Özlenen Rehber Dergisi

5.Sayı

Ahlâk-ı Hamidiye'de Merhamet

İsmail TANIŞ Özlenen Rehber Dergisi 5. Sayı
Cenabı Hak, kendisine ibadet etmeleri için insanları yeryüzüne göndermiştir. İnsanlar yeryüzünde deği?ik topluluklara bölünüp farklı dinler kabul etmi?ler ve bu cihetle de bazı insanları kendileri için önder-örnek kabul etmi?ler ve seçtikleri insanların yollarını takip etmi?lerdir.

İnananlar için en güzel örnek, Rasûl-i Zi?an Efendimiz, düstur edinece?imiz ahlâk ise O’nun ahlâkıdır. Çünkü Efendimizi, Cenab-ı Hakk terbiye etmi?tir. Yani sevgili peygamberimizin ahlâkı, Allah’ın ho?nut oldu?u ahlâkdır. Bu sebeple Cenab-ı Hakk, Efendimiz (a.s)’ın ahlâkını övmü?, “Gerçekten sen büyük ahlâk üzeresin.”(Kalem/4) buyurmu?tur. Onun ahlâkını örnek almamızı istemi? ve Efendimiz hakkında “Allah’a ve ahiret gününe kavu?mayı umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için (Hz. Muhammed) güzel bir örnektir.” buyurmu?tur. (Ahzab/21)

Muhakkak ki merhametlilerin en merhametlisi Cenab-ı Hakk’tır. Bunu Rabbimiz Araf 156. ayet-i kerimede: “Rahmetim her ?eyi ku?atacak kadar geni?tir. Onu günahlardan sakınanlara, zekatı düzgün verenlere ve ayetlerimize inanlara ihsan ederiz.” ?eklinde ifade etmi?tir.

Cenabı Hak bir kutsi hadiste; “Rahmetim gazabımı geçti.”(Tecrîd-i Sarih, Bedü’l Halk/1319) buyurmu?tur. Rabbimizin merhametini anlamak, akıllı, feraset sahibi insanlar için hiçte zor olmasa gerek. Zira Rabbimiz biz aciz kullara merhamet etmeyip yapmı? oldu?umuz hata günahlardan dolayı hemen cezalandırsaydı helak olur azaba duçar olurduk.

Rabbimiz, inanan insanların kalplerine de merhamet duygusunu bırakmı?tır. İnsanlar içerisinde ise en merhametlisi Rasûl-i Kibriya Efendimizdir. Zira Cenabı Hak ?öyle buyurmu?tur: “Muhakkak biz seni alemlere rahmet olarak gönderdik.”(Enbiya/107)

Efendimizin ya?antısını bilen ve okuyan herkes bilir ki insanlar içerisinde daha merhametlisi yumu?ak huylusu yoktur. Efendimiz(a.s), insanlara çokça acıyan, ?efkat gösteren hatta kedisine zulmedenlere bile merhamet nazarıyla bakan rahmet peygamberidir. Uhud harbinde Müslümanların bir anda sıkıntıya dü?tükleri zaman, Efendimiz(a.s)’ın dudakları kanamı?, yüzü yaralanmı? ve gelen bir kılıç darbesiyle mi?feri ikiye yarılıp yanaklarına batmı? ve mübarek di?leri kırılmı?tı.

O anda dahi kendisine o sıkıntıyı veren mü?riklere beddua etmemi? ve onlara acıyarak merhametle “Ya Rabbi! kavmimi affet, çünkü onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.”?eklinde dua ederek helak olmamalarını istemi?tir.

Yine tarihinin hüzün veren olaylarından biri de Taif yolculu?udur. Hz. Ai?e validemiz anlatıyor: “Ey Allah’ın Rasûlü! Uhud gününden daha çetin bir günle kar?ıla?tın mı?” diye sordum. Şöyle buyurdu: “Senin kavminden (Kurey?’ten) gördü?üm en ?iddetli ve üzücü davranı?ı Akabe günü gördüm. Kendimi İbn Abdi Yalil Bin Abd-i Külal’e arzettim. (Hayatımı korumasını istedim).

Bana cevap vermedi, istedi?imi yerine getirmedi. Son derece üzgün bir halde döndüm. Ancak Karnü’s-Saalib de kendime geldim. Ba?ımı yere koyar koymaz beni gölgelendiren bir bulutla yüz yüze geldim. Baktım; Cibril’in içinde oldu?unu gördüm bana ?öyle seslendi: “Şüphesiz Allah kavminin sözünü ve seni korumayı reddedi?lerini de duydu. O sana da?ların mele?ini indirdi. Onlar hakkında ona istedi?ini emredebilirsin. Çok geçmeden da?lar mele?i bana seslendi. Selam verdikten sonra ?öyle dedi:

‘Ey Muhammed! Allah kavminin sana kar?ı söylediklerini duydu ve ben da?ların mele?iyim. Rabbin beni sana gönderdi ve emrine amade etti istedi?ini emret bu da?ları onların ba?ına geçireyim.’ Allah Rasûlü (s.a.v) ?u cevabı verdi: “Aksine ben Allah’tan onların sulblerinden yalnız Allah’a ibadet edecek O’na hiçbir ortak ko?mayacak olan bir nesil çıkartmasını umarım.” (Tecrîd-i Sarih, Bedü’l Halk/1333) diye dua ediyor ve merhametinden onların helak olmalarına gönlü razı olmuyor ve ileriki zamanlarda Efendimizin duası mucibince Taif halkı kendili?inden Müslüman oluyor.

