa o günün orucu sahihtir.

Orucun rüknü:

Yeme, içme, cinsî vb. arzulardan, di?er bir ifadeyle orucu bozan ?eylerden kaçınmaktır.

Orucun hükmü:

Dinen farz olan borçtan kurtulmak ve ahirette büyük sevaba nail olmaktır.

Orucun Kısımları:

1. Tutulması farz olan oruçlar: Ramazan orucunun edası ve kazası, keffâret ve adak oruçları farz oruçlarıdır. (keffâret ve adak oruçları di?er bir fetvaya göre de vaciptir)

2. Tutulması vacip olan oruç: Ba?lanılıp da bozulan bir nafile orucu kaza etmek vaciptir.

3. Tutulması sünnet olan oruç: Muharrem ayının dokuz ve onuncu (A?ure) günü veya onuncu ve on birinci günü oruç tutmaktır.

4. Tutulması mendub olan oruçlar: Kameri ayların on üç, on dört ve on be?inci günleri, haftanın Pazartesi - Per?embe günleri, Şevval ayında (pe? pe?e veya ayrı ayrı) altı gün oruç tutmak. Hz. Davud (a.s)’ın yaptı?ı gibi gün a?ırı oruç tutma da mendubtur.

5. Tutulması nafile olan oruçlar: Farz veya vacip dı?ındaki, sırf Allah rızası için tutulan oruçlardır.

6. Tutulması haram olan oruçlardır: Ramazan Bayramı’nın birinci günü ile Kurban Bayramı’nın dört gününde oruç tutmak haram kılınmı?tır.

7. Tutulması mekruh olan oruçlar: Sadece A?ure günü oruç tutmak tenzîhen mekruhtur. Nevruz günü, yalnız Cuma ve Cumartesi gününü tayin ederek oruç tutmak mekruhtur. Ancak âdetine denk gelirse mekruh olmaz(Mesela; her Per?embe oruç tutmayı nezreden bir ki?i için Per?embe günü âdetten olur ve nevruz o yıl per?embeye denk dü?erse, ki?inin o günkü orucu mekruh olmaz.) Bütün seneyi oruçlu geçirmek de mekruhtur. Çünkü bu tür oruç, sahibini ya zayıflatır, ya da adet haline gelmi? olur. ibadet manası kalmamı? olur. En önemlisi de Efendimiz (s.a.v) böyle bir oruç tutmamı?tır ve tavsiye etmemi?tir. Yine kocasının izni yokken, bir kadının nafile oruç tutması da mekruhtur.

Ramazan ayı, Ramazan hilâl’inin görülmesi ile sahih olur. Havanın bulutlu olması sebebiyle Hilâl’in görülmemesi halinde ise Şa’bân ayının otuz güne tamamlanması gerekir. Hava bulutlu oldu?u zaman, Şa’bân ayının yirmi dokuzuncu gününü takip eden güne yevm-i ?ekk (Şa’bân ayının son günü mü, yoksa Ramazan ayının ilk günü mü diye ?üphe edilen güne) denir. Bu günde tereddüt eden ki?i; “Ben, bu gün Ramazansa, Ramazan orucuna, de?ilse nafile oruç tutmaya niyet ettim” diyerek oruç tutması mekruhtur. Ramazan ayını bir veya iki gün oruçla kar?ılamak, yani Şa’bân ayının son iki veya bir gününde oruç tutmak mekruhtur.

Şa’bân ayında tutulan nâfile oruçlara, en az üç gün önceden ara vermek gerekir. Bir İslâm ülkesinde Hilâl görülürse, di?er İslâm ülkelerinin de oruca ba?lamaları gerekir.

Oruç bir ibadet oldu?u için, her ne suretle olursa olsun ba?ladıktan sonra oruç bozmak günahtır. Bir ki?i, e?er orucu bozmu?sa hem bu günâhına tevbe - isti?far etmesi, hem de onu kaza etmek gerekir. Ramazan orucu, dinen geçerli bir mazeret olmadan bozuldu?u takdirde, ayrıca keffâret adı verilen, dünyevî bir ceza da vardır.

Oruçla İlgili Bâzı Fıkhî Kurallar :

-Halk, Şa’bânın yirmi dokuzuncu günü hilâli gözetlemelidir. Şayet hilâli görür iseler ertesi günü oruç farz olur. Hava bulutlu olup da hilâlin görülmesi mümkün olmadı?ı takdirde, Şa’bânı otuz güne tamamlar ve sonra oruç tutarlar.

