Özlenen Rehber Dergisi

96.Sayı

Farklı Yönleriyle İslamî Sohbet Siteleri

Mustafa ŞENTÜRK Özlenen Rehber Dergisi 96. Sayı
Farklı yönleriyle İSLAMÎ SOHBET SİTELERİ

Yaşadığımız yüzyıl dikkate alındığında insanın kendisini teknolojiden soyutlaması, hayatın devamiyeti hususunda teknolojiyi yok sayması imkansız hale gelmiştir. 21. yy’da teknolojinin geldiği nokta ve özellikle de teknolojiden soyutlanmış bir hayatın neredeyse imkânsız olması toplumun geneli için kabul edilebilecek mahiyettedir.
Genel manada tahayyül edildiğinde teknolojinin kullanımı bir tercih meselesi olmakla birlikte insan için "teknoloji şu alanda faydalıdır, kullanalım; bu alanda zararlıdır, kullanmayalım" deme gibi bir durum maalesef yok. Zira tercihinizi teknolojiyi kullanmaktan yana belirlediğiniz zaman, ötesini belirleme şansını yitiriyorsunuz. Çünkü oradan ötesini teknolojinin kendisi belirliyor.

Günümüzde internet
Bilgisayar daha doğrusu internet, günümüzün "olmazsa olmazı" olarak algılanır oldu hem de hemen her çevrede. Sağladığı ucuz, hızlı ve kolay iletişim onu cazip kılan en önemli hususlar. Bu sebeple artık internetin girmediği ev neredeyse kalmadı. Özelliklede son birkaç yıl içerisinde bilgisayar/internet zaruri ihtiyaç mesabesinde olacak.
Modernitenin diğer "imkân"ları gibi internetin de ’getiri’leri olduğu gibi "götürü"leri de var şüphesiz. Hatta onun yol açtığı zarar-ziyan, diğerlerinden çok daha fazla. Zira denetimden uzak internet kullanımı diğer modern vasıta ve araçlara göre çok daha mümkün ve yaygın. Bu nokta aslında çok önemli. Çünkü bilgisayar/internetin tam ve istenilen ölçülerdeki denetimden uzaklık özelliği, interneti diğer teknolojik imkanlardan ayıran en temel bilişen. Bu denetimden uzak olmanın içerisine çocuklar için ebeveynleri koyabildiğiniz gibi ebeveynler için de kendilerini koyabilirsiniz. Akılların idrak etmede zorlanabileceği genişlikte bir bilgi yığınını, dünyanın küreselleşmişliğini bir tuşla monitöre yansıtan gelişmişlik(?) insan için her zaman fayda mülahaza edebileceği bir ortam olmasa gerek.
Bu durumda da kişi için götürü getiriden biraz daha fazla oluyor. Çünkü denetimden uzak sanal ortam kişinin nefsiyle başbaşa kalmasına sebep olan en önemli etkenlerden birisidir. İnsanın fıtratında mevcut olan bir gerçek var ki; yalnızlık ve gizlilik, günahın insan tarafından daha kolay işlenmesine zemin hazırlıyor. Etrafında kimselerin olmadığını bilen insan normal şartlar altında yapmayacağı/yapamayacağı işleri çok rahat bir şekilde yapıyor. Çevresinden her ne şekilde olursa olsun çekinen insanlar kendilerini bilgisayar başında çok daha rahat hissedebiliyor. Bütün bunların nihayetinde ise nefsin hile ve desiselerine aldanmak, tuzaklarına düşmek kolaylaşıyor.
Gerek İslami sohbet siteleri baz alınsın ve de gerekse dini muhteviyata haiz diğer mevzular baz alınsın genel manada interneti İslamî amaçlar için kullanma düşüncesi anlaşılabilir hatta bir noktada teşvik edilebilir bir olgu mutlaka. Doğru ve yerinde kullanıldığında internet gerçekten de özellikle de yaşadığımız modern dönem için bir "imkân" gibi görünüyor. Ama bu noktada da getiri ile götürülerini iyi değerlendirmek, olaya kazanımlar ve kaybedişler soruşturmasının akabinde daha temkinli ve bilinçli yaklaşmak daha mantıklı ve daha sağlıklıdır. Amacın meşru olmasının güzelliği, amaç için kullanılan araçların da meşru olmasının güzelliğine endekslidir.

