Özlenen Rehber Dergisi

160.Sayı

Fıkıh Köşesi - 160.sayı

Seyfullah KILINÇ Özlenen Rehber Dergisi 160. Sayı
1- Mahkemeye sunulan delillerin hangisi tercih edilir? Şahitlerin çokluğuna mı delilin kuvvetli olmasına mı bakılır?
Davalarda şahitlerin çok olmasıyla (deliller hususunda) tercih yapılmaz. Tercih, delilin kuvvetli olmasına bağlıdır. Şahitlerin çok olmasına bağlı değildir…

2- Erkek hayvanların dişi hayvanlara aşması/çiftleşmesi için kiralanması veya bunun için ücret alınması caiz midir?
Erkek keçinin/tekenin dişi keçiye aşması/çiftleşmesi için ücret alınması caiz değildir. Bu böyle olduğu gibi, bütün erkek hayvanların dişi hayvanlara aşması için kiralanması caiz değildir. Çünkü bu kiralamadan maksat, dişi hayvanın yavruya gebe kalmasıdır. Hayvanın bu aşmasıyla, dişi hayvanın yavruya gebe kalacağı ise kestirilemez. Erkek hayvan her halükarda buna kadir değildir. Peygamberimiz (s.a.v.) erkek hayvanın dişi hayvana aşması için kiralanmasını yasaklamıştır…

3- Ezan okumak, başkasının yerine haccetmek, imamlık yapmak, Kur’ân-ı Kerim öğretmek, fıkıh okutmak ve vaazlık yapmak için ücret almak caiz midir?
Ezan okumak, başkasının yerine haccetmek, imamlık yapmak, Ku’rân-ı Kerim öğretmek, fıkıh okutmak ve vaazlık yapmak gibi ibadet ve taat için ücret almak caiz değildir. Zira Rasûlullah (s.a.v.): ’Kur’ân-ı okuyunuz, fakat onunla yemeyiniz (yani ücret alıp yemeyiniz).’
Ancak bunlardan dolayı ücret alınması, Fukahânın müteahhirleri tarafından caiz görülmüştür… Bir kimse çocuğuna Kur’ân-ı Kerim veya fıkıh öğretmek için bir zâtı ücretle tutsa, bu ücretle tutan kimsenin, anlaştıkları ücreti hocaya vermesi üzere cebrolunur, eğer vermezse hapsolunur…

4- Dinen günah sayılan işler için kiralama yapılması sahih midir? Şarkı, türkü söylemek için, ölen kimsenin üzerine sesle ağlamak için, oyun ve eğlenceden ibaret olan bir kısım çalgılar için ücret alınması caiz midir? Düğünlere mahsus muayyen deflerin kullanılması için yapılan kiralamalar geçerli midir?
Dinen günah sayılan işler için kiralama yapılması veya kiralanan/tutulan kimsenin yapamayacağı menfaatler hakkındaki icareler/kiralamalar sahih değildir. Binaenaleyh, makamla şarkı, türkü söylemek için, ölen kimsenin üzerine sesle ağlamak için, oyun ve eğlenceden ibaret olan bir kısım çalgılar için ücret alınması caiz değildir. Ancak düğünlere mahsus muayyen deflerin, gazilere ait ’tabl’ denilen aletlerin kullanılması caiz olduğundan, bunlar için yapılacak olan icareler/kiralamalar da muteberdir/geçerlidir…

5- Sütanne tutulması caiz midir? Sütannenin bebeğe karşı vazifeleri nelerdir? Sütannenin bebeğe yaptığı masrafları kim karşılar?
Belirli bir ücretle sütanne tutulması caizdir. Sütanne emzirdiği çocuğu yıkar, çocuğun altını temizler, kirlenen elbisesini yıkar, mamasını yapar ve yağ ile yağlayıp gerekli hizmetini görür, fakat bunlardan hiç birisinin parasını (kendi cebinden) vermez. Bunların parasını ve sütannenin parasını, çocuğun nafakasını temin eden kimsenin vermesi gerekir. Eğer sütanne, süt emzirme müddetinde çocuğa mama verse veya koyun, (inek) sütüyle beslese anlaştıkları ücreti alamaz. Çünkü onun yapması gereken çocuğu emzirmek olup bunu da yapmamıştır.
Sütannenin kocasının, karısına cinsî münasebette bulunması caizdir…

