Özlenen Rehber Dergisi

55.Sayı

Diyabet

Uzm.Dr. Candan OFLUOĞLU Özlenen Rehber Dergisi 55. Sayı
Dergimizin daha önceki sayılarında yayınlanmış olan Diabet (Şeker hastalığı) konusu ile ilgili yazı çok sayıda sorular almıþ ve okurlarımız bu hususta daha ayrıntılı ve doyurucu bilgiler paylaþılmasını istemiþtir.
Bu soru ve sorunlarınıza bir nebze ıþık tutabilmek amacıyla bu sayımızda DİABET’İ ayrıntılı bir çalıþmayla siz okurlarımızla paylaþmayı uygun gördük.


DİYABETİN TANIMI

Şeker hastalıðı (Diabetes Mellitus), insülin hormonunun hiç üretilememesi, vücudun ihtiyacını karþılayacak kadar üretilememesi veya üretilen insülinin yeterince etki gösterememesi sonucu ortaya çıkan, tedavi edilmediði takdirde hayati organ hasarlarına yol açan, kronik bir hastalıktır. İnsülin hormonu, karın boþluðunda omurganın bel kısmına denk gelen bölümde ve solda bulunan bir organ olan pankreasta, insülin üreten hücreler tarafından salgılanır. İnsülin, kanda dolaþan þekerin vücudumuzdaki hücrelere alınarak kullanılmasını ve vücudumuzun ihtiyacı olan enerjinin üretilmesini saðlar.

Birþeyler yediðimiz zaman alınan besinler, parçalanarak vücudun baþlıca yakıtı ve enerji kaynaðı olan þekere dönüþtürülür, kan dolaþımına geçer ve kan þekeri deðerinde bir yükselmeye yol açar. Bu yükselmeye cevap olarak insülin salgılanır. Şeker hastalıðında ise vücut insülin eksikliði veya yokluðu nedeniyle þekeri yeterince kullanamaz. Şeker kan dolaþımında kaldıðı için de kan þekeri deðeri yüksek olduðu halde yakıta dolayısıyla da enerjiye çevrilemediðinden, vücut enerji ihtiyacını yaðları ve kasları yakarak karþılar.
Şeker hastalıðını düþündürecek bulgular þunlardır:

• Aðız kuruluðu sonucu çok su içme, çok idrara çıkma, gece sık sık idrar için uyanma, artmıþ açlık hissi ile çok yemek yeme veya açıklanamayan kilo kaybı olması, halsizlik, cilt yaralarının iyileþmesinde gecikme, vücudun çeþitli yerlerinde kaþıntılar,

• Açlık Plazma Kan Şekeri 126mg/dl (Açlık Kan Şekeri 110 mg/dl) veya üzerinde olması,
• Herhangi bir saatte bakılan plazma kan þekeri deðerinin 200mg/dl (Açlık Kan Şekeri 140 mg/dl ) veya daha fazla olması,
• 75 gr. Glukoz içerek yapılan þeker yüklemesinden (aðızdan glukoz tolerans testi) iki saat sonra kan þekeri 200 mg/dl veya daha fazla olması.
Baþlıca iki tip þeker hastalıðı vardır.

1. Tip 1 Diabetes Mellitus:

Pankreasta insülin üreten hücrelerin, çoðunlukla vücudun kendi savunma sistemi tarafından harap edilmesi sonucu ortaya çıkar; insülin üretilemediði için besinlerle alınan þeker enerji üretiminde kullanılamaz ve kan þekeri yüksek kalır. Tip 1 diyabetin tedavisinde vücutta eksik olan insülin hormonunu dıþarıdan yerine koymak gerekir; pankreastan insülin salınımını arttırarak kan þekerini düþüren hapların hiç bir etkisi yoktur. İnsülin aðızdan alındıðında mide-barsak sisteminde etkisiz hale getirileceðinden ancak cilt altına enjeksiyonla verilirse etki gösterebilir. Tip 1 diyabet genellikle 35 yaþ altında baþlar; hastalar genelde zayıftırlar.