İslamî chat/sohbet
Sanal ortamda sohbet son yıllarda özellikle İslamî sitelerin kendi bünyelerinde açtıkları sayfalarında varlığıyla büyük bir artış gösterdi. Sohbet sitelerini özelliklede İslami sohbet sitelerini insanın doğasında var olan sosyalleşmenin bir ürünü olarak görmek mümkündür. Bu açıdan bakıldığında da gayet normal ve hatta çok da güzeldir. Fakat bu nokta yanlış anlaşılmasın. Biz İslami duyarlılığı olanların olmayanlara nazaran daha az sosyal olduklarını falan iddia etmiyoruz. Demek istediğimiz şu; İslami duyarlılıkları olan kişiler günahla daha az karşılaşmak için toplumsal ortamın içerisine daha az/seyrek giriyor olabilir. O nedenle devamlı suretle çarşı pazarda, sokak ve caddede bulunan, günah ortamıyla iç içe olan insanlara kıyasla ve sokağı, toplumu tanıma noktasında daha az sosyal olabilirler. Her ne şekilde olursa olsun özellikle sosyalleşme noktasında sıkıntıları olanların böyle sitelere yönelmeleri, orada edinilecek arkadaşlık ortamı sayesinde sosyalleşmesini tamamlayabileceği inancı insanların bu sitelere ya da sayfalara eğilimlerinde etkili olan nedenlerdir bu da gerçek olan bir durumdur. Özellikle de ortak payda dini/İslami duyarlılık olduğunda karşılıklı iletişim kolaylaşmakta, yakınlıklar artmaktadır. Buraya kadar herşey gayet normal gibi gözükmektedir ama insanları bu site ya da sayfada dini/İslami duyarlılık ortak paydasında toplamasını suistimal eden kötü niyetli insanların varlığı da hatırdan çıkarılmamalıdır.
Önceleri tamamen güzel niyetlerle başlasa da, birtakım "İslamî" sitelerdeki sohbet odaları, doğru söylemek gerekirse internetin tabiatından kaynaklanan bir "ayartma"yla kötü yönelimlere ortam teşkil edebiliyor. Mevzu dâhilinde yapılan bir araştırma, bu noktada endişelenmek için elimizde yeterinden fazla sebep olduğunu gösteriyor mesela.
Araştırma, "İslamî" formatlarda başlayan chat (sohbet) sürecinin, giderek nasıl "ürküntü verici" manzaralar doğurduğunu –araştırmayı yapanların bizzat kendi tecrübelerinin sonucu olarak– ortaya koyuyor. Şöyle ki;
Araştırmayı yapan üç kişi; Türkiye, Suudi Arabistan, Ürdün, Tunus, Suriye, İran, Irak, Lübnan, Fas gibi ülkelerde Türkçe ve Arapça faaliyet gösteren internet sitelerinin sohbet odalarına giriyor. Her biri, önce takma kadın isimleri (nick) kullanarak kadınlarla, sonra da takma erkek isimleri kullanarak erkeklerle sohbet ediyorlar. Yaklaşık 600 kişiyle gerçekleştirdikleri sohbetler sonunda elde ettikleri netice şu olmuş: Sohbet odalarının müdavimleri başlangıçta, İslam’ı öğrenmek, farklı yerlerdeki Müslümanların durumlarından haberdar olmak, onların problemlerini paylaşmak… gibi niyetlerle hareket ediyor. Ancak süreç içinde sohbet koyulaştıkça "sanal" bir yakınlık oluşuyor. Çevrelerinde edep ve vakarla tanınan, namahrem insanlarla göz göze gelmekten dahi kaçınan, kadın-erkek pek çok kimsenin, sanal ortamın getirdiği ’tanımama’ ve ’tanınmama’ "avantajı"ndan istifadeyle çok geçmeden mahrem konulara girmekten çekinmediği gözleniyor. İşin bir başka vahim boyutunu da, bu insanların belli bir çoğunluğunu evli bireylerin oluşturuyor olması!