Efendimizin ya?antısında merhametine dair örnekler pek çoktur. O daima çevresine merhametle muamele etmi? ve bizlerin merhamet duyguları ta?ımamızı istemi?tir.

“Yeryüzünde bulunan fakirlere ve zayıflara merhamet ediniz ki gök de Melaik-i Kiramda size merhamet edip hakkımızda hayır dua etsin.” buyurarak bizleri merhametli olmaya te?vik etmi? kendiside bunun en güzel örneklerini vermi?tir.

Enes b. Malik anlatıyor Peygamber (s.a.v)’in o?lu İbrahim’i gördüm babasının önünde can çeki?iyordu. Allah Rasûlü’nün iki gözünden ya?lar dökülmeye ba?ladı Abdurrahman b. Avf, sen de mi Ya Rasûlallah? dedi. Efendimizin gözleri ya?ardı ve ?öyle dedi: “Gönüller hüzünlenir ama biz Rabbimizi ho?nut kılacak sözlerden ba?kasını söylemeyiz. Ey İbrahim senin firakından ötürü cidden pek üzüntülüyüz.” Göz ya?ları içinde: “Ey Abdurrahman bu bir rahmet eseridir. Acımayana acınmaz.” buyurmu?tur.(Buharî, Kitabü’l Edeb,11)

Efendimizin kendi o?lunda oldu?u gibi, Zeyneb annemizin o?lu yani torununun vefatında, Hz. Hamza-Maz’un o?lu Osman gibi, sahabelerinin ?ahadetlerinde de gözlerinden ya?lar gelmi? ve bu ya?ların merhametten ba?ka bir ?ey olmadı?ını ifade etmi?tir.

Efendimiz bütün insanlara merhamet duygusu besleyip insanlara üzülmü?tür. Müslümanlar için daima üzülüp hayatı boyunca ümmetî ümmetî diyerek, ümmetin kurtulu?una dua etmi?tir. Efendimiz özellikle çocuklara yetimlere kar?ı çok merhamet göstermi?lerdir. Bunun en güzel örne?i ise Efendimizin Cennetin Seyyid’i diye hitap ettikleri torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Efendimiz arasındaki diyaloglarıdır.

Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin efendilerimizi daima sever, onları dizlerine oturtup öper, ok?arlardı. Bunu gören bir bedevî; “Ya Rasûlullah biz çocuklarımızı hiç öpmeyiz” demi?. Efendimiz ise ona bunun merhametten geldi?ini ifade etmi? ve “Allah sizin kalplerinizden merhameti kaldırmı?sa ben ne yapabilirim.” buyurmu?lardır.

Efendimiz (s.a.v) bizlere de merhametle muameleyi emredip ya?antısında en güzel örnekleri vermi?tir. Kalbinde merhamet ta?ımayanlara, merhametle davranmayanları da hadisi ?eriflerinde uyarmı?lardır. Bu hadisi ?eriflerden birkaç tanesini nakledelim:“Küçü?üne merhamet büyü?üne hürmet etmeyenler, ümmeti kabilemizden de?ildir.”,“İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez”. (Buhâri, Tevhid 2, Edeb 27),“Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.” (Tecrîd-i Sarih, Kitâbü’l Edeb/1978)

Bu hadisi ?erifler de bizi merhamete te?vik etmektedir. Sahâbiler de Efendimizdeki merhametten yeterince istifade etmi? ve o merhametten en güzel ?ekilde nasiplenmi?lerdir. Bunun en anlamlı örne?ini de Efendimizin “Peygamberler müstesna Ebu Bekir insanların en hayırlısıdır.” buyurdu?u, halifelerinin birincisi Hz. Ebu Bekir Efendimiz vermi?tir. Onun merhameti o kadar artmı?tır ki mübarek dillerinden ?u sözler dökülmü?tür:

“Ey Rabbim sen kamil kudretsin, her ?eye gücün yeter. Ne dilersen onu yaparsın. Kıyamet gününde benim vücudumu o kadar büyüt ki cehennemini ba?tan ba?a doldurayım, ba?ka hiçbir kuluna orada yer kalmasın.”
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.