6- Bir kimse, tarlanın ekinini biçtikten sonra tarlada kalan sapını yaksa ve bu yüzden tarlanın etrafında bulunan başkasına ait tarlaların ekinleri yansa, meydana gelen zarar ve ziyanı kim öder?
Bir kimse, kiraladığı veya ödünç aldığı bir tarlanın ekinini biçtikten sonra tarlada kalan sapını yaksa, bu yüzden tarlanın etrafında bulunan başkasına ait tarlaların ekinleri yansa, eğer o vakitte hava sakin olup rüzgâr yoksa başkalarının tarlalarında meydana gelen zarar ve ziyanı ödemez. Eğer hava rüzgârlı ise zarar ve ziyanı öder…

7- Mal sahibi kiracısına hitaben ’Kira mukavelesini gelecek ayın başından itibaren feshettim’ dese, hükmü ne olur?
İleriye nisbet edilerek kira akdinin bozulması caizdir. Örneğin, mal sahibi kiracısına hitaben ’Kira mukavelesini gelecek ayın başından itibaren feshettim’ dese, gelecek ayın başından itibaren kira mukavelesi bozulmuş olur...

8- ’Tehditle bir işi yapmaya zorlanma’ hakkında bilgi verir misiniz?
İkrah; bir kimsenin bir şahsı, haksız olarak, istemediği bir işi yapmaya tehdit ve korkutma yoluyla sevketmesidir.
İkrah 2 kısımdır:
1- İkrah Gayr-i Mülcî: Dövme ve hapsetme gibi insanın katlanabileceği bir şeyle (bir işe) zorlanmasıdır ki bu zorlama sebebiyle, zorlanan insanın, o işi yapmaya rızası bulunmaz.
2- İkrah Mülcî: Öldürme ve bir azayı kesme gibi insanın katlanamayacağı bir şeyle (bir işe) zorlanmasıdır ki bu zorlama sebebiyle, zorlanan insanın ihtiyarı/seçme durumu olmaz.
İkrahın sahih olmasının şartı, zorlayan kimsenin tehdit ettiği şeyi yapabilecek durumda olmasıdır. İkrahta korkuyu gerektiren tehdidin birinci şartı; tehdidin öldürme veya bir azayı kesmekle olmasıdır. İkrahta korkuyu gerektiren tehdidin ikinci şartı; tehdidin zorlanan kimsenin rızasını gidermesidir. Bu şart, şahsa göre değişir, şöyle ki, mevki sahibi, faziletli ve çabuk alınan kimseler kendilerine söylenen sözlerden üzülürler, bazı insanlar da şiddetli dövülmekten bile eziyet duymazlar…

9- Bir gemide yangın çıksa, gemide bulunan şahıs gemide kalarak sabrettiğinde yanacak, kendisini denize attığında ise boğulacak olsa ne yapması lazım gelir?
Bir gemide yangın çıksa, gemide bulunan şahıs gemide kalarak sabrettiğinde yanacak, kendisini denize attığında ise boğulacak olsa, İmam Âzam (rh.a.)’e göre o şahıs muhayyer olup isterse sabreder, dilerse denize atlar. İmam Muhammed (rh.a.)’e göre ise, o şahsın geminin içinde kalarak sebat etmesi lazımdır…

10- Bir kâfire zorla Müslümanlık kabul ettirilirse hükmü ne olur? Bu kişi sonra Müslümanlıktan dönerse hükmü ne olur?
Bir kâfire zorla Müslümanlık kabul ettirilirse -hakkında hayırlı olduğuna ve halinin görünüşüne bakarak- Müslümanlığına hükmolunur. Fakat böyle zorlanarak Müslüman olan bir şahıs sonra Müslümanlıktan dönse, irtidadından/mürted olmasından dolayı öldürülmez…

11- Borçlu olan bir kimse, alacaklısını tehdit ederek alacağından vazgeçirirse hükmü ne olur?
Borçlu olan bir kimse, alacaklısının önüne geçip tehdit ederek borcunu bağışlatsa, sahih olmaz. Sonra alacaklı alacağını yine alır…

