Özlenen Rehber Dergisi

51.Sayı

Gönül Dili...

Osman YILDIRIM Özlenen Rehber Dergisi 51. Sayı
HATIRA
Gül yüzünü görmeden önce öldü babası
Altı yaşında yetim, öksüz koydu anası
Gül gibi koklanarak okşanarak büyüdü
Âmine’nin dünyaya güzide hatırası.

KUTLU DOĞUM HAFTASI
Allah’ın çok sevdiği Muhammed Mustafa’sı
Ona yılda bir yetmez “Kutlu Doğum Haftası”
Sonsuz salât-ü selam olsun o nurefşâna
Gönüllerin incisi, elması, pırlantası.

MÜJDELİYORDU
Şemsiyesi buluttan, bir yolcu geliyordu
Gelen yolcuyu günden bulut gölgeliyordu
Bulut yolcuyla geldi, kuru ağaç yeşerdi
Bahîra, “Bu son Nebî” diye müjdeliyordu.

MAĞARADA
Kendine mekân tuttu dağda oyulmuş taşı
O kuytu halvete, hikmete daldı başı
O mekândan haz aldı, huzur buldu, tat buldu
Onu ziyaret etti Cebrail arkadaşı.

HABER
Mülakat yaptı, gelen Cebrail’le beraber
Mülakat; mutlu ilan, ilâhî kutlu haber
O haberden haberi olmayanlar mutlu olamaz
Yegâne mutluluğun rehberi son peygamber.

REİS
Arzını mescit kıldı gök kubbenin mimarı
Hacerü’l-Esved taşı yeryüzünün mihrabı
Medine, gece miraç yolcusunun minberi
O Nebiler Reisi, İslâm’ın mihmandarı.

EMİN
Onun omuzlarında yükseldi İslâm dini
Kalplerden gizli buğzu, sildi nefretli kini
Kaldırdı asırlarca süren kan davasını
İmdada tez yetişti insanlığın emini.


BÜYÜKELÇİ
Esrarlı ötelerin peyâmı, tebliğcisi
Yere kitap indiren göklerin temsilcisi
Burak binen süvari, müstesna Arş seyyahı
Yeryüzünün muazzam ve en büyük elçisi.

EFENDİ
Onun gibi şehsuvar bu dünyaya gelmedi
Gelenler onun kadar kalplerde sevilmedi
Gelen kral, şah oldu, efendi olamadı
Rabbi onu gönderdi, kâinata efendi.

BÜYÜK KOMUTAN
Gökten kitap getiren, yeryüzünde okutan
Ebû Cehil tıynetli güruhları korkutan
Parmağıyla gökteki ayı ikiye bölen
Kisraları deviren, deha büyük komutan.

ŞAMPİYON
Müşrik kesmeye gitti onun hicret yolunu
Mağara, örümcek, kuş gözden sakladı onu
Geri döndü, Mekke’yi fethetti silahsız
O yenilmez, nâmağlup, dünyalar şampiyonu.

YENİLMEDİ
Omuzları dik durdu, dik başı eğilmedi
“O bir kere yenildi!” tarihte denilmedi
Bedir’in muharibi, Huneyn’in savaşçısı
O serdarlar serdarı hep yendi yenilmedi.

ONSUZ
Gözüm aç, gönlüm haris, o mânâya doyumsuz
Ezel, ebed, aklımdan gelip geçiyor sonsuz
Öteler, bilinmeyen, gökyüzü, Samanyolu
Yaratan yaratmadı, kâinatı onsuz.

MUCİZE
İlâhî meşalemiz verilmiş elimize
En doğru sözü söyler, on dört asırdır bize
Muhammed Mustafa’nın mukaddes hatırası
Harfi değişmez kitap Kur’an, büyük mucize.

SAHÂBE ÇIKARTTI
Cahiliye devriydi, müşrik puta tapardı
Kılıç çekilir, yere insan kanı akardı
Vahşi baba kızını, kuma canlı gömerdi
O, Güzin Sahâbe’yi müşriklerden çıkarttı.

ŞEREF
Ne gelen, ne gidendir, ne halef, ne seleftir
Ne ulu kişi, ne bey, ne meliktir, ne şeftir
Yücelik Hakk’a kulluk, kulun kulu olmamak
Onun ümmeti olmak mertebedir, şereftir.

ÖNDERİM
Ondan başka olmasın mihmandarım, önderim
Ayak bastığı taşı yolda bulsam öperim
Kölesiyim kurbanıyım ayak bastığı yolun
O yolda olmayana yaşayan ölü derim.

VEDA HUTBESİ
Var mı, o yüce nutkun söylenmiş numunesi?
Dinle o sesle çınlar, ufkun kemer kubbesi
Gönüller terennümü, ruh ve hayat iksiri
Ölümsüzlük raporu, eşsiz veda hutbesi.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.