2. Tip 2 Diabetes Mellitus:
Pankreastan kana yeterince insülin salgılanamaması veya üretilen insülinin vücutta yeterince etki gösterememesi (özellikle þiþman kiþilerde) ile ortaya çıkar. En sık görülen diyabet tipidir. Genellikle 35-40 yaþından sonra ortaya çıkar ve hastalar çoðunlukla kilolu veya þiþmandırlar. Tedavide beslenme alıþkanlıklarının deðiþtirilmesi, þiþmanlarda kilo verilmesinin saðlanması ve düzenli egzersiz hayati öneme sahiptir. Ayrıca, kiþinin durumuna göre hekim tarafından belirlenmek kaydıyla, aðızdan alınan ilaçlarla insülin salgılanması ve þekerin kullanımını düzenlenebilir. İlerleyen zaman içinde tedavide dıþarıdan insülin desteði verilmesi gerekebilir.

Normal koþullarda insülin yetersizliði bulunmayan, ancak hamilelik esnasında artan insülin ihtiyacının veya direncinin karþılanamadıðı durumlarda ortaya çıkan diabet, gebelik diabeti (gestasyonel diabet) olarak adlandırılır ve 24-28. gebelik haftasında yapılan þeker yüklemesi testi ile tesbit edilebilir. Genellikle doðum sonrasında kaybolmaktaysa da, gebelik diabeti tespit edilen kiþilerde sonraki dönemlerde diabet hastalıðının ortaya çıkma riski yüksektir. Bu nedenle, gebelik diabeti için hekim tarafından onaylanan diyet, egzersiz ve gerekli hallerde ilaç kullanımının devam ettirilmesi ve kontrollere özen gösterilmesi önemlidir. Gebelik diabetinde ilaç tedavisi olarak sadece insan insülini kullanılabilir; yapay tatlandırıcılar ve aðızdan alınan þeker/insülin düzenleyici ilaçlar kullanılmaz.

Ayrıca bazı hastalıklara ve bazı ilaçların kullanımına baðlı olarak da diabet görülebilir. “Şekersiz þeker hastalıðı” denen diabetes insipidusta da diabetes mellitus benzeri belirtiler bulunmaktaysa da, bu hastaların idrarında þeker bulunmaz. kan þekeri deðerleri normal sınırlardadır ve en büyük özelliði hastanın, 24 saatte 5-20 litre idrar çıkarması sonucu vücudun su dengesinin bozulmasıdır. Diabetes insipidusun nedeni, hipofiz bezinden salgılanan ve vücudun su dengesinin ayarlanmasını saðlayan ADH (antidiüretik hormon) eksikliðidir

DİABETTE BESLENME
Diabetes Mellitusun tedavisinde diyet yani saðlıklı beslenme her þeydir. Saðlıksız ve uygun olmayan bir diyet, diabetli hastanın kan þekeri ve kan yaðları deðerlerini arttırır. Diyete ek olarak egzersiz yapılması ve hastanın doktorunun uygun gördüðü ilaçların (insülin veya aðızdan alınan þeker düþürücüler) kullanılması, diabetin iyi tedavi edilmesini saðlar.

Diabet tedavisinde beslenmenin amaçları:
• Kan þekeri deðerini normal sınırlarda tutmak,
• Diabete baðlı olarak ortaya çıkma ihtimali olan hiperglisemi (kan þekerinin aþırı yükselmesi) sonucu ketoasidoz denen durumu ve komayı veya hipoglisemi (kan þekerinin aþırı düþmesi) sonucu ortaya çıkabilecek beyin hasarını önlemek,
• Kiþinin kendini iyi hissetmesini, kalitesi yüksek bir yaþam sürmesini saðlamak,
• Diabete baðlı ileri olarak daha sonra ortaya çıkma ihtimali bulunan çeþitli fiziksel rahatsızlıkları (diabetik ayak yaraları, diabete baðlı körlük, diabete baðlı böbrek yetmezliði vb.) azaltmak, hatta önlemek,
• Diabetle birlikte çok sık görülen kalp-damar hastalıklarına yakalanma riskini azaltmak,
• Boy, yaþ, cinsiyet ve hareketlilik özelliklerine göre hesaplanmıþ enerji ihtiyacı ile uygun aðırlıða sahip olmak, böylece vücuttan salınan veya dıþarıdan alınan insülinin etkisinin artmasını saðlamak, özellikle Tip I diabetli çocuklarda yaþlarına uygun büyüme ve geliþmeyi tamamlamaları için gerekli kalori ve enerjiyi almalarını saðlamak.