Çözüm mahiyetinde...
Problem ortada. Çözüm için bir şeyler yapılmadığı takdirde toplumsal yapımız hızla çürümeye devam edecek ve Hz. Süleyman (a.s)’ın asası gibi ancak kemirilen yeri kalmadığı için tamamen çöktüğünde fark edilecek; o zaman da iş işten geçmiş olacak.
Kangrenleşmeye doğru giden bu problem için kısa ve uzun vadede yapılacak işler var mutlaka. Özellikle İslamî konularda bilgi edinmek isteyen gençleri "internetten öğrenme" alışkanlığından az da olsa vazgeçirmek gerekiyor. Esasen "İslamî bilgi" konusunda kimin, kimden/nereden, nasıl ve ne kadar öğrenmesi gerektiği sorusu modern dönemde Müslümanların "en önemli" meselesini oluşturuyor. Zira şurası kesin ki, modern dönemde İslam’ı bildiğini sananların yaşadığı zihnî karmaşa ve istikamet sapması, İslam’ı bilmediğini bilenlere oranla kat kat fazla. İslam’ı öğrenme amaç ve maksadıyla internette araştırma yapan ve zihninde sorgu mekanizması gelişmemiş –ki bunun için araştırdığı konuda alt yapıya sahip olmak gerek- bireyin önüne açılan siteden ya da sayfadan öğrenmek istediği konuyu okuyup kabul etmesi, o konu hakkında hiç bilgisi olmayanınkinden daha tehlikeli ve zararlıdır. Bunun için herkesin her türlü bilgiyle birebir muhatap olduğu, herkesin her meseleyi konuşup tartıştığı ortamlar, forumlar, sohbet siteleri, mail grupları yerine, herkesin kendisi için "gerektiği kadar" ve "doğru" bilgi ile buluşturulduğu ortamlar oluşturulmalıdır. Bu cümleden yola çıkarak istikamet ve sahih bilgi sahibi insanların toplumla buluşturulması için gerekli mekanizmanın oluşturulması hayatî önemdedir. İrşad ve İslam’a hizmet faaliyeti bir "seferberlik" anlayışı içinde yürütülmelidir.
Uzun vadede alınması gereken bu ve benzeri tedbirler dışında, kısa vadede şular yapılabilir: İnternet kullanımının bir "alışkanlık/bağımlılık" haline dönüşmesi engellenmelidir. Aile büyükleri, aile bireyleri arasında sağlıklı bir iletişim ortamı oluşmasını sağlamalı, birlikte sohbet kültürü yeniden canlandırılmalıdır. Öte yandan İslamî içerikli sitelerdeki "sohbet odaları" ya sıkı bir şekilde denetlenmeli ya da tamamen kapatılmalıdır. Ayrıca her aile kendi içinde internet kullanımı için zaman kısıtlaması getirebilir. İnternete girilen bilgisayar evin salon gibi en işlek mekânına taşınabilir.
Netice itibariyle İslami hassasiyete sahip olanların her ne maksat ve niyet ile olursa olsun, karşısındaki insana ’abi’ ’abla’ gibi sözlerle hitap ederek karşıdaki kişi ile senli benli yakınlık kurmaya çalışması, konuşma seviyesini ’siz’den biz’e indirgemesi, ileriye dönük izhar olunacak sıkıntı ve nahoş durumların başlangıcı sayılabilir. Daha önce ifade ettiğimiz bir hakikati yeri gelmişken bir daha tekrar etmekte fayda var. İnsanların birşeye ’İslamî’ demeleri o şeyi İslamî yapmaz. Şayet o şeyde İslamî vasfa haiz emare varsa o başka...
İstikamet üzere yaşamak duasıyla....
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.