-Ramazanda hasta olup da, oruç tutması halinde hastalı?ının artaca?ından korkan kimse, oruç tutmaz. İyile?tikten sonra tutamadı?ı günleri kaza eder.

-Ramazan orucu ister aralık verilmeksizin, ister aralıklı olarak kaza edilir. Şayet di?er Ramazan ayına kadar tehir edilirse ikinci Ramazan orucu tutulur ve kaza sonraya bırakılır. Fidye vermek icap etmez.

-Oruç tutma?a gücü yetmeyen ihtiyar oruç tutmaz. Tutamadı?ı her gün için keffâretlerde oldu?u gibi bir yoksulu doyurur. (Yâhut kıymetini verir.)

-Bir kimse nafile oruca ba?layıp sonra bozsa, kaza eder.

-Üzerine Ramazan kazası bulunan bir kimse, vasiyet edip de vefat etse, onun namına velisi her gün için bir yoksula fidye verir.

-Gebe ve emzikli kadın, kendine veya çocu?una zararı olaca?ından korktukları takdirde, oruç tutmayıp sonra kaza ederler ve fidye vermezler.

-Ramazan-ı Şerifte bayılan bir kimse, bayıldı?ı günden sonraki günleri kaza eder.

-Ramazanda hayız ve lo?usa olan kadın orucu bozar. Temizlendikten sonra kaza eder

-Ramazan gündüzünde seferden gelip de mukim olan kimse veya temizlenen hayız olan kadın, günün geri kalan saatlerinde oruçlu gibi hareket eder.

-Fecrin do?mamı? veya güne?in batmamı? oldu?u zannıyla yiyip içen kimse, tan yerinin a?ardı?ını ve güne?in batmadı?ını anlarsa, o günün orucunu kaza etmesi gerekir. Fakat keffâret lazım gelmez.

-Ramazan ayını Şa’bân ayının sonunda bir veya iki gün oruç tutarak kar?ılamak mekruhtur; fakat iki günde ziyade oruç tutmasında kerahet yoktur.

-Oruç tutmaya kuvveti olup da unutarak yemek yiyen bir kimseye, görenin hatırlatması gerekir. Hatırlatmaması mekruhtur. Oruçlunun unutarak yiyip içmesi orucu bozmaz. Hatırladı?ı zaman yemeyi içmeyi bırakıp orucuna devam etmelidir.

-tenasül uzvuna veya makâda (arka yol) ilaç, fitil vs. tutmak veya koymak kazaya sebeptir.

-Gerek gıda veya tedavi kastı ile olsun bir ?ey yiyip içmek orucu bozar hem kaza hem de keffâreti gerektirir.

-Az bir tuz yemek nasıl ki zevk veriyorsa, tuz gibi olup da azı zevk sebebi ?eyler yemek kefarete sebeptir; fakat yine tuz misali ço?u (mesela 5-10 ka?ık) zarar olabilecek ?eyleri yemek zevk olmayıp eza olaca?ı için sadece kazaya sebeptir. Yenmesi adet olmayan toprak, kil, odun, cam misali ?eyler yiyen bir ki?i bunu yemeyi adet edinmi? ve zevk alıyorsa o da kefaret gerektir; fakat zevk vermiyor ve adet edinilmemi? ise kaza gerektirir. Abdest dı?ında a?zı su ile yıkanırsa a?za alınan su tamamen çıkarılmalıdır. Bu hareketi çok zorda kalmadıkça yapmamalı ve mekruh sayıldı?ını bilmelidir.

-Keffâret: Üzerine kefâret irtikap eden ki?i, bu cezâyı ilk olarak; Mü’min veya ?ayr-i Müslim olan bir köleyi azat etmelidir. Buna gücü yetmez ise di?er yollara ba?vurur ki; günümüzde kölelik sınıfı olmadı?ı için, keffâreti olan bir ki?i do?rudan ikinci yolu yerine getirmelidir. İkinci yol ise: Araya bayram ve te?rik günleri girmemek ?artıyla pe?i pe?ine “iki ay” oruç tutmaktır. Şâyet buna da gücü yetmez ise atmı? fakiri sabahlı ak?amlı veya yüz yirmi sabah veya yüz yirmi ak?am doyurmak, yahut sabah ve ak?am yemeklerine kar?ılık aynen veya bedel olarak birer fıtır sadakası vermektir. Kefâret orucu iki kâmerî ayda aralıksız olarak ve Keffâret orucuna niyet edilerek oruç tutulmalıdır. Kefâret orucunu oruç tutmanın haram oldu?u bayram günlerine denk getirmemelidir. Kefaret için üç aylardan recep ve ?âbanı tercih etmek güzeldir. Orucun bozuldu?u gün içinde kefaretin dı?ında bir de kaza tutmak gerekir. Ramazan orucu, kefareti gerektirecek ?ekilde, birden fazla bozulduysa bile tek kefâret yeterlidir; fakat bozulan günler adedince kazada gerekmektedir.