12- Velisinden izinsiz küçük çocuğun ve deliliği devamlı olan delinin tasarrufu geçerli olur mu? Çocuk ve deli başkasına ait olan bir malı telef ettiğinde tazmin gerekir mi?
Bir kimsenin sözlü yaptığı tasarrufun geçerli olmamasının sebebi üçtür:
1- Tasarrufta bulunan şahsın küçük olmasıdır.
2- Tasarrufta bulunan şahsın deli olmasıdır.
3- Tasarrufta bulunan şahsın köle olmasıdır…
Velisinden izinsiz küçük çocuğun ve efendisinden izinsiz kölenin tasarrufları geçerli değildir. Deliliği devamlı olan delinin tasarrufları hiçbir surette geçerli değildir. Bunlardan birisi başkasına ait olan bir malı telef ettiğinde öder…

13- Malını güzelce idare edemeyip zevk, eğlence ve hovardalıkta yiyen, beyhude/yararsız boş yere israf eden kimse, malında tasarruftan men olunur mu?
a) Sefih (yani malını güzelce idare edemeyip zevk, eğlence ve hovardalıkta yiyen, beyhude/yararsız boş yere israf eden) kimse, parasını lüzumsuz ve yersiz harcasa bile tasarruftan men olunmaz. Sefahat yani sonunu düşünmeyerek lüzumsuz yere malını ’har vurup harman savurma’ hakları iptal etmez…
b) Fasık ile kalbi temiz olduğu için ticarette aldatılan kimseler, malını muhafaza edip idare ettiğinde tasarruftan men olunmazlar…

14- Hile yolunu öğreten müftü vazifesinden men olunur mu?
Müftiy-i mâcin (hile yolunu öğreten müftü), insanların sıhhatlerini bozan cahil hekim, hayvanı olmadığı halde insanlar ile hayvan kiralama muamelesi yapıp kira bedeli alan müflis kimse, bunların hepsi vazife ve işlerinden men olunurlar…

15- Borçlu borcunu ödemezse hâkim alacaklıların alacağını nasıl tahsil eder?
a) Kâdı/hâkim, borçlu olan kimsenin malını, üzerinde olan borcunu ödemek için satamaz, belki borçlunun malını kendi eliyle satıp borcunu ödemesi için kâdı onu ebedi hapseder…
b) Borçlunun mevcut olan malı borcu cinsinden olursa, hâkim borçlunun borcunu onun malından öder…
c) Borçlunun borcu, dirhem/gümüş cinsinden olup, malı ise altın cinsinden veya borcu altın olup malı dirhem/gümüş cinsinden ise, hâkim bunlardan her birini diğerinin yerine istihsanen satabilir...
d) İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed (rh.aleyhimâ)’ya göre, eğer alacaklılar talep ederse, borçlu kişi alım-satımdan, tasarruftan ve malında başka bir kişinin alacağı olduğunu ikrar etmekten men olunur...
e) Borçlu kişi borcunu ödemek için malını satmaktan imtina ederse, hâkim, onun malını satıp alacaklılar arasında hisselerine göre taksim eder…
f) Borçlunun malı, borçlarını ödemek için satılmak istenildiğinde önce nakitleri satılır, bunlar borçlarını ödemeye yetmezse sonra ticaret malları satılır, bunlar da borçlarını ödemeye yetmezse taşınmaz malları satılır…
g) Borçlunun elbiseleri satıldığında kendisi için giydiği elbiselerden ’bir kat’ veya bazılarına göre ’iki kat elbise’ bırakılır…

16- Bir kadının kocasının evinden kocasının iznini almadan ekmek ve ekmeğe benzer az bir şeyi tasadduk etmesi caiz olur mu?
Âlimlerimize göre, bir kadın için kocasının evinden (kocasının iznini almadan) ekmek ve ekmeğe benzer az bir şey tasadduk etmesi caizdir. Zira örf ve âdete göre kadın kocasının evinden az olarak sadaka vermekten men olunmaz, zaten kocası bundan bir zarar da görmez...

