Özlenen Rehber Dergisi

25.Sayı

Çanakkale Zaferi'nden Bir Başarı Tablosu

Ayhan ÖZKAN Özlenen Rehber Dergisi 25. Sayı
Milletimizin, 20. yy başlarında karşılaşmış olduğu en büyük felaketlerden ve yıkımlardan biri de Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’na girmesi olmuştur. Bu savaş döneminin en önemli hadiselerinden ve övünç kaynaklarımızdan birisi ise Çanakkale Zaferi’dir. İki yüz elli bin askerimizin şehit olmasına karşılık kazanılan büyük bir zafer.
Bu savaş esnasında yüzlerce birbirinden farklı harikulâde kahramanlıklar meydana gelmiştir. Bunlardan birisi de küçük bir Türk muhribi olan Muavenet-i Milliye Muhribi’nin başarısıdır. Müttefik ordularının komutanı olan General Ian Hamilton’un ’Düşman madalyayı hak etti!’ diye günlüğüne not düşmesine neden olan Muavenet-i Milliye’nin başarısı, Müttefik donanmasının Mondros limanına çekilmesine neden, Türk askerleri için de moral olmuştur.
Çanakkale Seferi süresince İngiliz donanmasının maruz kaldığı en büyük felaket Goliath’ın batışıdır. 13.150 tonluk ve yedi yüz elli mürettebatı olan bu muharebe gemisinden ancak yüz seksen kişi kurtulabilmiştir. Beş yüz yetmiş personeli, gemi ile beraber sulara gömülmüştü. Bu geminin batışı ile verilen zayiat büyük olmuştu; ama asıl önemlisi bu felaketin doğurduğu olaylardı. Goliath’ın batırılışı üzerine İngilizler, Boğaz’ın zorla geçilmesi fikrinden tamamen vazgeçtiler. Ayrıca geminin batırılışından iki gün sonra 15 Mayıs 1915’te, İngiliz Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Fisher, ardından da 17 Mayıs’ta, Çanakkale Seferi’nin fikir babası Churchill’in istifasına vesile oldu.
İngiliz gemisinin batırılışı ve gemi komutanının kim olduğu Türk kaynaklarında şöyle yer almaktadır:
’Fransızların Kerevizdere’de ele geçirmiş oldukları mevzileri geri almak için yapılan devamlı taarruzlara karşı, Fransızların harp gemilerinin yardımını istemeleri üzerine, her akşam iki muharebe gemisi Morto koyu açığına gönderilmekteydi. Bu gemilerin ateşinden hayli zarar görülmesi üzerine, 5. Ordu Komutanlığı, Boğazlar Genel Müfettişliği’ne başvurarak bu kötü durumun giderilmesini istedi. Bu amaçla, Muavenet Muhribi’nin görevlendirilmesine karar verildi.
Marmara’da denizaltı karakol görevi yapan Muavenet, Kıdemli Yüzbaşı Ahmet Saffet komutasında olarak 10 Mayıs saat 19.15’te Çanakkale’ye geldi.
12 Mayıs’ta sona eren hazırlıklar arasında, kıyı boyunca seyir sırasında geminin dibe değmemesi için kömür ve yağın yarısı gemiden çıkarıldı. Doksan kilo şarjlı üç Şuvartskopf torpidosu kovanlara sürüldü; bir tanesi de yedek olarak güverteye alındı. Bu sırada Morto koyunda Goliath ve Kornvolis muharebe gemileri demirli bulunmakta, iki İngiliz muhribi Rumeli, diğer ikisi Anadolu kıyısında ve biri de boğaz ağzının ortasında karakol yapmakta idi.
Müstahkem mevkideki bataryalar ile ışıldaklar ve diğer bütün ilgili birlikler, yapılacak taarruzdan haberdar edilmiş, Anadolu ışıldaklarının, Muavenet’in seyir hattını aydınlatmamaları, Muavenet’i izlemeleri olasılığı olan düşman muhriplerini karşılamak üzere, bataryaların hazır bulunmaları, Muavenet’in dönüşte seyir fenerlerini yakacağı ve eğer izleniyorsa, baş tarafından beyaz işaret fişekleri atacağı bildirilmişti. Havuzlar mevkiinde demirli olan bir filika da kırmızı bir fener gösterecekti.
12 Mayıs saat 18.40’ta harekete geçen Muavenet, saat 19.00-19.30 arasında mayın hatlarını geçtikten sonra, 19.40’ta Soğanlıdere önlerindeki mayın hatlarının hemen dışında demirleyerek, taarruz saati olan gece yarısını beklemeye başladı.
