Özlenen Rehber Dergisi

70.Sayı

Sizin İçin Seçtiklerimiz...

Dr. Celal Emanet Özlenen Rehber Dergisi 70. Sayı
Editörden
Hem hicrî hem de miladi olarak yeni bir yıla merhaba dediğimiz bugünlerde pek çok insan bir an bile olsa kendince, geçen bir yılın muhasebesini yapmaktadır. Dünyevi hesaplar içerisinde maddi nimetlere kavuşmayı arzulayıp, onun peşinde koşanlar ve neticesinde de istediklerini elde eden kimseler bunlarla yetinmeyip daha çok dünyalığa kavuşabilmenin planlarını çoktan yapmışlar ve işe koyulmuşlardır.

Halk arasında ’hayatı dolu dolu yaşamak’ diye bir söz vardır. Kendisine dünyayı mihenk edinmiş bir kimse, dünyayı dolu yaşama ve arzularına kavuşma adına çekmediği sıkıntı ve ıstırap kalmaz. Zira dünyanın geçici süsü ve zineti bu insanları öyle büyülemiştir ki, onlara kim nasihat ederse etsin faydasız olacağı aşikârdır. Çünkü böyle kimselere göre; onlar dünyada iyi bir insan olarak yaşamaktadırlar ve ahirette de gidecekleri yer cennettir. Hâlbuki Kur’an; Âd, Semûd, Lût ve İsrailoğulları gibi kavimlerin bu dünyayı cennetleştirme adına neler yaptıklarını ve nasıl fesada düştüklerini sarih bir şekilde anlatmaktadır. Bu ayetlerden ve dünyanın zinetlerinin insanı Allah’a kullukta nasıl gaflete düşüreceğine dikkat çeken hadislerden ders çıkarıp dünyaya bu minval üzere yaklaşan kimseler hiç vakit kaybetmeden ’Allah’a (c.c.) nasıl bir kulluk yaparsak bizden hoşnut olur’ sorusunu kendilerine sormaya başlayacaklardır.

Rahmeti sonsuz Rabbimiz bu konuda insanoğlunu hiç bir zaman başıboş bırakmamış. Onlara tarih boyunca peygamberler göndermiş, onlar vazifelerini bihakkın ifa etmişler yaşadıkları toplumda insanlığın rehberi olarak ashabını cennete ve Allah’ın rızasına kavuşturmuşlardır. Peygamberlik halkasının sonuncusu Rasûlullah (s.a.v.) Efendimizden sonra bu vazifeyi Allah dostları, Mürşid-i Kamiller ifa etmeye devam ettirmektedirler. Bu rehber insanlar; nefsin hastalıklarını, şeytanın kötülüklerini, dünyanın aldatıcı süslerini kısacası insanların manevî hastalıklarını tedavi edecek ilaçları kendilerine müracaat edenlere sunmuşlardır.

Aslında hem dünyanın gerçek yüzünü görmek isteyenler hem de ahiretin güzelliklerinden mahrum kalmak istemeyenler hiç zaman kaybetmeden Efendimizin (s.a.v.) rehberliğinde hayatlarını Cenab-ı Hakk’a kullukla vuslata kavuşmanın yolunu bilen o dostlardan birisine müracaat etmelidir.

Bizler, Rabbimize ne kadar şükretsek azdır. Zira tüm hayatını Allah’ı zikir, Rasûlullah (s.a.v.)’in sünnet ve ahlâklarını yaşama, yaşatma iştiyakıyla dolu, sahabe timsali Ehl-i Beyt sevdalısı bir Allah dostu Mürşid-i Kâmil’le tanışmamızı nasip etti.

Bu vesileyle vefatının 9. Yılında Efendimiz Abdullah Farûkî el-Müceddidî’yi (k.s.) rahmetle anıyor, makamının Firdevs-i Â’la olmasını Rabbimizden niyaz ediyoruz.
Bu içeriğe yorum yazabilirsiniz

Henüz hiç kimse yorum yazmadı.