17- Çocuğun tasarrufu ne zaman velisinin izni olmadan geçerlidir, ne zaman velisinin izni olsa bile geçerli olmaz ve ne zaman velisinin izniyle geçerli olur? Çocuğu hizmetçi olarak veya bir sanatta çalışmaya vermek kime caizdir?
a) Çocuğun tasarrufu, Müslüman olma, bakıcı tutma, hibeyi ve sadakayı kabul etme gibi kendisine faydalı şeylerde olursa velisinden izinsiz bu tasarruflar sahih olur. Karısını boşaması, kölesini azat etmesi gibi kendisine zararlı şeyler olursa, velisinin izni olsa bile sahih olmaz. Alış-veriş gibi faydalı ve zararlı olması muhtemel olan bir tasarruf olursa, velisinin (babasının ve dedesinin) izniyle sahih olur, velisinden izinsiz sahih olmaz. Bunamış olan şahıs yukarıdaki hükümler hususunda çocuk hükmündedir…
b) Çocuğu hizmetçi olarak kiraya vermek ancak annesi için caizdir. Başkaları çocuğu sanata verebilir ama hizmetçi veremezler…

18- Gasp nedir? Gaspın ahiretteki ve dünyadaki hükmü nedir? Gaspçı gasbettiği malı nasıl tazmin eder?
a) Gasp; bir kimsenin kıymetli ve muhterem olan malını izni olmaksızın haksız yere elinden alıp o malı başkasına vermektir…
b) Bir kimsenin başkasına ait olan bineğe bir şey yüklemesi gasptır. Başkasına ait olan halı ve kilim üzerine oturmak gasp değildir…
c) Gaspın ahiretteki hükmü; günahtır, Allah’ın (c.c.) azabını hak etmektir…
d) Gaspın dünyadaki hükmü; gasp eden kimsenin gasbettiği şey mevcut ise gasbettiği yerde sahibine aynen vermesi, gasbettiği şeyi telef etmiş ise kıymetini ödemesi vaciptir. Gaspçının gasbettiği mal, mislî (yani çarşı ve pazarda bahası değişmeyen ve benzeri bulunan) mallardan ise mislini öder, kıyemî yani çarşı ve pazarda misli bulunmazsa dava günündeki kıymetini öder. İmam Ebû Yusuf (rh.a)’e göre o malın gasp edildiği günündeki kıymetini öder. İmam Muhammed (rh.a)’e göre o malın çarşı ve pazarda kalmadığı gündeki kıymetini öder…

19- Bir kimse gasp ettiği şeyde veya yanında emanet olan şeyde tasarrufta bulunarak kâr elde ederse hükmü ne olur?
Bir kimse gasbettiği şeyde veya yanında emanet olan şeyde tasarrufta bulunarak kâr elde etse, halbuki bu gasp edilmiş şey ile yanında emanet bulunan şey, tayin etmekle belirlenecek cinsten olup, mesela; misliyattan olan ticaret malları gibi olsalar, bu takdirde elde edilen kâr, İmam Âzam ile İmam Muhammed (rh.aleyhimâ)’ya göre tasadduk edilir. Çünkü alış-veriş bunlarla yapılmıştır. İmam Ebû Yusuf (rh.a.)’e göre elde edilen bu kâr tasadduk edilmez…
Eğer gasp edilen mal ile emanet edilen şey tayin etmekle belirlenecek kabilden olmazlarsa mesela; dirhem ve altın gibi, bu durumda alış-veriş yaparken gasp edilmiş dirhemi veya yanında emanet bulunan dirhemi gösterip peşin olarak onları verse yahut gasp olmayan veya emanet olmayan dirhemi gösterip bu gasp veya emanet olan dirhemi verse yahut gasp edilmiş veya emanet olan dirhemi gösterip başka para verse yahut mutlak surette dirhem vereceğini söyleyip gasp edilmiş veya emanet olan dirhemi verse, bu suretlerde elde edilen kâr ittifakla helaldir. Bazıları ’fetva bunun üzerinedir’ demişlerdir. Muhtâr olan kavle göre bu kazanç mutlak surette helal olmaz…
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.