Orucu Bozmayan Durumlar;

Hanefilere göre; bunlar ?öyle sıralanır:

-Unutarak yemek- içmek,

-Göze damla damlatmak yahut sürme çekmek de orucu bozmaz; fakat sünnet olan toz (ismid) sürmeyi genizden gelecek kadar çok kullanmamalıdır. İbn-i Mâce’de Hz. Âi?e’den, Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in Ramazan da oruçlu iken sürme çekti?ine dâir zayıfta olsa bir rivayet yer almaktadır.

-Kan aldırmak da orucu bozmaz. Çünkü Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz de ihramlı ve oruçlu iken hacamat yaptırmı?tır. ( A. İbn-i Hanbel ve Buharî (r.aleyh), İbni Abbas’tan rivayet etmi?lerdir.)

-Su ile ıslatılmı? da olsa oruçlu iken misvak kullanmak.

-A?ıza ve buruna su vererek gargara yapmak ve sümkürmek de orucu bozmaz; fakat bunları yaparken içeriye suyun girmemesi için mübala?a yapmamak gerekir.

-Serinlemek için yıkanmak, yüzmek, ya? bir elbise ile serinlemek, buruna kürdan veya benzeri bir çöp sokmak da yine orucu bozmaz.

-Bo?aza duman, un tozu gibi tozlar, sinek ve ilaçların tadının girmesi e?er oruçlunun kendi iste?i ve zorlaması ile olmazsa orucu bozulmaz. Çünkü bunlardan sakınmak veya kaçınmak mümkün olmayabilir.

-Di? çektirmek de orucu bozmaz; ancak kan yahut ilaçtan hiç bir ?eyi yutmamak gerekir.

-Erkeklik organından içeriye su, ya? ve benzeri sıvı maddeler akıtmak yahut nehre veya suya dalmak suretiyle kula?a su girmesi yahut kula?a bir çöp veya kürdan sokmak suretiyle kulak kirlerini çıkarmak orucu bozmaz. Ancak takvaya uygun olanı bunların hiçbirini yapmamaya gayret etmektir.

-Kendi kendine gelen kusmuk yahut a?ız dolusu da olsa bu kusma kendili?inden içeriye giderse sahih olan görü?e göre orucu bozmaz. Hanefilere göre: bir kimse kustu?unu yahut bir miktarını yutsa, bu da a?ız dolusu olsa ittifakla orucu bozulur, kazası gerekir.

-Di?ler arasındaki nohut tanesinden az olan yemek kalıntılarını yutmak da orucu bozmaz. Çünkü bunlar tükrük hükmündedir. Bu kırıntılar ekseriyetle sahur sonrası kalabilir. Asıl olan bunları imsakle yıkamaktır ve yıkamadı isek de yutmamaktır; fakat bir ki?i kasıtlı olarak a?zına nohut tanesinden küçük yiyecekler alıp da yutuyorsa orucu kaza etmelidir.

-Bir kimse cünüp olarak sabahlasa ve cünüplük gün boyunca devam etse de orucu bozulmaz. Ancak cünüplükten temizlenmek namaz kılmak için farzdır.

-Ramazan da gündüz vakti vücuda yapılan i?ne vücuda gıda verecek ve fayda sa?layacak bir ?ey ihtiva ediyorsa orucu bozar ve kaza gerektirir. En güzeli i?neyi ak?ama tehir etmektir.

-Gül, çiçek, misk yahut ho? kokuları koklamak orucu bozmaz.

Faydalanılan Eserler:
1. A. Fikri YAVUZ, İslâm İlmihâli.
2. Ö. Nasûhî BİMEN, Büyük İslam İlmihâli.
3. Celal YILDIRIM, İslam fıkhı, 4cilt.
4. Prof. Dr. Vehbe ZUHAYLÎ, Dört Mezhebin Fıkhı.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

1 kişi yorum yazdı.