Doðru bir beslenme ile birlikte kilo verebilmek ve kan þekerini ayarlayabilmek için egzersiz çok önemlidir. Egzersiz, yürüyerek, bisiklete binerek veya merdiven çıkarak da yapılabilir; ancak egzersiz programının türü, süresi ve ek gıda gerektirip gerektirmeyeceði bir doktor ve beslenme uzmanı tarafından kontrol edilmelidir. Örneðin yüksek tansiyon, kalp hastalıðı veya kemik erimesi gibi rahatsızlıklarda, egzersizin dikkatli yapılması gerekir. Ayrıca egzersiz öðünlerden 1-1,5 saat sonra yapılmalı, egzersiz öncesi kan þekerinin 100 mg/dl üzerinde olmasına dikkat edilmeli (100mg./dl.’nin altında ise, öðüne karbonhidratlı yiyecek ilave edilir), insülin enjeksiyonu yapılıyorsa enjeksiyon, egzersiz için kullanılacak organlara (örneðin yürüyüþ veya koþuda bacaklar, aðırlık kaldırmada kollar kullanılır) deðil de diðer organlara (bacaklar kullanılacaksa kollara gibi) veya karın cildi altına uygulanır.


BESLENMEDE DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR:

• Şeker ve þekerli yiyeceklerden uzak durmak (Şeker, tatlılar, tahin helvası, bal, reçel, pekmez, marmelât, þurup, kek gibi yiyecekler barsaklardan hızlı emilirler ve kan þekerini çok çabuk yükseltirler),
• Niþastalı gıdaların beslenme programında yer almasına dikkat etmek (Un, ekmek, pilav, makarna, çorba, hamur iþleri, meyve, sebze, süt, yoðurt gibi yiyecekler barsaklardan daha yavaþ emilir ve kan þekerini daha yavaþ ve kontrollü yükseltirler),
• Posalı yiyecekleri tercih etmek (Posa yönünden zengin olan bezelye, kuru fasulye, barbunya, nohut, mercimek ve yulaf gibi yiyecekler, yemekten sonra kan þekerinin daha yavaþ yükselmesini saðlar ve kan yaðlarının düþürülmesine yardımcı olurlar),
• Yiyeceklerin kan þekerini yükseltme hızı olan “glisemik endeks” beslenmede dikkat edilmesi gereken bir husustur. Kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur, kepekli ekmek, elma, armut, portakal gibi posalı yiyeceklerin glisemik endeksleri düþük iken, beyaz ekmek, patates, pirinç, havuç, muz, kavun, üzüm, kurutulmuþ meyveler gibi yiyeceklerin glisemik endeksleri yüksektir.
• Vücudumuzdaki doku ve hücrelerin temel yapı taþı olan ve diyetle mutlaka alınması gereken proteinin fazlası böbrek rahatsızlıklarına yol açabilir ve diabete baðlı bir böbrek hastalıðı geliþmiþse, bunun seyrini aðırlaþtırabilir. Bu yüzden protein tüketimi kısıtlı olmalıdır ama tümden kesilmemelidir.
• Vücudun enerji deposu olan, hücre zarlarının yapısında yer alan, hormonların düzenli çalıþmasını saðlayan ve vücut ısısını dengeleyen yaðların diyette sınırlı miktarlarda bulunmasına özen gösterilmelidir. ( Özellikle zeytinyaðı, fındık yaðı, ayçiçeði ve soya yaðı gibi doymamıþ yaðlar; zeytin, fındık, ceviz ve badem gibi kuruyemiþler)

Tip 1 diabeti olan hastanın sabırlı ve kararlı olması gereklidir. Her gün aynı saatte 3 ana ve 3 ara olmak üzere en az 6 öðün yemek yenmelidir. Tip 2 diabeti olan hastada ise esas amaç kilo kontrolünü saðlamaktır; bu yüzden az ve sık yemek yenmesi gerekse de 3 ana 2 ara olmak üzere 5 öðünün yeterli olacaðı düþünülmektedir. Ayrıca daha az yemek yiyip daha fazla hareket ederek de kilo vermek ve kiloyu kontrol etmek uygun olacaktır.
Diabetli hastaların beslenme düzenleri aslında saðlıklı her bireyin uygulamasının uygun olacaðı beslenme düzeninden çok farklı deðildir. Bu yüzden diabetli hastaların aile fertleriyle birlikte sofraya oturmaları, hem hastaların moral motivasyonlarını saðlayacak hem de diðer aile bireylerinin de saðlıklı beslenme düzenine geçiþlerine yardımcı olacaktır.