Morto’daki gemilerin ateşi ve ışıldaklarla yaptıkları aydınlatma, saat 23.30’a kadar sürdü. 13 Mayıs saat 00.30’da demir alan Muavenet, sekiz mil hızla Rumeli kıyısına sürünürcesine seyre başladı. On beş dakika sonra, iskele tarafından 600-800 metre mesafede rastlanan ve ağır yolla karşı rotada seyreden bir düşman muhrip takımı, Muavenet’i görmedi. Saat 01.00’da tam pruvada, Eskihisarlık burnuna bordalarını vermiş yatan iki muharebe gemisi fark edildi. Torpido kovanları sancağa çevrilmiş durumda ağır yolla seyre devam olunurken, öndeki geminin (Goliath’ın) pırıldakla (O) işareti verdiği görüldü; görülmüş olan Muavenet’ten parola sorulmaktaydı. Bu işarete aynen karşılık veren Muavenet, vakit kaybetmeyerek hemen hücuma kalktı ve saat tam 01.15’te birbiri ardından üç torpidosunu işaretledi. Bu anda mesafe 300 metre kadardı. Torpidolardan biri Goliath’ın komuta köprüsü, ikincisi baş baca altına ve üçüncüsü de arka tarafına vurdu. Kısa zamanda batan Goliath, yedi yüz elli kişilik mürettebatından, gemi komutanı dahil, beş yüz yetmişini de birlikte götürdü.
Muavenet, saat 05.00’da Çanakkale önüne demirlediği vakit, büyük sevinç gösterileriyle karşılandı. Aynı gün İstanbul’a hareket eden muhrip, ertesi günü İstinye üssüne döndü ve merasimle karşılandı. 16 Mayıs’ta gemi mürettebatı, Başkomutan Vekili ve Bahriye Nazır Vekili Enver Paşa tarafından bir takdirname ile kutlandı. Bunu, nişan ve madalyalarla taltifleri ve gemi komutanının binbaşılığa yükseltilmesi izledi. Muavenet’in, bu başarısı, Çanakkale’yi savunanların morali üzerinde önemli etki yaptı. İngiliz harp tarihinin, (atak ve ustalıklı bir hareket) olarak kaydettiği bu olay, 14 Mayıs’ta toplanmış olan İngiliz Harp Meclisi’nde tam bir bomba etkisi yaptı.
Çanakkale Savaşı, İtilaf Devletleri tarafından; Çarlık Rusya’sının yıkılmasına engel olmak, boğazların hakimiyetini ele geçirmek ve Osmanlı Devleti’ni savaş dışı bırakmak amacıyla açılmıştır. İtilaf Devletleri’nin kolay ve parlak zafer ümitleriyle Türk direnişinin çok zayıf olacağı ihtimaliyle açılan bu cephe Türk kahramanlığının, fedakârlığının ve azminin ne kadar güçlü olduğunu tüm dünyaya göstererek tüm ümitleri kırmıştır.
Çanakkale Savaşı, bizim için Birinci Dünya Savaşı’nın zaferle sonuçlanan bir cephesidir. Her ne kadar Doğu Cephesi’nde Ruslara karşı bazı başarılar elde ettiysek de, Çanakkale Savaşı’nın yeri ve önemi başkadır. Çünkü Çanakkale Savaşı, düşmanın üstün silâhlarına karşı kanımızı canımızı ortaya koyarak kazandığımız bir savaştır.
Türk tarihinin hatta dünya tarihinin dönüm noktası olan Çanakkale Savaşı, sona erdikten sonra da önemini yitirmemiş ve 1916 yılında Londra’da Çanakkale Harekâtı’nı araştırmak üzere Gelibolu Harekatı Araştırma Komisyonu kurulmuştur. Savaşa bizzat katılanların şahit olarak dinlendiği bu komisyon, 1917 yılının sonuna kadar yaptığı çalışmalarla raporunu hazırlamıştır. Kurulun verdiği rapor, her şeyi ortaya koymaktadır:
’...Daha başlangıçtan beri teşebbüsün başarısızlık şansı, başarı şansından ağır basmaktadır...’
Kurul görüldüğü gibi yaptığı çalışmalar sonucunda harekâtın bir hata olduğunu kabul etmiş; yenilginin sebebinin Türk kuvvetlerinin şansı olması değil, îmanlı Türk askerlerinin yiğitçe çarpışması ve zafere ulaşması olduğunu bizzat kabul etmiştir. Biz Harbiyeliler olarak Çanakkale Savaşı’nda çarpışan ve bize bugünleri yaşamamızı sağlayan aziz şehitlerimizi, kahraman gazilerimizi şükranla ve derin saygıyla anıyor, vatanseverlikleriyle ve kahramanlıklarıyla bizlere birer örnek teşkil ettiklerini belirtmek istiyoruz.

Kaynakça :
1. James, Robert Rhodes, Gelibolu Harekatı, Belge Yay., 1965.
2. Boğuşlu, Mahmut, Birinci Dünya Harbinde Türk Savaşları, Kastaş Yay., İst. 1990.
3. Artuç, İbrahim, 1915 Çanakkale Savaşı, Kastaş Yay., İst. 1992.
4. Günesen, Fikret, Çanakkale Savaşları, Kastaş Yay., İst. 1986.
5. Niyazi, Mehmed, Çanakkale Mahşeri, Ötüken Yay., İst. 1999.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.