Yeme alıþkanlıklarının deðiþimi yavaþ ve sabırla yapılmalı, diyetisyen kontrolünde hazırlanan deðiþim listeleri kullanılmalı, kısa süreli ama gerçekleþtirilebilir hedefler belirlenip bu hedeflere ulaþıldıkça ödüllendirme yöntemi uygulanmalıdır (Bir hediye, ev içinde veya ev dıþında yapılacak farklı bir aktivite gibi).Yiyeceklerin doðru miktarlarda tüketilmesi çok önemli olduðundan, ilk baþlarda ölçü ve tartı aletleri kullanılmalıdır; zaman içinde bu ölçülere alıþılacaktır. Bazı yiyeceklerin piþtikten sonra hafiflediði veya aðırlaþtıðı göz önünde bulundurularak ölçüler, gıdaların piþmiþ haline göre tesbit edilmelidir. Piyasada diabetik ürün olarak adlandırılan tatlılar, kalori açısından normal þekerle eþit olduklarından ve ürün cinsine göre yüksek oranda doymuþ yað içerdiklerinden, özellikle de þiþman olan hastalar tarafından kullanılmamalıdırlar. Ancak hastanın doktorunun önermesi durumunda, kalori deðeri olmayan yapay tatlandırıcılar kullanılarak evde hazırlanan tatlılar uygun miktarlarda tüketilebilir.

ÖNEMLİ NOT: Eðer diabet hastasında tedavi esnasında hipoglisemi görülüyorsa ve bunun;
• Düzenli alınması gereken öðünlerin alınmaması/yetersiz alınması veya
• Diyetle alınan gıdalar ve yapılan egzersiz arasında dengesizlik olması (yetersiz gıda fazla egzersiz gibi) veya
• Besinlerin barsaktan emilmesine engel olacak herhangi bir barsak hastalıðının varlıðı veya
• Kullanılan ilaç/insülin dozunun fazla alınması ile bir ilgisi yoksa, muhakkak doktorla görüþülmeli ve ilaç dozları azaltılmalıdır.


UNUTMAYIN: Eðer diabet tanısı koyulduysa, hayatınızın bundan sonraki döneminde kendinizle ve diabetinizle barıþık olacak þekilde ve sürekli kendinizi kontrol altında tutarak yaþamalısınız. Kendinize dikkat ettiðiniz, diyet ve egzersiz programlarınıza uyduðunuz ve kan þekeri deðerlerinizi normal sınırlar arasında tuttuðunuz sürece, normal ve kalitesi yüksek bir hayat yaþama þansınız çok yüksek olacaktır.


HbA1c (Hemoglobin A1c): Diabette, hastalıðın seyrini takip etmek için bakılan bir kan testidir. Kandaki þekerin bir kısmı, alyuvar hücrelerindeki hemoglobin proteini (kırmızı kan hücrelerinin içinde bulunan ve oksijen taþımaya yarayan protein) ile birleþerek HbA1c adı verilen yapıyı oluþturur. Kandaki þeker düzeyi ne kadar fazlaysa, HbA1c deðeri de o kadar yüksek çıkar. Bir alyuvarın kandaki dolaþım süresi 90-120 gün olduðundan, HbA1c deðeri son 3 ay içinde kan þekeri deðerindeki yükselmeyi tanımlamaktadır. Takipsiz hastalarda 3, takipli hastalarda 6 aylık periodlarla ölçüm yapılır. Diabeti olmayan kiþilerde normalde %4-6 arasında bir deðere sahiptir. Diabet hastalarında hedef %7’nin altında olmasıdır. HbA1c deðerleri, diabetik riskin, yani diabete baðlı geliþebilecek sinir sistemi, kalp, böbrek, dolaþım sistemi ve göz hastalıklarının erken tesbitine yardımcı olmak anlamında önemlidir. Yüksek HbA1c deðerleri, aynen diabet tedavisinde olduðu gibi, doktor tarafından kontrol edilen beslenme ve egzersiz programlarına dikkat ederek ve gerek duyduðu takdirde önereceði ilaçları kullanarak düþürülmelidir.

DİABET TEDAVİSİNDE YENİ YAKLAŞIMLAR

“American Journal of Physiology” dergisinin 2004 Nisan sayısında, çok genç domuz embriyolarından alınan pankreasların farelerin karın içi bölgesindeki barsak üstü zarlara (omentum) nakledilmesiyle farelerin domuz hücreleri ile kendi insülinlerini ürettiklerini gösteren bir çalıþma yayınlanmıþtır.

Ayrıca, pankreasta insülin üreten hücrelerin, özellikle Tip I diabet hastalarında, vücudun savunma sistemi tarafından yok edildiðinden yola çıkılarak, kaybedilen bu hücrelerin yeniden yerlerine nasıl koyulabilecekleri araþtırılmaktadır. Bunun için 3 yöntem tesbit edilmiþtir.

a) Pankreas nakli (transplantasyonu),

b) Adacık transplantasyonu,

c) Hücre esaslı tedavi .

Pankreas nakli, böbrek yetmezliðinin son evresinde olan ve böbrek nakli düþünülen diabetik hastalarda uygulanan bir yöntem olmakla birlikte, pankreas baðıþı yeterince olmadıðından, ihtiyaca cevap vermemektedir. Ayrıca, nakledilen pankreası reddedilmekten korumak amacıyla, hastalara yaþam boyu baðıþıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar verilmektedir ve bu durum, hastaları pek çok hastalıða karþı açık hale getirmektedir.

Adacık nakli, yalnız pankreas adacıklarının (pankreasın insülin ve diðer hormonları salgılayan hücrelerinin bulunduðu %2’lik parçası) nakli olup, organın tamamına göre göreceli olarak iþlemin daha basit ve cerrahi komplikasyon (ameliyata baðlı istenmeyen yan etkiler ve sonuçlar) riskinin az olması nedeniyle tercih edilen bir yöntem olmuþtur.

Hücre esaslı tedavide ise, hasarlı pankreas hücresinin yerine saðlam hücrenin geçebilmesi için yeterli sayıda hücre nakli yapılması ve nakil sonrası bu hücrelerin korunması için çalıþmalar yapılmaktadır. Teorik olarak, sınırsız sayıda çoðalabilen ve uygun þartlarda istenilen hücre tipine dönüþebilen embriyonik kök hücrelerden (EKH) elde edilecek yeni pankreas insülin salgılayan hücre serileri ya da adacık hücreleri, nakil tedavisinde kolaylıkla kullanılabilirler. Bazı araþtırma grupları deney hayvanlarından elde ettikleri EKH’lerine insülin üretimini saðlayan bazı genlerin aktarımıyla daha fazla sayıda ve özgün hücreler ürettiler. Bu hücrelerin farelere nakli sonrası kan seker düzeylerinin normalleþtiði gözlendi. Şimdilerde, araþtırmacılar farelerde elde edilen bu sonuçları, insan embriyonik kök hücrelerinin insülin üreten adacıklara farklılaþması yönünde uygulamayı denemektedir. İnsan embriyonlarından elde edilen kök hücrelerinden iþlev gören insülin üreten adacıkların geliþtirilmesi yakın bir gelecekte mümkün görünmektedir. (*)

Hem pankreas hem de adacık hücre nakli bugün için, elimizdeki olanaklarla, savunma sistemini zayıflatan ilaçların aðır yan etkileri nedeniyle çocukluk çaðı diyabeti için uygun deðildir. Ancak diyabet alanında geliþmeler vardır ve bunların yaþantımıza girmesi için sabırlı olmalı ve kan þekeri düzeylerini en iyi þekilde kontrol ederek komplikasyonlardan korunmaya dikkat etmeyi sürdürmeliyiz.

(*) http:// kogem.kou.edu.tr/Diabet Tedavisinde Yeni Yaklaþımlar
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

  • hikmet erkök

    s.a. bu site için ve rehber dergisinde emeği geçenlere teşekkürler dilerim ve başarılarının devamını dilerim

  • burhan

    yazarken korkutucu olmayan yada esnek uslüp kullanmamısınız yani şeker hastası sızın ıkı uc cumlenızden sonra bılgı edınmek ıstemez şimdi gunun herhangı bır saatı seker 200 gecmıcek gıbı bır olgu var adam yemek yer yemez olctu bu 200 gecer yanı bıraz daha acıklayıcı olmasını beklerdım

  • dila

    sizleri tebrik ediyorum gerçekten bunları okuduktan sonra artık yediklerime dikkat edeceğim sayenizde şeker hastalığı ile ilgili bütün bilgileri edindim.Yakınlarımdan bazıları şeker hastası ancak hiç şekerli yiyecekler yemiyorlar nedeni ise kör olma veya yürüyememe v.b. gibi olaylar ortaya çıkabilir gibisinden düşünüyorlar bununla ilgili bir bilgi koyarsanz beni çok mutlu edersiniz bu bilgiler için tekrar teşekkür ederim.

  • HARUN İŞLEK

    faydalı ve doğru bilgiler için teşekkürler besin değerleri tablosunu email olarak geçerseniz sevinirim.slm.

4 kişi yorum yazdı.